Hayati Yılmaz'ın Bartın maden faciası sonrası sosyal medya tepkilerini ve sonrasında yaşanan olayları anlattığı yazısı şu şekilde:
"Bu zamana kadar onlarca madencinin ölümüne neden olan grizu patlaması sonucunda ,kaza olarak görülüyor , sorumlu hiç kimse ortaya çıkartılmıyordu. Hatta en son Amasra'da patlama yaşandığında da bunun böyle olacağı hesabı ile ; başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bir çok politikacı bu yönde açıklama yaptılar.
Fakat hesap edemedikleri bir şey vardı.
Artık Sosyal Medya'dan tepkiler duyulabiliyordu.
41 madencinin ölmesi ile başlayan tepkiler çığ gibi büyüdü.
Zonguldak'ın Kozlu ilçesindeki maden ocağında 2013 yılında grizu patlaması sonucu 8 işçinin hayatını kaybettiği kazada, kurum yöneticilerinin yargılanmasında ceza almasına rağmen. Eroğlu'nun hapis cezası, para cezasına çevrilmiş daha sonra TTK Genel Müdürü olarak atanmıştı. .
Grizu patlamasında ihmali bulunan birinin kuruma genel müdür olarak atanması, bizim gibi ülkede olağan bir davranıştı. Ama Amasra maden ocağı patlaması ardından oluşan Sosyal Medya tepkisi ile istifa etmek zorunda kaldı.
Hatta bu durum şöyle de açıklanabilir. Seçimlere giderken; Sosyal Medya'dan gelen tepkiler üzerine istifa etmesi istendi. Tıpkı Cumhuriyet'ten rahatsız olan Mahir Ünal gibi. Belki de bu kişiler hakkındaki karar aynı toplantıda alındı.
Biliyorsunuz bir süreden beri görevden alınanlar hakkında, "görevden affı istenmesi " tabiri kullanılıyor.
Bu durum bize şunu da hatırlattı. Sosyal Medya'da tepkilerin hızlı bir şekilde verilmesi ile bundan sonra görev ihlali yapanların yanlarına kar kalamayacağı ama geçmişte de Sosyal Medya eksikliği nedeni ile onlarca maden kazasında ihmali olanların yanlarına kar kaldığını da gösteriyor.
Daha önce kaza denip geçilen, aslında görev ihlali olduğu belli olduğu bu durumda da eksiklik var.
Mesela kazadan sorumlu makam hangi mertebeye kadar? TTK genel müdürü bunda sorumlu da Eroğlu'nu o koltukta tutan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bunda sorumlu değil mi ?Böylelikle liyakati olanlar bu göreve gelmesi engellenmedi mi ?
Mesela hakkında görevi ihlal etmesi sonucunda hapis cezası verilmesine rağmen bu şahsın Genel müdürü olarak atanmasında imzası olanlar sorumlu değil mi ?
Neden bu kişi özellikle atandı. Hakkındaki hapis cezasını handikap olarak görüp, bu kişiyi istediklerini yaptırabileceklerinden mi ? Zira TTK'da ayrıyeten usulsüz işlerde son dönemlerde artmış, ayriyeten siyasi kararlarda alınmıştı.
(Kılıçdaroğlu'nu maden ocağına sokmama veya madenci korosunu iktidar etkinliklerinde kullanılması, muhalefet etkinliğine yollanmaması veya torpil ile işe alımlar gibi )
Amasra maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucunda 41 madencimizin hayatını kaybetmesi ile Sosyal Medya'dan tepki verilmesi , 2013 yılında meydana gelen maden kazasının sorumlularını da yeniden yargılanmasına neden oldu ve Amasra'dan 8 tutuklama geldi.
Sosyal Medya olmasaydı, hepsi şu an suçsuz olarak koltuklarındaydı.
Yani; gözünü sevdiğimin Sosyal Medyası, nelere kadirsin"