Meclis'in bütçe maratonu, 16 Aralık Cuma günü, bütçenin tümü üzerinde yapılacak konuşmalarla ve oylamayla tamamlanacak.

TBMM Genel Kurulu'nda, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı ile Türk Akreditasyon Kurumunun bütçeleri görüşüldü.

Bütçe görüşmeleri esnasında Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar söz alarak sektörde, geçmişte yaşanan sıkıntıları hatırlattı.

Uçar meclis kürsüsünden yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu bankalar ile finansal kiralama, faktöring, tüketici finansman, tasarruf finansman ve varlık yönetim şirketlerinin kuruluş ve faaliyetlerini, yönetim ve teşkilat yapısını, birleşme, bölünme, hisse değişimini ve tasfiyelerini düzenlemekte ve denetlemektedir. 

BDDK, bankacılık sektöründe yaşanan dalgalanmalardan sonra ekonomik büyümeye uzun vadede katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Esasen bu sektörde, geçmişte yaşanan sıkıntıları çok kısaca hatırlamakta fayda olduğunu düşünüyorum.

AK Partisiz bir hükümet propagandası yapanların övdüğü 2000 li yıllarda yani koalisyon hükümetleri döneminde 22 banka hortumlandı ve battı. 1998-2001 arasında batan bankalardan 47 milyar dolar hortumlandı. Batırılan ve hortumlanan bankaların halka toplam faturası ise 65 milyar dolar oldu.

Bu rakam Hazine tarafından ödendi. Bu nedenle, söz konusu bankalar, mevduatları ödenerek tasfiye yerine TMSF ye devredildi. Bu yolla mali yapılarının düzeltilebileceği düşünüldü.

TMSF'nin yönetimi Merkez Bankası'ndan, 31 Ağustos 2000'de oluşturulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) geçti.

-Banka kurmanın teknik koşullarının yeterince gözetilmemesi,

-teknik, mali ve etik kısıtların, siyasi ilişkilerle aşılması,

-gerekli etik niteliklere sahip olmayanlara banka kurma izni verilmesi,

-Bankalar Yeminli Murakıpları raporlarının dikkate alınmaması ve bilançoların gerçeğe aykırı olarak yayınlanmasına göz yumulması, iktisat literatürüne “hortumlama” olarak giren yöntemlere yol açarak bankaların mali yapılarının giderek zayıflaması ve art arda batmasına yol açtı.

Ve binlerce vatandaşımızın mağdur olmasına yol açtı.

BDDK’nın 2023 yılı bütçe teklifi 1 Milyar 888 Milyon TL’dir.

Kurumun gelirleri bankalar ile denetim kapsamındaki kuruluşlardan tahsil edilen paylardan oluşmaktadır. 2022 yılı Ekim ayı itibarıyla, BDDK bünyesinde 404 kuruluş bulunmaktadır.

Dünya çapında ekonomilerin yeniden inşa edilmesi için finansal kuruluşlara önemli görevler düşmektedir.

Bu anlamda finansal sektörümüzün tüm oyuncularından ülke ekonomimizin gelişmesi açısından yapıcı olacakları konusunda tereddüdümüz yoktur.

Kurumun yapısal dönüşüm alanında önemli adımlar attığı görülmektedir. Farklı alt sektörlerin geliştirilmesi, ürün çeşitliliğinin arttırılması ve Katılım Bankacılığının yaygın hale getirilmesi bu adımların başında gelmektedir.

Bu dönüşüm sayesinde faizsiz finans sistemi, ekonomik dalgalanmalara karşı benimsenen ve desteklenen bir sektör haline gelmiştir.

Türk Bankacılık sektörü AK Parti hükümetleri boyunca sağlam kurumsal temeller üzerinde yükselmiş, finansal şoklara karşı gücünü ispat etmiş, dinamik ve gelişmeye açık bir yapıya sahiptir.

Bunun göstergesi olarak Dünyadaki bütün olumsuz gelişmelere rağmen son dönemde yaklaşık %87 oranında büyüme kaydedilmiştir.

Ayrıca Ağustos 2022 itibarıyla sektörde faaliyet gösteren 57 banka bünyesinde toplam 204.519 personel ve 11.102 şube bulunmakta olup sektörün toplam aktif büyüklüğü 12,7 trilyon TL seviyesine yükselmiştir.

Yaptığımız bir diğer düzenleme ile finans kurumlarının yaptığı işlemlerden dolayı, vatandaşlarımız BDDK’ya şikâyette bulunabilmektedir.

Şikâyetlerini, bilgi edinme sistemi, elektronik şikâyet sistemi, dilekçe, çağrı merkezi ve CIMER aracılığıyla ücretsiz bir şekilde gerçekleştirebilmektedirler.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 20 yılda eğitimde, sağlıkta, sanayide, enerjide ve ulaşımda yapılan mega projeler büyük oranda tamamlamıştır.

Savunma sanayisindeki yerlilik oranı yüzde 20’lerden yüzde 80’lere taşınmıştır. Artık Dünya siyasetinde stratejik bir aktör konumuna gelmiş güçlü bir Türkiye bulunmaktadır. Türkiye Yüzyıl’ını inşa etmenin vakti gelmiştir.”