Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yaklaşık 1 yıldır İzmir’de tedavisi süren Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Sekreteri Hüseyin Kolçak, İzmir’de depreme yakalandı. Meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin etkilerini gözler önüne seren Kolçak arama kurtarma faaliyetlerini bizzat görüntüleyerek merak eden vatandaşlara birinci ağızdan bilgi verdi. Kolçak arama kurtarma çalışmalarını görüntüleyerek şu ifadeleri kullandı.

“Yukarıdaki görüntüler eski Bornova, yeni Bayraklı ilçesi sınırları içinde yer alan Doğanlar Apartmanı. Görüntüleri bu sabah saat 10:00 civarında kendim çektim.

Yerle bir olan bu apartmanda hala umutlar tüketilmeden, özellikle İzmir'e yakın Ege Bölgesi illerinin ağırlıklı olmak üzere olay yerine gelen tüm ekipler, ortaklaşa tüm dikkatleri ile çalışmalarını sürdürürken herkesin tek dileği enkaz altından bir CAN daha kurtarma heyecanı içindeydiler.

Gözümün önünde gerçekleşen iki ayrı diyalog ile tüm tüylerim diken diken oldu ve boğazıma bir yumruk tıkandı adeta.

Diyaloğun birincisinde akşam vaatlerinden sabaha kadar orada çalışan bir kurtarma elemanına dinlenmeleri için nöbet değişimi teklif ettiklerinde, kurtarma elemanı tüm çalışmalar bitmeden oradan hiç bir yere gitmeyeceğini söyleyerek en yakın yerdeki uygun bir yere çöktü, gözlerini kapatarak dinlenmeye orada başladı.

Hemen yanımda gerçekleşen ikinci diyalog da ise aynı apartmanın 5. katında oturduklarını söyleyen bir baba, 3.katta oturanlardan kurtarılanlar olduğunu ama kendi ailesinden neden haber alamadıklarını soruyordu

Bu olay için özellikle çok büyük depremlerde her zaman aktif görev alan TTK Tahlisiye Kurtarma ekibimiz olay anından itibaren alarma geçirilerek tüm ekipmanları ile hazır kıta beklemeye başladılar ama İçişleri Bakanlığı'ından gerekli emir gelmediği için yola çıkmadılar.

Yine de Zonguldak adına il Afad ekibimizden bir ekip ve içlerinde tamamen gönüllülerden oluşan ( iki gönüllümüz madenci ) Kdz. Ereğli de kurulan bir derneğimizden bir ekibin bölgede de Zonguldak ve madenciler adına çalışmalar yaptığından da haberdarım.

Şu anda bu satırları yazarken daha bir kaç saat önce önünde bulunduğum enkaz yığınlarının arasından 4 CAN'ın daha yaralı olarak kurtarılmalarını da gözlerim yaşararak eşimle birlikte izledik. Umarım diğer Yaralılarımızla birlikte sağlıklarına kavuşurlar ve bu acımasız dünyada herşeye rağmen hayatın tadını çıkartırlar.

Bundan önce de yaşadığımız ve maalesef bundan sonra da yaşamaya devam edeceğimiz bir deprem ülkesi olduğumuz için başta depremler olmak üzere tüm doğal afetlerde, çoklu ölümlerle facialara dönüşen olayların hepsinden ayrı ayrı çıkartacağımız dersleri bir türlü yeteri kadar çıkartamıyoruz, hızlı bir şekilde de uygulamaya sokamıyoruz.

Hem halk olarak gerçekten duyarsız ve balık hafızalıyız.

Hem de geçmişten günümüze tüm iktidarları sorumlu tutarak söylüyorum bu konularda tam olarak kimse görevini yapmadı.

Oysa böylesine içlerimizi yakan acılarla dolu olayların hepimize öğrettiği yada öğretmesi gereken ilk şeyin hayatın ve dünyanın, hele de ülkemizin çok güzel olduğunu, kişısel yada kitlesel hırslarımıza kapılmadan, bölünmeden, kutuplaşmadan, barış ve huzur içinde, sevgi saygı çerçevesinde, herkese yetecek adaletli bir gelir dağılımı yaratarak kardeşlik içerisinde bütün doğal afet ve facialara karşı gerekli önlemleri alabilecek toplumsal düzeni oluşturarak, hem dünyada hem ülkemizde hayatın güzelliklerinin tadını çıkartarak yaşamamız gerektiğini öğrenmeliyiz.

Dün 14:50 civarlarında gerçekleşen, şu an için 26 kaybımızın ve 885 yararımızın, enkaz altlarında sayısını bilemediğimiz CAN'larımızın da bir an önce sağ olarak kurtarılması için dua ettiğimiz bu acı olayda hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, Yaralılarımıza acil şıktalar, özellikle yakınları hâlâ enkaz altlarında olan ailelerimizle  birlikte tüm ailelerimize sabırlar dileyerek ülkemize, İzmir başta olmak üzere başsağlığı dilerim.

Olay anının başından itibaren hâlâ tüm gayretleriyle ve canlarını da ortaya koyan bütün kurtarma ekiplerimize emeklerine yüreklerine sağlıklar diyerek kolaylıklar diliyorum.

NOT: Yine depremin ilk dakikalarından itibaren beni ve tüm aile bireylerimizi hem telefonlarla hem de mesajlarıyla nasıl olduğumuzu merak eden ve geçmiş olsun dileklerini ileten, iletemeyen madenci kardeşlerim ve bütün gönül dostlarımıza yürekten teşekkür ederek selam ve saygılarımızı iletiyoruz.”