Türk Hematoloji Derneği Önceki Başkanlarından Prof. Dr. Yücel Tangün, hayatını kaybetti. Tangün'ün vefatı tüm sevenlerini yasa boğarken, Zonguldaklı Prof. Dr. Muhit Özcan  sosyal medya hesabından duygusal bir paylaşım yaparak, Tangün'e veda etti.

Muhit Özcan'ın paylaşımı şu şekilde; "Türk Kanbilim (Hematoloji) dünyasının en kıdemli ve deneyimli üyesi, bende farkında olduğum ve olasılıkla daha büyük oranda da farkında olmadığım derin etkiler bırakmış, belki de beceriksizce kendisine öykündüğüm, doğru yol göstericim, usta hekim, çok iyi öğretmen, başarılı yönetici, Türkçe tutkunu hocam Prof. Dr. Yücel Tangün’ü yitirdik. Sevgili hocam, artık her şeyden sonra da huzur hissettiğinizi umarken yetiştirdiğiniz binlerce hekim ve iyileştirdiğiniz sayısız hastanızın insanlığa verdiği katkıların sizi unutulmazlar arasında tutacağını biliyorum. İnsanlar yaşadıkça."

Öte yandan, Tangün'nün cenazesi,  26 Ekim Perşembe günü (yarın) Kartal Soğanlık Nursen Özdayi Safa Camii'nde kılınacak öğle namazı ardından Kurtköy Mezarlığı'na defnedilecek.

YÜCEL TANGÜN KİMDİR?

Dr. Yücel Tangün 1934 yılında Samsun’da doğdu. Mutlu bir çocukluk yaşadı. İlkokul yılları Samsun ve İzmir’de geçti. 1953’de İstanbul Sen Jozef Lisesinden, 1959’da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Aynı Fakültenin 3. İç Hastalıkları Kliniğinde (Çapa) 13 ay kadrosuz asistan olarak çalıştıktan sonra uzmanlık eğitimine başladı. 1964 sonunda iç hastalıkları uzmanı, 1969’da iç hastalıkları doçenti ve 1976’da profesör oldu. İki yıllık askerlik görevini (1966-67)  Bursa’da tamamladı. 1981’de YÖK yasasının hazırlandığı sıralarda, tam gün çalışma statüsünden ayrılarak Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi kadrosuna girdi ve muayenehane hekimliğine başladı. 1984’de yürürlüğe konan Tababet Uzmanlık Tüzüğü’nün geçici maddesinden yararlanarak  “Hematoloji Yan Dal Uzmanlığı” belgesini aldı. Üniversite yaşamı erken emekliliğine kadar (1999), serbest hekimliği 2008’e kadar sürdü. 1960’ın ilk aylarından itibaren kan hastalıkları alanında Prof. Dr. Şeref İnceman ile birlikte çalışmaya başladı. Bu ülkemizde benzerine az rastlanır doğru yol gösterici-öğrenci (mentor-mentee) ilişkisi hocasının emekliliğine (1986), daha sonra da ölümüne kadar (1994) kesintisiz sürdü. İç hastalıkları asistanlığının son yılında (1963-1964) Fransız Hükümetinin sağladığı bir bursla Paris’de Lösemi ve Kan Hastalıkları Araştırma Merkezinde (Direktör Prof. Jean Bernard), trombosit işlevleri (Prof. Jacques Caen) ve trombosit immünolojisi ve izogrupları (Prof. Jean Dausset) üzerinde çalıştı. Bu çalışmaları, biri Vox Sanguinis’de “editorial” olmak üzere önemli dergilerde yayımlandı ve kongrelerde sunuldu.

1970-1971’de “Association Claude Bernard” bursu ile aynı merkezde trombosit işlevlerine ilişkin yeni yöntemleri öğrendi. Ardından Londra’da trombosit hastalıkları ile uğraşan laboratuvarlara konuk oldu. Ekim 1978-Mart 1979’da üniversiteler yasasının sağladığı geçici görevle Londra’da (Hammersmith Hospital, Royal Free Hospital, Royal London Hospital) kemik iliği transplantasyonu ve HLA doku grupları alanında bilgi ve deneyim kazandı. 1994-1997 yıllarında İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı başkanlığını yürüttü ve 15.08.1999’da kendi isteğiyle, “her şeyden önce huzur!” diyerek erken emekli oldu. 1992’de Koç Vakfının ve bağış sever muayenehane hastalarının katkılarıyla Hematoloji Bilim Dalı bünyesinde Kemik İliği Transplantasyonu Ünitesi’nin tüm donanımı ile kurulmasını sağladı ve emekliliğine kadar bu birimin yöneticiliğini üstlendi. 1994-95’de ise özel bir hasta eşinin tek başına desteğiyle Çapa’da aynı amaca yönelik 600 m2’lik yeni bir katın yapımı ve tüm donanımını gerçekleştirdi (Mehmet Ata Mermerci Yoğun Tedavi Ünitesi). 1995’de Çapa Hematoloji Yardım Derneğini kurdu ve emekliliğine kadar (1999)  bu derneğin başkanlığını yürüttü. Dernek gelirlerini özellikle uzmanlık öğrencilerini araştırma yapmaya özendirici girişimlerde (kitaplık, yabancı dergi aboneliği, eksik laboratuvar araç ve gereçlerini sağlama, uzmanlık tezlerine yardım) kullandı.

38. Türk Hematoloji Derneği Kongresi, Dr Yücel Tangün - YouTube

Dr. Tangün’ün başlıca araştırma alanları; kanamaya eğilim (özellikle trombosit işlev bozukluklarına bağlı hastalıklar), pıhtılaşmaya eğilim (trombofili), multipl miyelom ve benzeri hastalıklar ve 1992’den itibaren de emekliliğine kadar (1999) kemik iliği ve kan yapıcı kök hücre transplantasyonu olmuştur. Nitelikli dergilerde yayımlanmış trombosit işlev ve hastalıklarını konu alan çoğu çalışmasına çok sayıda yayında ve yabancı dilde saygın hematoloji ders kitaplarında (textbook) uzun yıllar atıfta bulunulmuştur. Dr. Tangün 1974’den bu yana klinik hematoloji konusunda tıp öğrencileri ve hekimlere yönelik Türkçe ders kitapları ya da geniş kitap bölümleri yayımlamayı ve bunları yeni baskılarla sürdürmeyi öğretim üyesi görevlerinin en başında saymıştır. Düzenleyicisi ve yazarı olarak Kan Hastalıkları (1974),  Cihat Abaoğlu ve Vahe Aliksiyan ile birlikte Teşhiste Temel Bilgi ve Propedötik (1982, 1988), Semptomdan Teşhise (1974, 1980, 1985, 2000), Teşhisten Tedaviye (1975, 1981, 1991), Aykut Köroğlu ile birlikte İç Hastalıkları Cilt I Kan Atlası (1992, 2007), THD Hematoloji Laboratuvarı Kılavuzu-1 (2014). Genç ya da yaşlı çoğu meslektaşının Türkçe karşılıkları varken yabancı dilde sözcükleri kullanma alışkanlığına karşı hazırladığı “Kanbilimciler için Daha Çok Türkçe daha Güzel Türkçe” adlı kitapçık THD tarafından bastırılarak üyelere dağıtılmış (2011), hakkında Dil Derneği’nin yayın organı “Çağdaş  Türk Dili” dergisinde övücü bir yazı çıkmıştır (bkz. Kanbilim.com, Kategoriler/kanbilimde Türkçe). Kitapçığın genişletilmiş ikinci baskısı 2018’de yayımlanmıştır. Ne yazıktır ki, yedi yıl geçmiş olmasına karşın hematoloji ile uğraşanlar “relaps refrakter”  ya da “engrafman” demekten vazgeçememiştir.

Sağlık Bakanlığı’ndan memur alımı duyurusu geldi! Sağlık Bakanlığı’ndan memur alımı duyurusu geldi!

Kanbilime ilgi duyanları özellikle sitoloji yönünden  bilgilendirici kanbilim.com sitesi, Amerikan Hastanesinde tanıştığı 1988 yılından bu yana en yakın ve değerli çalışma arkadaşı olarak saydığı – ne yazık ki İstanbul Tıp Fakültesi  Hematoloji Bilim Dalında  tam benzerlerini bulmak oldukça zordu – mikrobiyolog Aykut Köroğlu ile birlikte 2007 Ocak ayında kurulmuştur (bkz. Kanbilim.com, Kategoriler/Dinozorun Penceresi/ Kanbilim.com ile Söyleşi). Sitede ayrıca Dr. Tangün’ün Türk kanbilimi ve THD tarihini anlatan kişisel anıları ile bezenmiş yazıları yer almaktadır.

Muayenehanede hasta-hekim ilişkilerinde duyarlı, dürüst, aşırı dikkatli, titiz ve tokgözlü olmayı ilke edindi. Öte yandan öğretmeyi seviyor, fakültede dersler dışında pratik ve seminerlere katılmaktan, ilginç olgu tartışmaları, özellikle kliniko-patolojik olgu toplantıları düzenlemekten, konuk olduğu diğer hastane ya da kentlerde konferans vermekten tarifsiz bir zevk alıyordu. Bir diğer tutkusu da sevgili Muhit Özcan’ın THD başkanlığı döneminde Türk Hematoloji Okulu öğrencileri ile birlikte olmaktı. Emeklilikten sonra yeni tutkular edindi. En sevdiği dergi NEJM’i çevrimiçi okumak için Perşembe sabahlarını iple çekmek gibi…

1970 ve 1973-74 yıllarında Türk Tıp Cemiyeti Genel Sekreterliği görevini yürüten Dr. Tangün, Nisan 1996 – Ekim 2001 arasında Türk Hematoloji Derneği Başkanlığında bulundu. Bu dönemde yönetimdeki yetenekli, çoğu oldukça genç çalışma arkadaşları ile birlikte, günümüzün moda deyimiyle,  metal yorgunluğuna  (!) yakalanmış derneğe ivme kazandıracak birçok yeni atılımı gerçekleştirdi. Çoğu kişinin görüşüne göre bu dönemde “dernek kurumsallaştı.”

Uzun yıllar Avrupa (EHA, EBMT), Amerika (ASH), Almanya, Fransa, İsviçre Hematoloji Derneklerinin üyesi olan Dr. Tangün şimdi sadece ASH üyesidir. 1994-2010 yıllarında Sedat Simavi Sağlık Bilimleri Ödülü ve  1997-2002 yıllarında Roche Tıp Araştırma Ödülü seçici kurullarında görev almıştır. Ödülleri: Ş. İnceman ile birlikte Eczacıbaşı Araştırma Ödülü (1970), Febril Nötropeni Ödülü (2001). İkinci ödül için yaptığı konuşmada ödülü tüm kanbilimciler adına aldığını özellikle vurgulamıştır. Sondeyiş (epilog): Yücel Tangün kişisel /öznel ölçütlerine  göre, kendini hiçbir zaman, ülkemizde son yılların sık kullanılan deyişiyle, bir “bilim insanı” olarak nitelendirmedi. Ama o, hiç kuşku yok, usta bir hekim, çok iyi bir öğretmen ve başarılı bir yöneticiydi.

Editör: Melisa Sapaz