Söyleşiyi yöneten Karikatür Sanatçısı Edebiyatçı Kürşat Çoşgun, İbrahim Tığ’ın çalışkanlığı, araştırmacılığı, ortaya koyduğu eserlerle Zonguldak ve Türk Edebiyatına önemli katkılar sunduğunu belirtti.

Her şehrin bir İbrahim Tığ’ı olması gerektiğini belirten Coşgun, “Özverili çalışmaları, unutulan şair ve yazarları, kültürümüzü ortaya çıkarması takdir edilecek bir durumdur. Öykü, şiir, derleme ve araştırma alanlarında 17 eseri bulunan Tığ’ı, Zonguldak’ımız adını kutluyorum” dedi.

İbrahim Tığ da söyleşide, okurlara yeni çıkan kitapları; yayına hazırladığı Müfide Güzin Anadol’un “Adaşım”, Müfide Güzin Anadol’un Bütün Şiirleri”, “Zonguldak-Devrek Türküleri”, “Bahar”, “Gök” adlı ve 2022 İhsan F. Biçici Şiir Ödülünü kazanan “Göl” adlı kitabı hakkında bilgiler verdi.

ADAŞIM 60 YIL SONRA OKUR KARŞISINDA

Konuşmasında, Türk edebiyatının önemli şair ve yazarlarından olan Müfide Güzin Anadol’un bilinmeyen romanı “Adaşım”ı 60 yıl sonra günyüzüne çakararak okura sunduğunu anlatan İbrahim Tığ şöyle konuştu:

"Devrekli şair Müfide Güzin Anadol’un 2005’te ölümünden sonra şiir kitaplarının basımı yapılmadı. Ayrıca kitaplarında yer almayan şiirlerini toplamaya karar vermiştim. Amacım onun şiirlerini bir kitapta toplayarak okuyucuya sunmaktı. Araştırmaya başladım, çeşitli sanat ve edebiyat dergilerinde yayınlanmış ama kitaplarında yer almayan 49 şiirini ulaştım. Ulaştığım bu şiirlerle birlikte kitaplarında yer alan şiirleri “Müfide Güzin Anadol / Bütün Şiirleri” adlı bir kitapta topladım.

Bu çalışmayı sürdürürken bir gazete kupüründe Müfide Güzin Anadol’un ‘Adaşım’ adlı romanı olduğunu bunun da Vatan gazetesinde tefrika edildiğini okudum. Bu kez de bu romanı bulmaya yöneldim. 6 kez Ankara’ya giderek Milli Kütüphanede bu romana ulaşmaya başladım. Bir türlü bulamadım. Çünkü 1939 yılında yayın hayatına başlayıp 1989 yılında sona eren Vatan gazetesinin bir yıl için 4 adet cildi bulunuyordu. Geresini siz düşünün!. Sonra o kupürü yeniden inceledim, orada bir yorumda Enerji Bakanının Mehmet Turgut olduğu yazıyordu. Bu bilgi benim kafamda bir ışık yarattı. Araştırdığımda bu şahıs Demirel Hükümetinde 20 Şubat-27 Ekim 1965 arasında bakanlık yapmış. Bu bilgi beni romanın 1964 yılında tefrika edildiğine ulaştırdı. Bu 7. gidişimdi Ankara’ya. Ben romana ulaştığımda çocuklar gibi sevinmiştim. Bu romanı edebiyatımıza kazandırmak, Zonguldak kültürüne katmak benim için en büyük bir şey olacaktı. Sonra bu romanın tefrika edildiği gazetenin her sayfasını iki-üç kez çekerek aldım. 53. Sayısına geldiğimde gerisi yoktu gazetenin. Gerisinin de İstanbul’daki kütüphanelerde olabileceğini öğrendim. İstanbul’a gittim ve orada da diğer bölümüne ulaştım. Tam 87 gün tefrika edilmiş bu roman. Bu romanı günyüzüne çıkartıp 60 yıl sonra okurla buluşturmanın mutluluğu içindeyim. Adaşım romanı genç bir öğretmenin taşra kasabasındaki insani ilişkilerini konu ediniyor. Bugün de onu sizlerle buluşturuyorum”

70’İN ÜZERİNDE TÜRKÜ DERLENDİK

Doğalgaz üretimi Zonguldak sayesinde yüzde 113 arttı! Doğalgaz üretimi Zonguldak sayesinde yüzde 113 arttı!

İbrahim Tığ, “Zonguldak / Devrek Türküleri” adlı derleme kitabında bölgeye ait türkülerin notaları, öyküleri, yerel ağız sözlüğü, mani, kargış, alkış ve yöreye özgü söyleyişlerinin yer aldığını da ifade ederek, “Bu kitabım Zonguldak’a verebileceğim en büyük eserimdir” dedi.

Tığ şöyle konuştu:

“Rüştü Onur Sanat ve Kültür Derneği (ROSAK) olarak Devrek Türkülerini ve Araştırma Kurulu oluşturduk. Kurulun başkanı da Mustafa Uzundal’dır. Kurul üyelerimizle birlikte 8-9 yıl içinde Devrek’in 83 köyünden 62’sinde alan taraması yaptık. 60’ın üzerinde türkü derledik. Bu derlemeleri ben daha önce iki kitapta toplamıştım. Bu ise üçüncü son  kitabım, aslında bir nevi geliştirilmiş bir kitap. Bu kitaba Zonguldak genelindeki türkülerimizi de kattık, ortaya güzel bir eser çıktı. Amacımız Devrek’in, Zonguldak’ın kültür ve türkülerinin gün yüzüne çıkartarak, kalıcılığını sağlamak ve gelecek nesillere aktarmaktı. Bunda da başarılı olduğumuzu söyleyebilirim.”

TRT REPERTUVARINDA 16 ZONGULDAK TÜRKÜSÜ VAR

Konuşmasında Zonguldak’ın aslında türkü bakımından oldukça zengin bir şehir olduğunu ifade eden İbrahim Tığ, Bartın ve Karabük’ün bu ilden ayrıldıktan sonra 4 türküsüyle baş başa kaldığını, belirtti.

Tığ şöyle konuştu:

“Bartın ve Karabük Zonguldak’tan ayrıldığında Zonguldak’ın TRT Repertuvarında kayıtlı 4 türküsü vardı. Bunların 2 tanesi Ereğli, 1 tanesi Merkez ve 1 tanesi de Çaycuma’ya aitti. Kurul üyesi arkadaşlarımla ilk işimizden birisi de o çok bilinen, Bolu yöresine kayıtlı ‘Kiraz Aldım Dikmeden / Tombulacık Halimem’ türküsü/nü/müzü yaptığımız itirazlar, bilgi, belge, canlı tanıkların beyanları doğrultusunda Devrek’e almak oldu. Bizim itirazlarımızı yerinde bulan TRT Repertuvar Kurulu Üyeleri haklı olarak bu türkünün yöresini ‘Devrek’ olarak tescil etti. Bu türkümüzü 72 yıl sonra doğduğu topraklara, Devrek’e almış olduk. Yeni derlediğimiz  türkülerden 11 tanesi de bu kuruldan geçerek Zonguldak, Devrek türküsü olarak TRT Repertuvar Kayıtlarına girdi. Böylece Zonguldak’a ait, TRT Türkü Repertuvarında kayıtlı toplam 16 türküsü olmuş oldu. Emek veren arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum.”

ŞEHİR DERGİSİ 17. SIRADA

Konuşmasında 166. Sayısına ulaşan Şehir dergisine de değinen İbrahim Tığ, Şehir’in ülke genelinde yayın yapan uzun süreli 32 dergi içinde 17. Sırada yer aldığını, söyledi.

Şehir’in Rüştü Onur’un kendilerine bir vasiyeti olduğunu ifade eden İbrahim Tığ, dergiyi Fahrettin koyuncu ve Orhan Tüleylioğlu ile birlikte çıkarmaya karar verdiklerini anlattı.

Tığ şöyle konuştu:                                                

“Biliyorsunuz, Rüştü Onur 12.09.1940 tarihinde dostu Necati Cumalı’ya yazdığı mektubunda; ‘Ey benim mektuplarıyle huzur bulduğum ve avunduğum kardeşim. Şehir’de buluşacağız. Her ne pahasına olursa olsun Şehir çıkacak… Şehir, okuyucu kitlesinin karşısına yeni bir atmosferle çıkacak.’ diyordu. Ömrü yetmediği için çıkaramadı. Bizler de onun ölümünün 64. Yılında onun bu isteğini bir vasiyet olarak kabul edip onun doğduğu şehir Devrek’te 2004 yılı Aralık ayında çıkarmaya başladık. Ne acıdır ki, Rüştü Onur ile Muzaffer Tayyip Uslu’nun varlığından rahatsız olan, onlara karşı inkarcı bir yaklaşım sergileyen Veysel Çolak, Mustafa Şerif Onaran ve Güven Turan’ın akıl almaz tutumları da bizi bu dergiyi çıkarmaya itti.

İşte Şehir dergisi Türk edebiyatına katkı koymayı bir taşra kasabasından 20 yıldır yayınını sürdürüyor. Şiirinin, şiirimizde yabana atılamayacak bir yeri olduğunu hatırlatmayı da bir görev sayıyor. Şehir, şiirin merkezde olduğu bir şiir dergisi anlayışıyla, bir derya olan Türk şiirine katkıda bulunmaya çalışıyor”

İbrahim Tığ daha sonra okurlarına kitaplarını imzaladı.