TTK’da aşk skandalı!
Başlık biraz şaşırtabilir.
Şimdi bu başlığı neden attık.
TTK’de lojmanlarında yaşanan kavga – tartışma sokağa taşınca olayın perde arkası kısa sürede ortaya çıktı.
Alt katta oturan ile üst katta oturanlar arasında mesele olmuş.
Sonra aldatılan kadın gitmiş olay çıkarmış.
Neyse olayı kendi aralarında halletsinler.
Ancak belki 50 kişi bu isimlerin kim olduğunu sordu.
Şu mu, bu mu tahmin yürütenler oldu.
Oysa ki TTK’nın onca meselesi vardı konuşulacak.
Kurumun dört bir yanında başka skandallar var ama konuşulmuyor.
İşçi açıkları.
İş güvenliği eksikleri.
Üretim açıkları.
Yönetim hataları.
İşe gitmeden maaş alanlar.
Zonguldak’ın hala ekonomide TTK’ya bağımlılığı devam ediyor.
Ve koca şehir TTK’sına yeterince sahip çıkmıyor.
Sendikacıya kızıyor; “Kapansın” diyor.
İşçiye kızıyor; “Satılsın” diyor.
“Toz oluyor” diyor; alternatif istihdam alanlarının neden hayata geçmediğini sorgulamıyor.
“İşçi ciğerim tükeniyor” diyor millet işçiye verilen zam oranını sorguluyor.
Madeni bilmeyen, tozu, grizuyu bilmeyen pek çoğu bilmeden bir düşmanlık içinde.
TTK sayesinde buzdolabı – çamaşır makinesi- mobilya, döner satan esnaf bile bilip bilmeden bir düşmanlık içinde.
TTK’daki yönetim hataları, iş bilmeyenlerin yönetimlerde tutulması bile rahatsız etmiyor insanları.
Neyse TTK konusunda konu çok ama hiç biri bir yasak aşk kadar konuşulmuyor.
Başına TTK yazmak yeterli oluyor!
Umarız birileri çıkıp bu olayı da TTK’nın kapatılması gerekçesi olarak önümüze getirmez!
EREN ve ÇATES’in hayrı!
Üniversite bu şehirde herkes için önemli.
Bu konuda Karabük’ü ve Karabük’ün hayırseverlerinin, yöneticilerinin kendi üniversiteleri için yaptıkları katkıları zaman aman örnek gösteriyoruz.
Üniversitelerin tek başına kent ile kenetlenme şansı pek yok.
Burada daha iyi bir üniversite, daha iyi kampüsler ve donanım için hayırseverlere ihtiyaç var.
Galiba bu hayırseverlerin sayısı eskiden daha fazlaydı.
Şimdilerde sayılarının azaldığını görüyoruz.
Mesela Eren Enerji’nin BEÜN’e bir fakülte binası yapması çok zor değil.
Mesela ÇATES’in üniversite için bir fakülte binası kazandırması zorunluluk olmalıydı.
Bunun dışında elbette başka firmalarımız da var.
Kendilerini sadece camiye yardım ile sınırlandıran bazı zengin hayırseverlerimizin hayırlarını da görmek isteriz.
Bir de parayı koyacak yeri olmadığı halde kuruşunu bağışlamayanlar var!
Geçen birine tanık olduk!
Keşke olmasaydık!
İnşallah onlar da sağlıklarında paralarını sağlıcakla yiyebilir ki o paralar boşa gitmesin!
Bu şehirden ne istiyoruz!
Şimdi bakıyorum.
Herkes dertli.
Hepimiz bu şehirden bir şey istiyoruz.
Milletvekillerinden.
Diğer siyasetçilerden.
Belediye başkanlarından.
Bürokratlardan.
STK’lardan.
Basından.
Veya farklı kitlelerden.
Herkes itiyor.
Hepimiz istiyoruz.
Pek bu şehir ve bu şehrin değerli insanları için ne veriyoruz.
Bu şehir için ne yapıyoruz?
Bu sorunun yanıtını tam bulabilirsek belki o zaman biraz empati yapabiliriz!
Konuş, kavga et, polemiğe gir!
Eeeee bazı şeyler vakit kaybından başka bir şey eğil!
Ne kazandı Zonguldak bugüne kadar!
Komedi ötesi işler!
Zonguldak merkezde bir üst geçit tartışması var biliyorsunuz.
Ölümler.
Haberler.
Baskılar.
Ve diğer nedenler sonrası Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu konuya el atmış, Karayollarını’nın yapmasına karar verilmişti.
Tam da o günlerde Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem; “Paramız yok. Üst geçitlerin bakımını yapamayız” şeklindeki açıklamasıyla dikkat ve tepki çekmişti.
Üst geçitler bitmek üzere.
Belediye kanadından yeni bir açıklama gelmedi.
Ama bu saçmalığın ve inadın devam etmemesi adına buraların bakımının Özel İdare’ye devri gündemde.
“Köprüyü yıkmasaydınız” bir gibi bir gerekçe ile devam eden siyaset aklının şehre bir katkısı yok.
Orta Kapuz’a her ne kadar protokol kuralları yerine getirilmeden olsa da şezlong koyup düzenleme yapmak ne kadar doğru ise üst geçit konusunda ortaya konulan tavır yanlış!