Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen İklim Kanunu’na tepki gösterdi. Çevre gönüllüleri; “Bu sahteciliklere, talana ve doğa düşmanı düzenlemelere geçit vermeyeceğiz. Gerçek bir iklim adaleti ve adil geçiş için; doğadan, emekten, halktan yana bir iklim politikası için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Yapılan açıklama şu şekilde:

“SERMAYE İÇİN DEĞİL, DOĞA İÇİN YASA!

6 Temmuz 2025

Genel

İklim Kanunu Geçti, Talan Torbası Açıldı: Bu Yeşil Gelecek Değil, Sermayenin Yeni Bir Saldırı Dalgasıdır

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen İklim Kanunu, kamuoyuna “yeşil dönüşüm” adıyla sunulsa da, aslında sermaye için hazırlanmış yeni bir yağma düzeninin yasal çerçevesidir. Bu kanun, iklim krizine karşı mücadeleyi değil, karbon ticareti ve piyasa mekanizmalarıyla doğanın metalaştırılmasını öngörmektedir.

Sermayeye Süper İzin, Halka Süper Yıkım!

Zonguldakspor Pazarspor’u 3-0 mağlup etti!
Zonguldakspor Pazarspor’u 3-0 mağlup etti!
İçeriği Görüntüle

En önemli yutak alanları madencilik ve enerji yatırımlarına açan Torba Yasa ile İklim Kanunu’nun iklim değişikliğine uyum ve azaltma amacı güttüğü iddiası taban tabana çelişiyor. Torba yasa ile zeytinliklerin, meraların, ormanların, kıyıların ve hatta su varlıklarının enerji ve maden yatırımlarına “süper izinle” açılması planlanıyor. İmar affından acele kamulaştırmaya kadar uzanan bu düzenlemeler, toplumun topyekûn mülksüzleştirilmesi anlamına geliyor. İklim krizinin bir parçası olan gıda ve su krizi de Torba Yasa ile derinleşiyor.

Zeytinime, Merama, Ormanıma Dokunma!

Torba yasa ile:

•Zeytinlikler madenciliğe, meralar, SİT alanları, milli parklar, ormanlar enerji projelerine açılıyor.

•ÇED süreçleri etkisizleştiriliyor, halkın katılımı bypass ediliyor.

•Acele kamulaştırma ile geniş bir mülksüzleştirme dalgası daha başlıyor.

•Cumhurbaşkanına doğrudan bağlı “Kurul” kurulmasıyla demokratik denetim ortadan kaldırılıyor.

Bu tablo bize şunu söylüyor: İklim Kanunu, doğayı değil, sermayeyi korumak için çıkarılmıştır. Torba yasa ise bu hedefi perçinleyen bir yağma manifestosudur.

İklim Kriziyle Ancak Direnişle Mücadele Ederiz! Gerçek İklim Yasasını Biz Yazacağız!

Sözde “İklim” Kanunu fosil yakıtlardan çıkış için bir tarih belirlememiş, adil geçiş için gerçekçi bir plan ortaya koymamıştır. Bu haliyle yasa, yeşil göz boyama bile değildir – sadece adına “iklim” denilerek meşrulaştırılmak istenen, sermaye için hazırlanmış bir düzenlemedir. Ne bilime, ne adalete, ne de doğaya dair bir içeriği vardır.

Halkın İklim Kanunu Kampanyası olarak, bu sahteciliklere, talana ve doğa düşmanı düzenlemelere geçit vermeyeceğiz. Gerçek bir iklim adaleti ve adil geçiş için; doğadan, emekten, halktan yana bir iklim politikası için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bu hem bir iklim meselesi, hem de bir yaşam, adalet ve gelecek meselesidir.

Yağmacı Değil, Yaşatan Bir Gelecek İçin!”