Yıllardan beri Zonguldak siyasetçilerinden ve idarecilerinden Karabük’teki mantıktan dersler çıkarmasını bekledik.
Dayanışma.
Bölüşme.
Çaba.
Çalışkanlık.
Her alanda ortak akıl.
Ama olmadı.
“Zonguldak için ölüyorum, bayılıyorum” diyenler bayıltıncaya kadar üzerinden geçti şehrin.
Zonguldak’a borcumu ödemek istiyorum diyenler yolmadık esnaf, soymadık makam bırakmadılar.
“Koltuklardan güç değil güç katmaya geldim” koltukların anasını ağlattı yıllarca üzerinden kalmadı.
*
Mesele şu ki biz eski ilçemiz Karabük’!ten bile ders çıkaramadık.
Zonguldak’ın en dertli muhtarı Okan Girgin Zonguldak’ın kanayan yaralarına parmak basmaya, gerçekleri atanmış ve seçilmişlere hatırlatmaya devam ediyor.
*
Mahallesinde merhum Ergin Erdem adına yapılan sosyal yaşam merkezinin bulunduğu alana Zonguldak Belediyesi tarafından şantiye kurulmak istenmesine atıfta bulunan Girgin diyor ki;
“Gördükleriniz Resimler Karabük'te her mahallede kurulan sosyal yaşam merkezleri. Halkına ne gibi hizmetler veriyor. İnternete girin göreceksiniz. Bizim mahallelerde çok ihtiyacımız olan işler. Bazen ‘gerek yok. Niye karışıyorsun’ diyorum kendime. Zaten il olamadık ki! Saygılarımla”.
*
Meseleye basit mesele veya polemik gibi bakabilirsiniz.
Hayır.
Okan muhtar aslında yöneticilere seçim döneminden bu güne unutulan bazı vaadleri hatırlatıyor.
Betona – asfalta dokunmuş ama insanların yüreğine, sosyalleşmesine, dayanışmasına, üretimine dokunamamış üstelik umutların üzerine beton dökmüş bir yaklaşıma isyan ediyor. Aklı olan siyasetçi arayıp teşekkür eder.
*
Seçim geldiğinde her mahallede sosyalleşme merkezleri ve spor tesisleri, yeni oyun alanları gündeme gelir.
Seçimden sonra hepsi unutulur.
Betona gömülen şehir daha fazla betonlaşır.
İmar – rant konusunda dayanışıveren akılları bu şehrin insanlarının geleceğini karartır.
*
Küçük dokunuşlar.
Basit çözümler zorlaştırılır.
Bu şehrin kadınları ve çocuklarına üzülüyorum.
Her mahalleye bir sosyal merkez yapamayan belediyelerimizin durumuna.
Kadınları ve çocukları sadece seçimden seçime hatırlayan belediye başkanlarımıza, siyasetçilerimize, kek, pardon kent konseylerimize ne oldu sahi!
*
Konuş Okan muhtar!
Bizim meclislerde talimatla iş takipçiliği yapan, meclisine girdiği belediyelere doğrudan teminle mal satan arkadaşlarımızın yerinde senin gibi yürekli insanlar olmalı!
Konuş Ünal başkan!
Kayserili hayırseverimiz Güpgüpoğlu ailesine Filyos’ta otel yapımı için verilen alanla ilgili bazı mahkemeler devam ediyor.
Dosyaları inceliyoruz.
O dönem; “Yatırımcı gelsin de nasıl gelirse gelsin” denilerek verilen alanların akıbeti merak konusu.
Bunca iş nasıl oluyor!
İktidarın koruma kalkanı kimi niye koruyor!
Sen ne diyorsun bu işlere İsmail başkan!
Yavşak düzenlemesi!
Hep derim bu şehirde kavşaklardan önce fikri yavşakları düzenlemek lazım.
Yavşakları düzenlemeden kavşakları düzenleyemezsiniz.
Murat Pulat tatilde!
Siyasete ilişkin yorumlarımızın ardından; “Murat Pulat ile neden uğraşıyorsun?” diye bir tepki geldi.
Murat Pulat ile neden uğraşayım.
Bizim amacımız gördüğümüze düdük çalmak.
Murat Pulat öncelikle uzun yıllar sevgisini- saygısını gördüğüm bir ağabey.
Siyasetçi.
Şimdilerde işyeri komşusuyuz.
İyi insandır.
Ama iyi insan olmak siyasette onu başarılı kılmıyor.
Yani partinin rutin işlerini yapmış olmak tek başına bir il başkanlığı kriteri sayılamaz.
Şehirde onca şey olurken hangi il başkanı kente dair ses getiren çıkışlar yaparsa elbette onları konuşacağız.
Sevgili Murat başkanı göreve geldiği günden beri kente dair tek bir dokuşu olduysa eyvallah.
Tarzı- yöntemi bu olabilir ancak bizde bu tarz siyaset yapanlar tatilde kabul edilir!
Bizler şehrin meselelerine bu kadar kafa yorarken CHP gibi bir siyasi partinin il başkanının ortalarda görünmemesini nasıl değerlendirebiliriz?
Lütfen siz karar verin!
Şimdi bu yazıyı bana kesin birisi yazdırmıştır!