Sınırları Olmayan Çocuklar, Yalpalayan Nesiller
“Sana vurana sen de vur!” anlayışıyla büyütülen, her hatası örtülen, her kusuru görmezden gelinen, her işlediği suç hoş görülen, sınır konulmamış çocuklar…
Onlar, ileride bir suç işlemeleri durumunda “suça itilmiş” değil, ihmaller sonucu suça alıştırılmış çocuklardır.
Kimi sevgi yoksunu,
Kimi ergenliği bitmemiş anne babanın elinde kaybolmuş,
Kimi sonradan görme ailelerin ellerinde savrulmuş,
Kimi de içinde bulunduğu yoksulluğun içinde çabalayıp durmuş…
Velhasıl, çocukluğunda bir dizi ihmâlin ve hatanın kurbanı olmuş “suça itilmiş çocuklar.”
Peki suçlu kim, ya da kimler?
Toplumun Sorumluluğu
Toplumun geleceği; ebeveynlerin, eğitimcilerin, kısacası yetişkinlerin çocuk eğitimine yaklaşımında ve olgunluğunda gizlidir.
Bugün çevremize baktığımızda; “Sana vurana sen de vur.”, “İşini hallet de nasıl halledersen hallet.”, “At binenin, kılıç kuşananın.”, “Üzümünü ye, bağını sorma.” anlayışıyla büyüyen; sınır konulmamış, almaları gereken eğitimi ailede, toplumda ve okulda yeterince edinmemiş çocukların giderek arttığını görüyoruz.
Bu tablo yalnızca ailelerin değil; okulların, yöneticilerin ve biz yetişkinlerin ortak sorumluluğu hâline geliyor.
Okulun Rolü
Okul, çocuğun hayata açılan ilk penceresidir. Bu pencerenin çerçevesini çoğunlukla okul yöneticilerinin eğitim felsefesi, tutarlılığı ve iş ahlâkı belirler.
Bir okulda adalet varsa, veli okula güvenir, öğrenci de kendini güvende hisseder.
Disiplin, cezalandırmak için değil; davranış kazandırmak için uygulanmalıdır.
Kurallar, kim olursa olsun herkes için geçerliyse, çocuk doğruyla yanlışı ayırt etmeyi öğrenir.
Okul müdürleri ne sadece kural koyucu ne de her şeyi görmezden gelen kişiler olmalıdır.
Yaptığı işin tüm detaylarına hâkim, kapısı açık, ilkeli ve sağlam duruşlu yöneticiler okulun iklimini değiştirir.
Bir yöneticinin adaleti bazen bin öğütten daha etkilidir.
Öğretmenin Rehberliği
Öğretmen; sevgiyle sınır arasında duran çok önemli bir rehberdir.
Sevgi eğitimin temelidir, ancak tek başına yeterli değildir.
Çocuğa sınır koymak sevgiyi eksiltmez bilakis ona yön kazandırır.
Hata yapan bir öğrenciyi azarlamak ya da cezalandırmak değil, hatasının sorumluluğunu fark ettirmek doğru bir yaklaşımdır.
Bir öğretmen, sabrıyla ve sözcükleriyle bir hayatı onarabilir.
Sen yapamazsın.” yerine “Şu anda başaramamış olabilirsin ama biraz daha dene. Başarabileceğine inanıyorum, birlikte başarabiliriz.” diyebilmek, bir çocuğun kaderini değiştirebilir.
Ebeveynlerin Sorumluluğu
Velilerin en önemli görevi, çocuklarını hayata hazırlayacak doğru rehberliği yapabilmektir.
Birçok anne baba, sevgiyi “koruma” ile karıştırıyor. Oysa aşırı korumacılık; çocuğun büyümesini, gelişmesini ve ilerlemesini engelleyen önemli bir bariyerdir.
Çocuğun her hatasını örtmek her yanlışını savunmak, çocuğa fayda sağlayan değil; sorumluluk duygusunu zedeleyen ve yanlış davranış kalıpları kazandıran bir tutumdur.
Çocuğun için özür dilemek yerine, özür dilemeyi öğretmek, her tartışmasında araya girmeyip sorunu öğretmenin rehberliğinde çözmesini sağlamak, başarısızlığında suçlu aramak yerine nedenini birlikte araştırmak doğru bir ebeveyn tavrıdır.
Unutmayın, çocuk hata yapmadan öğrenemez. Hatalar, doğru yönlendirilirse olgunlaşmanın en etkili öğretmenidir.
Birlikte Eğitmek
Bir çocuğu yetiştirmek yalnızca ailenin değil, okulun da görevidir. Okul müdürü, öğretmen ve veli, aynı masanın üç ayağı gibidir. Biri eksikse, masa devrilir.
Kanun ve yönetmeliklerin öngördüğü bir eğitim anlayışıyla hareket eden bir okul müdürünün uyguladığı kurallar, öğretmenin rehberliği ve velinin desteğiyle birleşirse çocuk sağlam bir zeminde büyür. Ancak biri diğerinin otoritesini zayıflatırsa, en çok çocuk kaybeder.
Hak ettiği eğitimi almamış her çocuğun topluma maliyetini kestirebilmek zordur.
Son Söz
Sevgi ve disiplin birbirine zıt değil birbirini tamamlayan iki değerdir. Sevgiyle büyüyen ama sınırlarla yönlendirilen çocuk hem özgüvenli hem saygılı olur. Toplumun geleceğini kurtaracak reçete aslında çok basittir:
“Sınır koyan ama yargılamayan, seven ama şımartmayan, öğreten ama susturmayan yetişkinler.”