Yanlış tartışma!

Abone Ol

CHP Kadın Kolları Başkanı ve Genel Merkez Kadın Kolları Genel Başkanı Merve Kır, şehrin ve ülkemizin kanayan yarası haline gelen ensest ilişkiler ve kadına yönelik şiddetle ilgili bir açıklama yaptı.
“Vay efendim sen misin yer ismi veren?”
Bu konuyu daha önce yorumladım.
Kısaca söylemek gerekirse.
Çaycuma Perşembe veya Zonguldak’ın farklı yerleri.
Bu bir genel sorun.
Merve Kır’ın siyasi kartvizitinde CHP yazması neyi değiştiriyor?
Günlerdir izliyorum.
Bir kez daha anladım ki biz toplum olarak neyi nasıl ne şekilde tartışmamız gerektiğini yeterince bilmiyoruz.
Perşembe dememiş olsun da Zonguldak demiş olsun.
Ne değişti şimdi?
Bitti mi mesele?
Çözüldü mü?
Bakın yakın zaman içinde Zonguldak’ta pek çok kişinin tanıdığı bir isim iki kızına uzun yıllardır devam ettiği ileri sürülen cinsel istismar ile gündemde.
Bir belediye başkanımızın da yakını.
Değerli dostlarımız Savaş Çiloğlu’nun Adnan Tıska’nın ve Tuncay Akyol’un kınamasıyla çözülecek işler değil bunlar.
Ne oldu şimdi?
Merve Kır, yer ismi verdi diye kınayınca bölgede sorun mu çözüldü?
Halk sizlere ilk seçimde akın akın oy mu verecek?
Mesele şu ki Zonguldak Valimiz Sayın Mustafa Tutulmaz ve Aile ve Sosyal Politikalar Müdürümüz Veli Köktürk’e büyük görev düşüyor.
Son on yılın sayısal verilerinin incelenerek neden ve sonuçları arasında analizlerin yapılması gereken bir durum.
Şehrin, kurumların ve kişilerin onca sorunu varken bu meseleye insani ve vicdani anlamda kafa yoran çıkar mı derseniz?
Ona da pek ihtimal yok.
Hadi şöyle düşünelim.
Aslında bu sorunu CHP’nin değil Ak Parti’nin kadın Kolları Başkanı Ayşe Erbay gündeme getirdi!
Ne fark eder?
Aslında tüm mağdur çocuklar ve genç kızlar adına partilerin kadın kolu başkanları bir raya gelip çalışma yapamaz mı?
Toplumun bu kanayan yarasını görmeden farkındalık yaratamayız!

Kampanya!
Sevgili dostlar arada sosyal dokunuşlar yaparak kurumların ve halkımızın yanında daha fazla olmaya çalışıyoruz.
Zonguldak bin pozitif vakalara ulaştı.
590 bin nüfuslu şehirde günde bin üç günde 3 bin vaka demek ne demek önce bunu anlamak lazım.
Çok şükür, sayılar düşüşe geçti.
Bu süreçte koronavirüs yüzünden günde hayatını sayısı 15’i buldu.
Durum kötü.
Ama daha kötü olmaması için en başta tedbirlere uymak şart.
Tedavi sürecinde olan vatandaşlarımız için hastanelere destek lazım.
Hastanelere yüksek akımlı oksijen cihazı temini konusunda bir çağrı yaptık.
Dün itibari ile toplam 10 cihaza ulaşıldı.
Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Yaşar Karaman’ın geçtiğimiz günlerde hastane önünde yaptığımız canlı yayına gönderdiği yorumdan yola çıkarak başlattık bu kampanyayı.
Fikir babası kendisidir.
Kendisine teşekkür ediyorum.
Destek olmak isteyenlerin Atatürk Devlet Hastanemizin başhekimi Dr. Hasan Tosun ve diğer ilçe hastanelerinin başhekimleri ile temasa geçmesi gerekiyor.
Son olarak Amelebirliği Kurumu’na da bir çağrı yaptık.
Acilen iki adet mekanik ventilatör lazım.
Amelebirliği’nin milyonlarında gözümüz yok.
Kurullarında görev alma yarışında olanların maaş ve diğer harcırahlarında da gözümüz yok.
Ama koca Amelebirliği’nin kocaman kocaman yöneticileri isterlerse bakanlık oluruyla toplamda 300 bin lira tutan bu cihazları alabilir.
Madem maden işçisinin paralarıyla maaş alıyorlar o zaman bu cihazlar en çok maden işçilerine lazım oluyor.
Haber bekliyoruz!
Duyarlılık gösteren, arayıp, “Ben cihaz alamam ama bin lira – 250 lira – 100 lira para göndermek istiyorum” diyecek duyarlılığı gösteren vatandaşlarımızı ve 50 bin-10 bin lira değerinde cihazları bağışlayan tüm hayırseverlerimizi alkışlıyoruz.
Çağrılara devam edeceğiz.

Altın Madeni!
Doğu’dan Batı’ya, Güney’den Kuzey’e zehir ile Altın Madeni aranıyor. Firmalara sürekli ruhsat veriliyor. Bu firmaların çoğu yabancı firmalar. Hal böyleyken yerli yabancı fark etmiyor.
Yerin üstü altından daha değerliydi hani.
Hani toprağın bereketi vardı.
Kesilen ağaçlar 100 yılda ancak yerine gelir. Siyanür(zehir)ile zehirlenen toprak yeraltı sularını kirletir.
Kaçımızın umurunda.
Günü kurtarsak kar mantığı çoğumuzu ele geçirmiş.

Rakamları açıklayın!
Hatırlar mısınız Zonguldak’ta zehirli kömür kullanıldığı iddiaları vardı.
Arı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Günay, "Kömür ithal ettiğiniz ülkeden gelir, geminin üzerindeyken numuneler alınır, İl ve Çevre Bakanlığına gider.
Kömürün zehirli olması demek kükürdü fazla olan kömür demek. Kükürt oranı 1.1'in üzerindeyse bunun ülkeye sokulması yasaktır” demişti. Yusuf Bey bu açıklamayı yapalı aylar oldu ancak ilgili kurumlar ve firmalar rakamları açıklamalıydı. Bu kadar zor olmamalı. Bu rakamları açıklamazsanız kamuoyunda insanın aklına elli tane film gelir!
Bu rakamlar açıklanmadan toplumsal şeffaflık olmaz.

Öneri!
Yıllar önce Zonguldak Maden Müzesi binasının tepesinde lambası yanan dev bir baret şeklinde yapılmasının çok doğru bir reklam olacağını yazmıştım.
Düşünceyi doğru bulanların tamamı yeni bir ucubenin yapılmasına seyirci kaldı. Şimdi yeniden öneriyorum.
Lavuar Alanı’na yapılacak kültür merkezi ve çok amaçlı binayı dev bir baret şeklinde yapabiliriz.
Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’a duyurulur.

{ “vars”: { “account”: “G-PS7CWR0GE0” }, “triggers”: { “defaultPageview”: { “on”: “visible”, “request”: “pageview”, “vars”: { “title”: “Name of the Article” } }, “clickOnHeader”: { “on”: “click”, “selector”: “#header”, “request”: “event”, “vars”: { “eventCategory”: “examples”, “eventAction”: “clicked-header” } } } }