Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Amasra Taşkömürü İşletmesi'nde (ATİM) 14 Ekim 2022'de meydana gelen ve 43 madencinin hayatını kaybetmesine neden olan maden faciasının duruşmaları Bartın Adliyesi’nde görülüyor. Dün, sanık avukatlarının savunmalarının alınmaya başlandığı davada yer yer tansiyon yükselirken, davaya olan kamuoyu ilgisi de devam ediyor.
Duruşmanın ilk gününden itibaren şehit madenci aileleriyle duruşmada bulunarak davayı takip eden, CHP Bartın milletvekili ve 28. Dönem milletvekili adayı Av. Aysu Bankoğlu, duruşmaya ilişkin açıklamalarda davanın öneminin altını çizerek, “Vicdan sahibi herkesin kalbinin burada atması gerekiyor. Türkiye’nin gözü kulağı bu davada. Hükümetin ve yönetimin ihmallerinin bedelini 43 canımızla ödedik. Madendeki yangın gibi, ailelerin yüreklerindeki yangın da devam ediyor. Doğal olarak duruşma sırasında, tepki verebiliyor, sanıklara laf atabiliyorlar. Elbette duruşmanın huzuru için sükunetin sağlanması lazım, ancak ailelerin de zaman zaman bu şekilde tepki vermesi doğaldır, anlayışla karşılanması lazım,” dedi.
Sanık avukatlarının sorumluluğu şehit madencilere yüklediği savunmalarının ardından aileler tepki gösterirken; sanık avukatları maden şehit ailelerinin duruşmadan çıkarılmasını talep etti. Bunun üzerine duruşmada bulunan CHP
Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu madenci ailelerini sakinleştirmeye çalıştı. Yaşanan gerginliğin ardından, sanık avukatlarından Çağla Dursun “Burası siyaset arenası değil, vekil aileleri kışkırtıyor, duruşmadan çıkarılsın,” dedi. Maden şehit aileleriyle olan yakınlığıyla bilinen Bankoğlu’na yönelik sözler şehit ailelerinden büyük tepki topladı. Sanık avukatlarının ifadelerine tepki gösteren Bankoğlu, “Sayın başkan sarayın avukatlarını uyarın, ben burada oturmaya devam ediyorum” dedi. Mahkeme başkanının sanık avukatlarını uyarması üzerine, duruşmaya 15 dakika ara verildi.
Bankoğlu, “Ben olmam gereken yerdeyim. Cumhur ittifakı adaylarının burada olmamasını da kamu vicdanına bırakıyorum”
“Madenci yakınlarına anlayış gösteremeyen bazı sanık avukatları, ısrarla madenci yakınlarının duruşmadan çıkarılmasını talep ediyor,” diyen Bankoğlu açıklamalarına devam ederek; “Bir evladınızı, eşinizi kaybetmişsiniz. Ne için? Bir ihmaller silsilesine, evladınızı kurban etmişiniz. Madenci ailelerinin içi yanıyor, bunu biraz da anlayışla karşılamak, olgunca karşılamak gerekir. Ancak, buna rağmen sanık avukatları sürekli ve ısrarla madenci ailelerinin duruşmadan çıkarılmasını talep ediyor. Bu da aileleri ve bizleri rahatsız ediyor,” dedi. Sanık avukatlarının madenci yakınlarının duruşmadan çıkarılmasını talep etme sebeplerinin sorulması üzerine, “Psikolojileri bozuluyormuş. Duruşmada söylenilen bu. İnsanlar 43 canını kaybetmiş, söyleyecek bir şey bulamıyorum,” dedi.
Ailelerin sakinleşmesi için çaba sarf ettiğini belirten Bankoğlu, “Bizler orada ailelerin soğukkanlılığını koruyabilmesi, etkin ve adil yargılamanın gerçekleşmesi ve adaletin yerini bulması için bulunuyoruz. Buna rağmen, özellikle bir sanık
avukatının yüksek ses ve nezaketsiz bir ifade şekliyle benim de duruşmadan çıkarılmamı talep etmesi ne benim ne de madenci ailelerinin hoş karşılayabileceği bir şey değil. Üstelik bu avukat hanımın hükümet ile, saray ile çeşitli yakınlıklarının bulunduğunu da biliyoruz,” dedi.
“Bizim burada olmamızdan rahatsızlar,” diyerek sözlerine devam eden Bankoğlu, “Ben buradaki madenci ailelerine bir söz vermiştim; davanın sonuna kadar takipçisi olacağım, adalet yerini bulana kadar sizi yalnız bırakmayacağım demiştim. Sözümün de arkasındayım. Ben buranın, Bartın halkının vekiliyim ve Bartın’ın kalbi şu an burada atıyor. Sadece bir milletvekili de değilim; bu toprağın çocuğuyum üstelik bir avukatım. Bana burası siyaset arenası diyen saray avukatlarına aldırmayın. Ben olmam gereken yerdeyim, burada maden şehit aileleriyle beraber duruşmayı takip etmeye devam edeceğim. Bartın’ın çocuğu, vekili ve bir avukat olarak burada duruşmada bulunmamak tuhaf olurdu. Nitekim, Cumhur ittifakı adaylarından, hükümet mensuplarından hiç duruşmaya gelmedi, mahkemede görünmedi bile. Bartın’ın kalbi, Türkiye’nin vicdanı burada, bu davada atarken, bu adaylar Bartın’da şarkı türkü eşliğinde poz vermekle meşgüller. Ben Bartın’ın vekili olmaya, bu insanları temsil etmeye talibim diyenlerin burada görünmemesi tuhaftır. Bu durumu da kamuoyunun vicdanına bırakıyorum,” dedi.
Bankoğlu, “Soma’da madenci yakınına tekme atanlarla aynı zihniyet”
Bankoğlu ve madenci yakınlarının duruşma salonundan çıkarılmasını talep eden sanık Selçuk Ekmekçi’nin müdafii Av. Çağla Dursun, duruşmanın sonlarına doğru bir madenci yakınıyla da münakaşaya girdi. Acılı madenci yakınının avukatlara
yönelik eleştirilerine “Belki de başınıza gelenleri hak etmişsinizdir,” ifadelerini kullanarak verdiği yanıt kamuoyunda ve sosyal medyada gündem oldu.
Çağla Dursun’un bu sözlerine ilişkin madenci yakınları ve avukat meslek gruplarında tepkiler yağarken, konuya ilişkin Bankoğlu, “2014'te madenci yakınına tekme atanlar, bugün Amasra faciası duruşmasında şehit madenci yakınına ‘Başınıza gelenleri hak etmişsiniz’ diyerek tekrar canlandı. Değişen bir şey yok. Biz sırtını saraya dayayarak vicdanını kiraya veren bu zihniyeti çok iyi tanıyoruz,” dedi.
Bankoğlu, “Hükümetin Amasra’ya karşı tavrı ortadır. Başından beri ihmali bulunan TTK Genel Müdürlüğü ve bakanlık yetkililerini korumaya devam etmektedir. Bu kişiler için istenen soruşturma izinlerini reddetmiştir. Şimdi de bu davayı, Adliye’nin koridorlarına kolonların arasına sıkıştırdılar. Kendi parti organizasyonları için kullanmaktan çekinmedikleri Gençlik Merkezi’ni, Amasra davası söz konusu olunca “amacına uygun değil” diyerek kullanılmasına izin vermemişlerdir. Şimdi de, kendilerine yakın avukatlar vasıtasıyla bu davayı, madenci yakınları ve kamuoyu olmadan, sessiz sakin geçiştirmek istiyorlar. Burada hiçbir adayın olmamasını, mahkeme salonunun tüm girişimlere rağmen tahsis edilmemesini, hükümet yetkilileri tarafından duruşmaya ilişkin hiçbir açıklama yapılmamasını ben buna bağlıyorum. Ve buna izin vermeyeceğimi bir kere daha söylemek istiyorum. Adaleti tecelli etmesi için mücadelemiz büyüyerek devam edecek,” diyerek sözlerini tamamladı.
Madende kaçak kömür üretimi
Öte yandan, sanık savunmaları sırasında sanık Selçuk Ekmekci’nin “Lavara sokmadan kuyunun dibine çıkardıkları yığılı kömürü çıkarmamızı TTK Genel Müdürlüğü, Müessese Müdürüne söylemiş kendisi bana iletti. Lavara sokmadan en fazla 300-400 ton kömür çıkarmışızdır. Kazım Eroğlu biliyordu bu şekilde kömür çıkardıklarımızı, emekli olan müdür yardımcısı da biliyordu,” şeklindeki ifadeleri müessesede kaçak kömür üretildiğine ilişkin iddiaları doğrularken; üretilen bu kömürün Valilik tarafından halka dağıtılmak üzere kullanıldığı da iddia edildi.