Maden Mühendisleri Lokali’nin yıkımı kapatılması ve halka açılması gündemdeki yerini korurken Zonguldak Tarih Editörü Hayati Yılmaz, Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’a seslenerek “Yordun bizi başkan” dedi.

Yılmaz Zonguldak Tarih sayfasından paylaştığı yazıda şu ifadeleri kullandı:
“Şu son dönemlerde, bina yıkma tartışmaları gerçekten insanları yoruyor.

Fener Mahallesi , sahildeki binalar, Atatürk'ün karaya çıktığı  iskele, Çiçek Veren Kız Anıtı, İnönü Heykeli yanına kay kay , Kız Meslek Lisesi, Merkez Çarsı Binası, Fevkani Köprüsü derken şimdide Zonguldak Maden Mühendisleri Odası`nın binasına göz diktiler.

Doktor Bey Zonguldak`ı adeta lime lime doğramak istiyor.

Üstelik bazıları sadece tartışmadan ibaret. Yıktıkları da var yıkamadıkları da. Yıkılanların yerine doğru dürüst bir şey yapıldığı da yok.

Sırada ne var?

Çelikel, Devlet Hastanesi, Eski Halkevi Binası?

Daha yerel secimler yapılalı ve göreve geleli iki sene olmasına rağmen şehri puzzle oyununa cevirdiler.

Hayır, politik olarak yazmıyorum, inanınki iyi şeyler yapıldığında öveceğim ama bu şekilde yorulduk yav !

Tartışmayı başlatıyorlar, sonra da halkla inatlaşıyorlar.

Ya Zonguldak'ı sevmiyorlar ya Zonguldak'ın tarihinden hesap soruyorlar. Tarihini  bildiklerinden de şüpheliyim.

Mesela;

 II.Abdulhamit `in "olmayan" Filyos Projesi`ni "Abdulhamit`in Rüyası" olarak lanse ederken, asıl Abdulhamit`in Zonguldak için yaptırdığı  bu binaları yıkmaya kalkıyorlar.

Bugün Maden Mühendisleri Odası`nın binası daha 1893 yılında kömürün Zonguldak Limanı'na taşınması için II.Abdulhamit`e yollanan projelerin içinde yer alan binalardan  birisiydi. Bu sebep ile Kadırga yokuşundan sonraki kayalık alan devrilerek yol açılmıştı, tren rayları döşenmişti. Hızlı yükleme iskelesi yapıldıktan sonra kömürü limana taşıyan vagonları sayacak bina da tam yanına yapıldı.

İşte o bina bu bina.

II.Abdulhamit, o dönem tüm eyaletlerdeki valiliklere gönderdiği genelge ile;  şehirlerin ihtiyacı olan proje hazırlanması için görevlendirdiği mühendisler, Zonguldak'tan bu talebi padişaha götürdüler. Götürülen projelerin arsında Filyos yoktu. Zonguldak Limanı vardı. Her ne kadar yabancılar tarafından yapılsa da o dönem zaten bu işleri Galata bankerleri üstleniyordu.

1957 sonrasında kömür yükleme işlemi karşı tarafa yapılan mendirek, lavuar ve yükleme iskelelisi yapıldıktan sonra Kuzey iskele tarafı  kullanılmamaya başlandı. Ama yine de bu yapıları yıkmadılar.

1963 yılında Maden Mühendisleri Odası'na kiralandı.

Gelelim günümüze;

Açıkça söyleyeyim, hayatım boyunca bu binaya bir kere girdim. O da son gelişimde... Bir arkadaş ile birlikte orada buluştuk.

Bana pek hitap etmeyen bir yer. Daha önce üye sistemi ile giriliyordu, şimdi herkese açık. Bu bakımdan çok iyi dedim, gittim. Zonguldak`ta üye sistemi ile girişi olan tüm işletmelere karşıyım .Eşitlik ilkesine aykırıdır. Manzara güzel ama ben elit yerleri sevmiyorum. Daha çok halk tipi yerleri kullanırım.

BUGÜN RAHATSIZ OLUNAN TEK SEY, İÇİKİLİ MEKAN OLMASI

Fakat; ben değilim mesele: Özelikle belediye yönetimin bilmesi gereken bir şey var.

Çeşitli görüş, yaşam biçimi, eğitim seviyesi, sosyal konumu olan kentlerde bir arada uyumlu yaşamayı sağlaması, belediyelerin asli görevlerinden biridir.

 Karşı tarafta cami var ,bu tarafta içkili restoran. Kim nereye gitmek isterse oraya gider, kimse buna karışamaz. Toplumu, insanları rahatsız etmediği mürtetçe herkesin tercihine bakar.

Ama belediyelerin asıl karışması gereken, gelişi güzel yerlerde içki içilmesi. Örneğin Liman Arkası`nda. Örneğin okul park ve bahçelerde.

Zonguldak tarihini yazan biri olarak söyleyeyim ki, başkan  tarihe geçiyor. Hiç bir dönemde kent bilinci olan insanları bu denli hoplatan bir yönetim daha bu şehre gelmedi.

Hani "böbrek ameliyatı" yapmıyormuş gibi davranıyor doktor bey; onu al, bunu tak !

Biz ölünceye kadar Zonguldaklıyız ama başkan ömür boyu o görevde kalmayacak. O yüzden kentin siluetini bu denli tahrip etmeye hakkı yok. Kentin kültürünü değerlerini, bir karar alıp: anında yıkamaz.

Zonguldak`ta veya dışarıda yaşayan binlerce insan Zonguldak'ın en güzel mekânı olarak burayı görüyor.

Başkanın 3 senesi daha var,

Zonguldak'ın yüzlerce sorunu var. alt yapı, ulaşım, işsizlik, göç, Kültür Sanat. vb.

Bu binayı  Milli Kütüphane yapacakmış. Mevcut Kütüphane nerde, ne durum da acaba ? Daha bir yıl önce, içinde kütüphanenin de bulunduğu Zonguldak Atatürk Kültür Merkezi`ni yıkma tartışmaları yapıyorduk. Aylar geçti, öylece duruyor. Yoksa niyet sadece gündem yaratmak mı !

Eğer öyleyse,  yorulduk biz başkan.

İnsanın kendi şehrini, kendi belediyesinden korumaya çalışmak çok ağır geliyor.”

Editör: TE Bilişim