Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun Fevkani Zirvesini eleştirirken, hem Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz’ı hem de Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ı hedef aldı.

Ebru Uzun yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Zonguldak Valiliğinde Sayın Valimiz Başkanlığında gerçekleştirilen sonucu önceden belli toplantı ile Fevkani köprüsünün yıkımı kararı açıklanmıştır.

Alaplı yolunda kaza! 100 metre sürükledi! Alaplı yolunda kaza! 100 metre sürükledi!

Ortada bir proje olduğu zaman ve bu konuda bir sorun var ise doğru karar verebilmek için sorunun tüm taraflarının dinlenmesi, konu ile ilgili uzmanların görüşlerinin alınması gerekir.

Bu sebeple bu toplantı sadece köprüyü yıkarak kendi geleceğini kurtarmak isteyenler ve fikirlerini söyleyebilme şansı bulunmayan Valimize bağlı 657 sayılı kanun çerçevesindeki memurların katıldığı  daha başından şehri ve bu kentte yaşayanları dışlayan bir toplantı olmuştur.

KARŞI GÖRÜŞLERE SAYGISIZLIKTIR

Sayın Valimizin bu şehirdeki teknik elemanları, tarihçileri, İlgili meslek odalarını ve dernekleri böyle bir toplantıya davet etmemesi tek taraflı Belediye Başkanını dikkate alması karşı görüşlere kesinlikle saygı duyulmadığının bir göstergesidir.

Ayrıca konunun tarafı olan köprü altı esnafının söylediklerinin yok sayılması söylediklerine kulak tıkanması kendilerinin hafta sonu bakanla görüşmelerinin engellenmesi ve Vali Bey tarafından da dinlenmemesi kendinden başka hiçbir görüşe ve kişiye saygı duymayan kimseye değer vermeyen görüşün tezahür etmesidir. Bütün yıl bekledikleri en fazla iş yapabilecekleri mevsimde üstelik su ve elektrikleri kesilerek boşaltılmaya zorlanmaları güvenilir olması herkesi kucaklıyor olması gerekli olan şehreminine yakışan bir hareket olamaz.

Öncelikle köprüyü yıkmaya değil yapmaya geliyorum diyen sonrada ben yıkmıyorum bakanlık yıkıyor manevrasını yapan Belediye Başkanını, köprünün yıkılması zaruridir güçlendirilmesi mümkün değildir şeklinde olduğunu öne sürdüğü teknik raporu açıklamaya ve Zonguldak kamuoyu ile paylaşmaya davet ediyorum. Hangi teknik eleman hangi uzman bu çağda köprü güçlendirilmesi mümkün değil şeklinde bir raporun altına imza atmıştır görmek ve bu raporu tüm meslektaşları ile paylaşmak istiyoruz.

BU RAPOR HERKESLE PAYLAŞILMAZ İSE ORTADA BİR TİLKİ KURNAZLIĞI VAR DEMEKTİR.

Merkez çarşısında hemen yapılacak diye söz verilen esnafın yine yeni köprünün yapıldığı yerdeki Pazar yerinde bulunan 6 ay içinde yerinizi yapacağım diye söz verilen esnafların durumu ortada iken köprü altı esnafının sana inanması güvenmesi mümkün mü?

Okulların açılması tek iş yaptığımız dönem onu atlatalım hiç olmazsa diyen, bize dükkan verilecek diyor ama orayı kaça alacağımızı bilmiyoruz. Yer alamazsak 2 sene içerisinde lavuar projesi bitmezse Elmas Park’tan da çıkarılırsak ne olacak? Diye soran esnafını anlamak yerine devletin arkasına sığınarak onlara aba altından sopa göstermek ayıptır, beceriksizliktir.

Aslında tarihçi ve teknik adamların uyarılarını dikkate almayan duymamazlıktan gelen Başkanın derdi şehri daha yaşanılabilir bir hale getirme sevdasının olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Yıkım ihalesi ile gündeme gelen köprünün kaç ton demirden oluştuğunun tartışılması bile sığ düşüncenin ortaya çıkmasıdır. Fevkani köprüsü tonlarca demirden çok daha fazlasıdır. Yıkılan köprü değil kent belleğidir. Yapılan şehir içi ulaşımına hançer saplamaktır.

Başkanın gerçekte yaptığı çok az bir zaman kalan seçimde tekrar aday olabilme şansını bulabilir miyim diye can havliyle yapmaya çalıştığı son çırpınışlarıdır. Şehre hizmet aşkı filan değildir.

 

BUGÜNDEN UYARIYOR VE TARİHE NOT DÜŞÜYORUM

Köprünün yıkılması sonrası kent trafiğinde ortaya çıkacak her türlü keşmekeşin sorumlusu Belediye Başkanı ve gözü kapalı destek olanlardır.

Derenin taşması sonucu ortaya çıkacak her felaketin sorumlusu Belediye Başkanı ve gözü kapalı destek olanlardır.

Sel felaketlerinde meydana gelecek tek bir can kaybının bile sorumlusu Belediye Başkanı ve gözü kapalı destek olanlardır.

Demiryolu geçişlerinde meydana gelecek her türlü kazanın tek sorumlusu Belediye Başkanı ve gözü kapalı destek olanlardır.

 Bu konuda şehrin dinamiklerinin sesini yükselmesi gerekmektedir. Başta Mimarlar odası ve Şehir plancıları odası olmak üzere ilgili odaları görüşlerini paylaşmaya davet ediyorum.

Kısa bir süre sonra görevine devam edemeyecek olan birinin şehrin geleceğini ipotek altına alması doğru olamaz. Şehri giderayak curcunaya çevirmesine seyirci kalmak mümkün değildir.”

Editör: Kağan İslamoğlu