Level Hospital Çocuk Salığı ve Hastalıları Uzmanı Dr. Humay Mehdiyeva son günlerde oldukça yaygın görülen domuz gribi hakkında uyarıda bulundu. Özellikle çocuklar arasında çok sık görülmeye başlandığını belirten Mehdiyeva domuz gribi yani Influenza-A virüsünün nasıl bulaştığı ve dikkat edilmesi gerekenler konusunda şu ifadeleri kullandı:

“İnfluenza hastalığı, influenza virüslerinin neden olduğu çocuklarda ve erişkinlerde yüksek ateş, yaygın kas ağrısı, halsizlik ve solunum yolu semptomları ile karakterize bir hastalıktır.

İnfluenza virüsleri Orthomyxoviridae ailesinin üyeleridir ve İnfluenza A, İnfluenza B ve İnfluenza C olarak üç tipe ayrılmaktadırlar.

Influenza virüsleri kişiden kişiye solunum yoluyla geçer. Öksürme ve hapşırma virüs partiküllerinin aerosol olarak yayılma yoludur.

Özellikle 2 yaş altındaki çocuklarda hastalığın daha fazla görüldüğü ve ağır seyrettiği gözlenmiştir.

İnfluenza hastalığı 1-2 günlük inkübasyon döneminden sonra genellikle ani başlangıçlı titremeyle yükselen ateş, baş ağrısı, yaygın kas ağrısı, halsizlik ve iştahsızlık gibi genel belirtiler ve öksürük, boğaz ağrısı gibi solunum yolu belirtileriyle karakterize klinik tabloya neden olmaktadır. Sırt kaslarında ağrı, gözlerde yanma diğer belirtilerdendir. Ateş yüksekliği en önemli bulgu olup, hızla 37.8° C-40°C’e kadar yükselir, 3-4 gün kadar bu seviyelerde, devamlı veya aralıklı kendini hissettirir. Ağırlaşmayan olgularda ateş 6-7 gün içinde azalarak normale döner. Burun mukozası kızarık, pürülan olmayan bir akıntı, gözler ve yanakta kızarıklık hastaların muayene bulgusudur.

Çocuklarda orta kulak enfeksiyonu, sinüzit, viral zatürre, bronşiolit, kas tutulması, nörolojik problemler, kalp kası tutulumu gibi ağırlaşmalarla ve hatta ölümle karşılaşılabilmektedir. Çok bulaşıcı olup, kısa sürede yayılmaya meyilli olup, her aile ferdini etkileye bilmektedir. Özellikle astım, bağışıklık sistemi düşük, kronik ilaç kullanımı ve ağır kronik ciddi hastalığı olan çocuklarda ve aile bireylerinde ağır klinik tablolara neden olmaktadır.

İnfluenzada tanı ağırlıklı olarak klinik olarak konulmaktadır. Seçilmiş olgularda hızlı tanı testleri ile tanının kesinleştirilmesi sağlanır.

Hızlı tanı testleri, solunum sekresyonlarında sürüntü çubuğu ile viral antijenlerin tespit edilmesi ile olur. Çok kısa sürede her ortamda uygulana bilen bu testlerle influenza virüsleri saptana bilir. Testlerin sensitiviteleri %40 ile 80 aralığında değişmektedir. Hastanemizde influenza A ve B tiplerini saptayan hızlı tanı testleri yapılmaktadır.

Tedavinin yönetiminde dikkat edilmesi gereken durumlar vardır. Tipik bir influenza kliniğinde 5-6 gün aktivite kısıtlılığı olmalı, bol sıvı tüketilmeli, düzenli beslenme ve uyku, destek tedavisi, C vitamini, çinko ve D vitamini tüketimi olmalı, 3-4 gün kadar yatak istirahati ve yaklaşık 3 gün iş/okul yaşamından uzak kalınmalıdır.  Öncelikle şüphelenilen hastalarda tedaviye tanısal test sonuçları beklenilmeden empirik olarak başlanılmalıdır. Hastalarda ilk test sonuçları negatif olsa bile alternatif bir tanı söz konusu değilse ve klinik olarak influenzadan şüpheleniliyorsa tedavi süresi tamamlanmalıdır. Antiviral tedavide, kullanılan oseltamivir semptomların başlangıcından itibaren ilk 4 gün içerisinde verildiğinde hastalarda iyileşmeyi arttırdığı, ağır klinik durumların riskini azalttığı gösterilmiştir.

İnfluenza ve komplikasyonlarından korunmanın en etkin yolu mevsimsel influenza aşısı ile aşılanmadır. Aşılamaya Eylül ayında başlanıp, Mayıs sonuna kadar devam edilebilir. 6 ay ve üzeri olan çocukların aşılanması önerisi halen geçerliliğini korumaktadır.

Mevsimsel influenza dönemi için aşının koruyuculuğunu ortalama %60 (%51 H1N1 viruslarına, %76 tüm influenza B viruslarına ve %79 influenza B/Yamagata viruslarına karşı) etkili olduğunu bildilmiştir. Hastanemizde aşılama programı tarafımca düzenlenmekte ve aşılama yapılmaktadır. “