KARABÜK'te, Filyos Çayı'nda cesedi bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın (17) ölümüne ilişkin tutuklu yargılanan Dursun Acar (55), adliye binasında alınan geniş güvenlik önlemleri eşliğinde hakim karşısına çıktı. Suçlamaları reddeden sanık, "Öleceğini de tahmin etmedim. Nereye gittiğini de görmedim. Polislere haber vermedim çünkü başına böyle bir şey geleceğini düşünmedim. Ben televizyonda yabancı bir kızın öldüğünü gördüm ama o olduğunu tahmin etmedim, tanımadım. Polis gelince o kızın arabama binen kişi olduğunu anladım" dedi.



Filyos Çayı'nın Yeşilköy mevkisinde 26 Mart'ta Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın cansız bedeni bulundu. Şüpheli ölüm ile ilgili soruşturma başlatıldı. Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen ekipler, Dina'nın ana yolda bir otomobilden inip, koşarak çalılıklara gittiğini, bir süre sonra araca döndüğünü, ardından otomobilin de çalılığa ilerlediğini tespit etti. Cesedinde morluklar bulunan Dina'nın para karşılığı cinsel ilişki talebi içeren mesajlar aldığı, annesine Karabük'ten gitmek istediğini söylediğine dair ses kayıtları da ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında 3'ü Gabon uyruklu 8 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 5'i savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerden İ.Ç. ile S.Ç. adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı; 3 kez gözaltına alınıp, salıverilen Dursun Acar ise 4’üncüsünde tutuklandı. Dina'nın cenazesi de İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak Gabon'a götürülerek defnedildi. Acar hakkında hazırlanan iddianamede 'kendini savunamayacak durumda olan kişiyi suçu gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 'cinsel istismara teşebbüs' suçundan 15 yıla kadar hapis istendi.



GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
Karabük Adliyesi’nde sabah saatlerinde polis ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Adliyeye gelenler üst araması ve kimlik kontrolünün ardından binaya alındı. Şehir dışından gelen Dina İçin Feministler ve davayı izlemek isteyen siyahi öğrencilerin büyük bir kısmı alan yetersizliğinden salona alınmadı. Taraflardan 3’er kişinin salona girişine izin verildi. Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Dursun Acar, tutuklu bulunduğu Düzce Cezaevi’nden SEGBİS bağlantısı ile katılırken avukatlar ve güvenlik önlemi alan polis ekipleri salonda hazır bulundu.

'ELİNE BAKARAK KONUŞUYORDU'
Olay günü eşine sigara almak için dışarı çıktığını söylediğini belirten Dursun Acar, "100. Yıl’a geldiğimde siyahi kız önüme atladı. ‘Abi hastane, abi hastane’ dedi. ‘Ne oldu’ dediğimde ‘abla dövdü’ diye cevap verdi. Arabanın arka koltuğuna bindi. Ben yoluma devam ettim. Benim niyetim o kızı hastaneye götürmekti. Büyük hastane dediği için Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürecektim. Araba kullanırken dikiz aynasından bakıyordum, sürekli yabancı dilde kendi kendine konuşuyordu. Yalnız benden telefonumu istedi. 'Abi telefon' diyerek telefonumu istedi. Verdim ve 4 defa arama yaptı ama konuşmadı. Akaryakıt istasyonunu geçtikten sonra arka kapıyı açtı. Bana hiçbir şey söylemedi. Eline bakarak yabancı dilde konuşuyordu. Araca aldığımda elinde ve yüzünde kan vardı" dedi.

Keltepe açılışa hazırlanıyor! Keltepe açılışa hazırlanıyor!



MERAK EDİP PEŞİNDEN GİTMİŞ
Dina’nın gittiği yöne merak ettiği için peşinden gittiğini ve kötü niyeti olmadığını öne süren sanık, "Dina kapıyı açınca 1 buçuk metre ileride durdum. Karşı şeride geçti. İleriden evimin istikametine gitmek için dönüş yaptım. Dina'nın gittiği yöne doğru girdim. Orada küçük idrarımı yaptım ve belki tekrar karşılaşırız diye sigara yakıp sağa sola doğru baktım. İleride çalışma vardı, dönebileceğim bir yerden geri döndüm. Ben istismar amacıyla gitmedim, kötü niyetim yoktu. Belki karşıma gelir diye baktım. İyi niyetliydim. Kendisini orada görmedim. Ses de duymadım. Dönebileceğim yerden dönüp evime gittim" diye konuştu.

'AMACIM HASTANEYE GÖTÜRMEKTİ'
Cinsel saldırı iddialarını yalanlayan sanık, "En ufak elinin elime değmişliği yoktur. Kendisine dokunmaya da çalışmadım. Amacım onu bir an önce hastaneye götürmekti. Hastaneye götürmemi isteyince karakola götürmek hiç aklıma gelmedi" diyerek kendisi savundu.



TELEVİZYONDA GÖRÜP TANIMAMIŞ
İlk ifadelerinde Dina’nın peşinden gittiğini söylememesi ancak kamera görüntüleri ortaya çıkması hatırlatılan sanık, "Öleceğini de tahmin etmedim. Nereye gittiğini de görmedim. Polislere haber vermedim çünkü başına böyle bir şey geleceğini düşünmedim. Ben televizyonda yabancı bir kızın öldüğünü gördüm ama o olduğunu tahmin etmedim, tanımadım. Polis gelince o kızın arabama binen kişi olduğunu anladım" dedi.

PTT ÇALIŞANI GECE VAKTİ PTT’YE GÖTÜRMEK İÇİN ÇAĞIRMIŞ
Dina’nın ölümüne üzüldüklerini belirten sanık avukatı, genç kızın psikolojik olarak yorulduğunu söyledi. Avukat, "İntihar veya kazayla mı oldu bilemiyoruz ancak buna sebep veren herkes ortaya çıkarılsın istiyoruz. Dina son günlerinde PTT’den telefon göndermek istiyor ve sürekli problem yaşıyor. Bundan dolayı da psikolojisinin bozuk olduğunu herkese söylüyor. PTT çalışanlarının kendisiyle yatması karşılığı telefonu bulacaklarını da annesine attığı mesajlarda söylüyor. Müvekkilimin aracından inmesi hayatın olağan akışına aykırı görülse de aykırı olan PTT çalışanın mesaj atarak gece saatlerinde PTT’ye götürmek için Dina’yı dışarı çağırmasıdır. Dina’nın o gece yaşadığı problemlerin tespit edilmesini ve dahil olan varsa yargı önüne getirilmesini istiyoruz. Müvekkilim olaydan sonra hayatına normal şekilde devam etmiştir. Bu da olağandışı bir şey yapmadığını göstermektedir" ifadelerini kullandı.

TAKİPSİZLİK KARARINA İTİRAZ EDECEKLER
Sanıktan şikayetçi olan ve tutukluluk halinin devamını isteyen Dina’nın ailesinin avukatları, "Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK) verilmiş ise de bu karar bize tebliğ edilmediği için hala itiraz için süremiz var ve itiraz edeceğiz. Soruşturma dosyasından başlayarak o kadar büyük deliller var ki soruşturma savcısının bile neye göre takipsizlik verdiği bizce de anlaşılmayan bir durum söz konusu. Sizler de KYOK kararına itibar etmeyiniz. Dina’nın hem dışarı çıktığı evde hem de Filyos Çayı’nda keşif yapılmasını istiyoruz" diye konuştu.

8 TANIK DİNLENDİ
Çevirmen yardımıyla 4'ü yabancı uyruklu 8 tanık mahkeme heyetince dinlendi. Dina’yı tanımayan ancak olay günü apartmanın bodrum katından çıkmaya çalıştığı birileri tarafından tutulduğunu gören tanık, genç kızın peşinden giden 2 kişiden 1’inin telaşlı bir şekilde hareket ettiğini söyledi.

TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Mahkeme heyeti, Ankara Barosu’ndan gelen avukatların baro adına katılma talebini reddederken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Dina’nın ailesinin katılma talebi kabul edildi. Sanığın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı tanıkların dinlenmesi için ileri bir tarihe erteledi.



ADLİYE ÇIKIŞINDA AÇIKLAMA YAPTILAR
Duruşma çıkışında Dina İçin Feministler adlı grup adına açıklama yapan Oya Meriç Eyüpoğlu, "İçeriye girebilenler olarak 17 yaşında genç bir kadının, dilini ve huyunu suyunu bilmediği bir ülkede öldürülmüş olmasının geldikten sadece birkaç ay sonra aramızdan ayrılmasının bütün ağırlığını içinde hissetti. Dışarıda bu kadar yoldan kalkıp gelip içeriye giremeyen arkadaşlarımızın hissettiği çaresizlik ve öfkeyi tahmin bile edemiyorum. Bu tür davaları takip etmek farklı şehirlerden gelmeyi organize etmek açısından da güç. Biz her seferinde daha çok sayıda şehirden kalkıp buraya geleceğiz. Sadece Dina değil, Dina gibi onlarca kadın var bu topraklarda. Kadın olmak yeterince zorken, erkek şiddeti yaşam hakkımızı elimizden alırken bir de göçmen oldukları için daha da yalnızlaştırılan hem erkek şiddeti hem de ırkçılık nedeniyle aramızda olmayan kadınlara sözümüzü, feminist dayanışmayı büyütmek için buradayız" diye konuştu.

Editör: Melisa Sapaz