Sendika, gençlerin yalnızca akademik zorluklarla değil, aynı zamanda yaşam mücadelesiyle karşı karşıya kaldığını vurguladı.
Yapılan açıklamada, ekonomik belirsizlik ve hayat pahalılığının öğrenciler arasında antidepresan kullanımında rekor artışa, sanal kumar bağımlılığına ve ne yazık ki intihar eğilimlerinde yükselişe yol açtığına dikkat çekildi.
Antidepresan Kullanımı ‘Normalleşti’
Sendika, üniversite sağlık birimlerinden gelen verilerin, öğrenciler arasında antidepresan ve anksiyolitik ilaç kullanımında endişe verici bir artış olduğunu gösterdiğini belirtti. Maddi yetersizlikler, barınma sorunları ve ailelerine yük olma hissi altında ezilen gençlerin, sorunlarını çözmek yerine semptomlarını baskılamak için ilaçlara yöneldiği ifade edildi.
Sanal Kumar Çaresizliğin Kaçış Kapısı
Özellikle erkek öğrenciler arasında sanal kumar ve yasadışı bahislerin yaygınlaştığına dikkat çekilen açıklamada, bu eğilimin bir kazanç yolu değil, derinleşen çaresizliğin yansıması olduğu vurgulandı. Kumar batağına sürüklenen gençlerin eğitim hayatından koparak sosyal ilişkilerini kaybettiği ve psikolojik çöküş yaşadığı belirtildi.
Sessiz Bir İntiharın Eşiği
Ekonomik ve sosyal baskıların en tehlikeli sonucunun intihar eğilimlerindeki artış olduğuna dikkat çekilen açıklamada, her intihar girişiminin toplumsal bir yardım çağrısı olduğu ifade edildi. Bu konuda şeffaflıktan uzak durulmasının sorunu örtmekten başka bir işe yaramadığı vurgulandı.
Eğitim Sen’in Talepleri
Eğitim Sen Zonguldak Şubesi Yönetim Kurulu, yetkili kurumlara çağrıda bulunarak şu talepleri sıraladı:
- Ekonomik Destek: Öğrenci kredi ve burs miktarlarının hayat pahalılığına göre revize edilmesi.
- Psikolojik Destek: Üniversitelerdeki Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Merkezlerinin personel ve bütçe açısından güçlendirilmesi.
- Şeffaflık: YÖK ve Sağlık Bakanlığı’nın antidepresan kullanımı ve intihar eğilimleri konusunda şeffaf verileri kamuoyuyla paylaşması.
Açıklamada, “Bu gençlik sadece bugünün değil, yarının Türkiye’sidir. Onların ruh sağlığını ve geleceğini korumak ertelenemez bir ulusal görevdir” denildi.