Zonguldak’ta 3 dönem belediye başkanlığı yaptıktan sonra 10 Mart 2011 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nden Milletvekili aday adayı olmak için istifa eden İsmail Eşref uzun yıllar siyasetten uzak kaldı. 12 yılın ardından sahalara geri dönen Zonguldak Belediyesi eski Başkanı İsmail Eşref, 31 Mart 2024 yerel seçimleri için CHP'den belediye başkan aday adaylığını açıkladı.

Uzun zaman sonra aktif siyasete  “Bugünkü yönetimi, AK Parti'ye ait olan belediyeyi Cumhuriyet Halk Partisi'ne kazandırmak için geldim” diyerek geri dönen Eşref, Z HABER’in sorularını yanıtladı.

12 yıl sonra yeniden aday oldunuz. Daha önceki dönemlerinizde bilindiği üzere aileniz sizin aday olmanıza sıcak bakmıyorlardı. Şimdiki adaylığınız hakkında ne düşünüyorlar ailenizin de onayını alarak mı başvuru yaptınız?

-Emri vaki yaptım biraz yine. Aynı durumdalar da ben aday oldum dedim. Geldim. "Ya nereden çıktı bu" falan dediler? Öyle işte yani. Biraz emrivaki oldu.

Aileniz adaylığınıza neden karşı çıkıyor?

-Ailemizin arasında ol diyorlar. Yani belediye başkanlığı çok kolay bir iş değil. Her akşam bir etkinlik, düğün, dernek vesaire… Dolayısıyla İstanbul'daki oğlum da inşaat mühendisi olan orada yaşıyor. O da uzaktan duyunca beni aradı. "Baba  ne oluyor ya. Geçen sefer engel olduk ama dedi bu sefer emri vaki olarak yapmışsın" dedi. Yani özel bir durum yok. Yani yapma olma diye. Ama şunu anlayabilirsiniz. Biz makam sevdası değiliz. Benim ailem de değil. Benim ailem üç kere beş senelik görev sezonu içerisinde hiçbir defa hayırlı olsundan başka beş sene belediyeye uğramamıştır. Yani biz, tabii birine nispet gibi oluyor ama biz belediyeyi ailecek yönetmedik, ben tek başıma yönettim. Yani etik olan buydu. 

“Görev için geldim, makam için değil” dediniz. Bu cümlenizi biraz açıklar mısınız?

-Ben bir kere 2011’de istifa ederken görevimi yarım bırakarak ayrıldım. Yani bir makam bırakılır mı? Önemli bir makam. Zonguldak ilinde veya başka illerde belediye başkanlığı ikinci görevdir. Ben şöyle düşündüm o zaman. Ben milletvekili olursam zaten belediye meclisinden CHP'li bir isim belediye başkanlığı sürdürecek diye düşündüm. O burada işleri yaparken, ben de Ankara'dan destek veririm, güç olurum dedim. Yani milletvekilliği CHP'de, belediye başkanı CHP’de, uyumu anlatıyorum. Genel başkan, "Biz bir kural koyduk. Bu kuralı senin için delersek herkes üşüşür başımıza" dedi. Yani "Zor, başaramayız. Herkesi reddedemeyiz. Şu an sen başarılı bir başkansın" dedi. Ben de "Oturmuyorum genel başkanım. Ben yarın döndüğümde istifa ediyorum" dedim.  Dedim ve geldim, istifa ettim. Yani biraz inatlaşma gibi oldu. Yani, yapmayacaklarını öğrendikten sonra bile istifa ettim.   

Ben kuralcı ve disiplinli bir adamım. Yani söz mutlaka yerine gelmeli. İstediğim şey mutlaka olmalı. Olmayacaksa istemem. Benim 2009 yılındaki seçimlere katılma gerekçem, o zamanda çok uğraştılar, çağırdılar il başkanı Osman Yayla, İlçe Milletvekili Ali Koçal, sağ olsunlar aylarca üstüme geldiler ve hatta erken ilan edildi benim belediye başkanlığım. Seçim Mart’taysa benim adaylığım Ekim ayında ilan edildi. Yani bir an evvel hadi ol diyerek gönderdiler. Söylenen şey şuydu. 800 oyla kaybettik 2004’te. "Gel bunu sen halledersin yine, gel aday ol" dediler ve ben 800 oyla kaybettiğimiz şehrin oyunu 8 bin oy farkla önde kazandım. Ve iki sene sonra da bıraktım, inzivaya çekildim. Ama sokaklarda dostlarımız, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, vatandaşımız sürekli, "Niye bıraktın" diye sıkıştırıyorlar beni. Sevdiklerinden söylüyorlar bunu. Sevmeseler mesela "Aldı başını gitti" derler. Bu seçim yaklaşırken de "Lütfen aday ol" dediler işte. Bunları niye geçmişe dönük anlattım. Ben 2009 ‘da partimi kaybetmiş bir seçimden sonra alırken, o günkü yönetim Deniz Baykal'dan söz almıştım 2011 için. Sayın Genel Başkanım Baykal Bey'e diyorum, "ben bu iş için nerden geldim biliyorsunuz. Ailem zaten istemiyor. Ben de yeter dedim. Madem beni gönderiyorsunuz, ben, iki sene sonra milletvekilliği için istifa ederim" dedim. "Git, önce bunu hallet, gel" dedi bana. Böyle gönderildim. Seçimi aldım. Dediğimi de yaptım, bıraktım. Şimdi bugüne gelirsek ben iki senede bıraktım ya, Buradan vatandaşlarımız da bunu artık iyice anladılar. "Bu adam makam sevdasında değil. Yani milletvekilliğini bile önemsemedi. Yapmadıkları halde belediyeyi de bıraktı" noktasına geldi. Şimdi bunu niye anlattım bu kadar? Ben yarıda bırakmış bir adamım. Ben makam sevdalısı değilim. 2 sene sonra seçim oldu. Ben aday olmadım. Muharrem Başkan geldi. 5 sene görev yaptı. Güzel bizim partimiz aldı. Bu ne demek? Ben şimdi çıktıysam ortaya 11-12 sene sonra, diyorum ki ben makam sevdasıyla gelmiyorum. Ben bu işi yaptım. Başkanım diye geziyorum. Düşüncemi anlatıyorum. Ama baktım iş partimin lehine gitmedi geçen seçimden bugüne. Ben görev almaya geldim. Ben görev için geldim.

12 sene sonra ‘Zonguldak'a keyif, huzur vermeye geliyorum’ derken neyi kastettiniz?

- Bizim zamanımızda, eski belediye binasını kültür merkezi yaptık. Resim, müzik, tiyatro, el sanatları. En az 8-10 çeşit orada eğitim vardı. Zonguldak'ta yetişen çocuklar Alaplı'da bir sanat lisesi var. Biz ona öğrenci yetiştirdik. Sınavla alıyorlar. Bizim oradan çıkan öğrenciler gittiler orada sınav kazandılar ve okudular. Yatılı okuyorlar. Bu işin bir tarafı. Ben her sene festival yapardım. Herkes sokaklardaydı gece yarılarına kadar. Yani her sene üç sanatçı getirdik. Yani 10 senede 30 tane sanatçı geldi.  Üçüncüsü ve en önemlisi ben keyifli bir adamım. Kendimi seviyorum. Halkımı da seviyorum. Yani biraz bencilce gibi olacak ama benim karakterim bu, ben değişemem. Bu benim gösterdiğim içten gelen sevgi karşı tarafta kabul görüyor ve onda da bir sevgi doğuyor. "Yahu bu adam bana değer verdi elimi sıktı, gözümün içine baktı" diye adam yerine konduğunu hissediyor. Keyif bu.  Hakikaten insanlara karşı çok düşkünlüğüm var. Bu iş de beni yormadı. Niye yormadı çünkü keyifle yaptım. 11 sene ben aday olmayı düşünmüyordum. Bu sefer de düşünmüyordum. Ama oldum.

Neden aday oldunuz devam eden çalışmalar ve projeler için ne düşünüyorsunuz?

-Görev dedim ya işte. Şu andaki başkanımız siyasi parti olarak bir kere benim alanımda değil. Eksiklikse, benim yıllardır yapılmayan bir projem var. 2010 yılında bir proje yaptım. 38 projeden birinci seçildi. Valisi rektörü, emniyet müdürü, TTK Genel Müdürü jürideydi. Kent konseyine sordum. Bu projeyi şartlarını siz hazırlayın dedim. 13 sene benim o projem ayrıldıktan sonra belediyede Muharrem Başkan ile çok uğraştım. O da bir emek sarf etti ama arsayı alamadı ve yapamadı. Şimdi mevcut belediye başkanı o projeyi hiç umursamadı. O proje bugüne kadar olmadı. Ve o projeyi kenara attılar, sonraki valiler ve bugünkü belediye yönetimi. Yeniden bir şeyler yaptılar mı yapmadılar mı kimse bilmiyor. Ben bilmiyorum mesela. Birkaç kere sordum etrafa, belediyedeki görevlilere ve benim CHP'li meclis üyelerine. Onun bilgisayarında kayıtlı o proje, yani kimse ne yapacağını bilmez dediler. Yazık ettiler. Şimdi başlandı ama ne olduğu belli değil. Ben o projeyi hayata geçirmeyi düşünüyorum.

Kavga-Filyos'un atılan işçileri Kavga-Filyos'un atılan işçileri

ismail eşref zonguldak (4)

Bu durumda mevcut Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan'ın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Onu ben değerlendirmeyeyim. Belediye başkanları, herkes ama hiç ayırmadan söylüyorum. Yüksel Aytaç’tan başka bu tarafa kimi sayarsan say. Bütün belediye başkanları bir şeyler yaptı. Secaattin Gonca yaptı. Yani kimse inkâr edemez ki. Sonra ben, sonra Muharrem Başkan. Şimdi de bu belediye başkanı. Bu da bir şeyler yaptı. Ama ben takdirle karşıladığımı söyleyemem. Çünkü ben zamanında yaparken şimdi muhalefetteyim. Özel yöntemlerle para bulup, para bulmasam da yöntem bulup işler yaptım. Ben hiçbir belediye başkanını eksikliğinden dolayı eleştirmem. Zor iş. Çok zor ama benim için keyifli. Başkası için bilemem ne olduğunu. Bu zor işi ben muhalefetteyken başardım.

Bizlerden gelen ekonomisi düzenli bir belediye teslim aldı Sayın Alan. Biz kendisine ciddi bir borç bırakmadık. Ben Muharrem Bey'e bırakmadım o da herhalde bırakmamıştır diye tahmin ediyorum. İhtimal olarak söylüyorum çünkü benden Muharrem Bey'e kötü bir tablo gitmedi. Çok önemli bir şeyin altını çiziyorum. Muhalefette iken bu iş olur. "Olmaz ki" diyenlere cevap veriyorum veya "Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanı hiçbir şey yapmadı" diyenlere de cevap veriyorum. Ben yaptım. İller Bankası payını üç dönemdir iki katı aldım. O zaman geçindirdim yine geçindirmek için geliyorum. Yani ben geçindiririm.

İktidar partili belediye başkanı olmadığı sürece yatırımların istenilen düzeyde gelmeyeceği şeklinde genel bir görüş var.  Bunun bazı örneklerini de net olarak görmek mümkün. Muhalefet partili bir belediye başkanı olarak seçilirseniz nasıl yapacaksınız, bu görüşe ne dersiniz?

- Ben kaynak yaratan bir insanım. Daha söylesem laf çok uzar. Ama iki şeyi daha söyleyeyim. 12 katlı iş merkezinin dört katına, kooperatif kurdum. Yöntem çok bende. Bir şey daha yaptım. Vali Bey'i özel idare müdürlüğüne üye yaptım. Beni ne kadar seviyorlar? O binanın son dört katı, eskiden özel idareydi. Niye özel idareydi? Belediyenin kooperatifine girdi. Ben o işi özel idarenin parasıyla bitirdim esnafın parası, gücü yetmedi.

Şimdi deniliyor ki, "Arsalar satılıyor. İsmail Eşref de sattı." Şimdi benim bu yaptığım satış mı? İşi ortaya çıkarttım. Bir yöntem daha buldum. Çok yöntemim var onu da söylemeden geçemeyeceğim. Devrek duraklarının orada hal binası var pazara sebze, ürün veren. O hal binasındaki atıyorum şu anda yanlış rakam verebilirim ama tahminen söylüyorum. Otuz küsur tane dükkânı Acılıktaki eski yeri yıktım, oraya taşıyacağım. Nasıl yaptım? Yine aynı Vali. "Sayın Valim, sana , iş merkezini verdim ama bir şey daha vereceğim. Sekiz tane hal dükkânı vereceğim" dedim. Adam benden satın aldı biliyor musunuz? Piyasaya satmadım ben. Bende yöntem çok. Muhalefet veya Cumhuriyet Halk Partisi bugüne kadar iş yapmadı diyenlere çok cevabım var. Sayarım çok şeyi.

ismail eşref zonguldak (6)

Lavuar alanı projesiyle ilgili gelinen son noktayı değerlendirir misiniz öncelikle?

-Lavuar alanı konusundaki fikrim şu. O projeyi ben bugünkü belediye başkanının, belediye yönetiminin yaptığı projenin dışında kalan yerlerin tamamına az önce de bahsettiğim o projeyi uygulayacağım. O proje olacak. Benim en büyük idealim 13 sene bekletildi. Niye bekledi biliyor musunuz? Orayı biz gelince yaparız. Arsayı valiliğe devretmediler ya TTK'nın arsasını. O takası gerçekleştirmediler. Sırf ben yapamayayım diye. Hatta Muharrem Bey de yapamazsın diye devretmediler. 13 sene sonra şimdi o alan TKK'dan çıktı.

Ayak oyunu oynandı. Yani, "İsmail Eşref, Cumhuriyet Halk Partisi belediye yönetiminden çıksın, biz yapalım" dediler. Ben yapacağım. Alacağım orayı. Yapılan iş hiç önemli değil. Bir kenarda yapılıyor görüyorum evet ama benim orada çok yapacağım şeyler var. Kültür alanları, nikah salonu, parklar, gömülü otopark vesaire. Çok yönlü bir proje.

Henüz aday adayısınız, bu durumda rakip adaylarınız hakkında düşünceleriniz nedir?

-Şu ana kadar yedi tane adayımız oldu. Buna ben de dahilim. Benim yanımdaki adayların tamamı çok değerli insanlar. Ben aday olmasaydım onlardan birisi olacaktı. Ha ben yine oldum mu daha belli değil. Ama şunu söylüyorum. Ben bu işi biliyorum. Yaptığım kaldırımdaki kaç tane taş olduğunu da biliyorum. Dilaver’inden Birlik Mahallesi'ne, diğer yerleri saymıyorum. Sokaklarındaki merdivenlerin sayısını biliyorum.

ismail eşref zonguldak (7)

Aday adaylarından birisisiniz. CHP'nin diğer aday adayları için ne düşünüyorsunuz?

-Kendimi önde görüyorum. Hepsi de değerli benim için. Bir de arkadaşım hepsi yani. Ben Zonguldak'ta bu görevleri yaparken, hepsi benim arkadaşım, dostum. Hatta benimle birlikte meclis üyeliği yapan arkadaşım bile var içlerinde. Demek ki yetiştirmişimdir. Öyle de bir övüncüm var.

CHP'de adaylar nasıl belirlenmeli?  

-Anket olmalı. Niye olmalı? Şimdi benim partilim, benim parti üyem arasında bir ön seçim yapılırsa, yine ben orada şanslı görüyorum kendimi. Ama halkın tercihi daha önemli değil mi? Yani CHP'nin Partilisi taraflı olabilir. Ancak doğruya öyle varılır. Sorsunlar beni, hepimizi koysunlar listeye. "Zonguldak'ta kimi istiyorsunuz" diye, görsünler ondan sonra karar versinler. Ha ön seçimden kaçıyor muyum? Hayır. İsterlerse de peşinden bir de ön seçim yapsınlar. Ama iki kişinin dudağı arasında olmamalı.

Son olarak İsmail Eşref, aday olup seçimi kazanırsa Zonguldak'ta neleri değiştirebilir? Şu anki Zonguldak'ı ne gibi değişiklikler bekliyor?

- Huzur bulur. Keyifli 5 sene geçirir. Mutlu olur. Çünkü beni insanlar seviyor. Ben de onları seviyorum. Karşılıklı biz çok iyi geçiniyoruz. Benim kapımdan olumsuz bir şeyle çıkan dahi bana küsmez. Ama benim yapım bu. Zonguldak'ta ben çok şey yaptım. Halk da bunu gördü gördü. Benim göreve başladığım, koltuğa oturduğum gün her şey dökülür benim zihnimde. Çok şey var. Şimdi bir tanesini söylesem adaylardan birisi kullanmaya kalkar. Kesin çözüm getirecek özel konularım var. İstersem her konuda ben başarılı olabilirim. Yatırım yapacağım. Huzur getireceğim. Çok şeyi de saymak istemiyorum. Neden diye sorarsanız, benden proje çalarlar. Karşıma çıkacak adayların düşünebileceğinden öte projelerim var. Yaratırım. Çünkü benim mesleki tecrübemden öte idari tecrübem var.

Editör: U. G.