Dil ve konuşma bozuklukları, kişilerin kendini ifada etme ya da konuşulanları anlayabilme becerilerinin herhangi birinde ya da her ikisinde meydana gelen bozukluklardır. Sanılanın aksine dil ve konuşma kavramları eş anlamlı kelimeler değillerdir. Bir kişinin, iletişimde olduğu bir başka kişiyi anlamakta güçlük çekmesi, kendi düşüncelerini anlaşılır cümlelerle paylaşmakta zorlanması dil bozukluğuna işarettir. Ancak bir kişinin konuşurken gerekli olan sesleri telaffuz edememesi ya da telaffuz ederken zorlanması, kekemelik gibi akıcılık bozuklukları ile karşı karşıya kalması, konuşma bozukluğuna işarettir. Görüldüğü üzere her iki kavram birbirinden farklıdır.

Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?

Günlük hayatımızda herhangi bir nedenle etkileşimde bulunduğumuz kişilerle iletişim kurmamızın en temel yolu konuşmadır. Ancak konuşmak, tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda düşünsel olarak karşıya aktarmak istediklerimizi sağlıklı bir şekilde ifade etmemiz, karşı tarafın ifade ettiğini ise anlamamız gereklidir. Bu iki beceriden birinde ya da ikisinde birden bozukluk olması durumunda ise dil ve konuşma bozukluğu ortaya çıkmaktadır.

Dil bozukluğu, kişinin iletişimde olduğu kişileri anlamakta güçlük çekmesidir. Aynı zamanda kendi anlatmak istediklerini ifade ederken zorluk yaşamasıdır. Konuşma bozukluğu ise bireyin anlaşılır bir şekilde konuşamaması, sesleri anlaşılır bir şekilde ifade edememesidir. Örneğin hızlı ve bozuk konuşmak, kekelemek gibi durumlar konuşma bozukluğu kapsamında ele alınmaktadır.

En Sık Karşılaşılan Dil ve Konuşma Bozuklukları

Günlük hayatta içerisinde bulunulan iletişimin sekteye uğramasına sebep olan dil ve konuşma bozukluklarının birden fazla çeşidi vardır. İnsan yaşamını her açıdan olumsuz etkileyen bu bozukluklar, aşağıda verildiği gibidir.

Kekemelik

Kekemelik, yaygın olarak gelişimsel kekemelik olarak sınıflandırılan ; 2-7 yaş aralığında ortaya çıkan bir akıcılık bozukluğudur. Daha spesifik bir şekilde değinmek gerekirse 5 yaş altı çocuklarda kekemeliğin yaygın olarak görüldüğünü söylemek mümkündür. Ancak görülen kekemeliğin belirli bir oranı geçicidir. Belli kriterler göz önüne alınarak ayrıntı bir değerlendirme için bir dil ve konuşma terapistine başvurmak önemlidir.

Erken dönemde ilk olarak doğrudan terapi yöntemleri kullanılmayıp aile bilgilendirmesi ya da dolaylı yöntemler seçilebileceği gibi bazen doğrudan müdahalelerde kullanılabilmektedir. Ek olarak yetişkinlik döneminde de kekemelik görülebilmektedir. Bu dönemde daha çok nörolojik veya psikiyatrik olmak üzere iki farklı nedene bağlı kekemelik görülebilmekte olup bu edinilmiş kekemelik olarak sınıflandırılmaktadır.

Afazi

Afazi, felç (inme) ya da beyin kanaması, serebrovasküler rahatsızlıklar sebebiyle beynin konuşma merkezinde meydana gelen hasarlar sonucunda kişinin dil ve konuşma yetisindeki bozulmalara verilen genel isimdir. Beyindeki konuşma merkezinde meydana gelen hasarlar sebebiyle bireylerde konuşma ve dil bozuklukları görülmektedir.

Konuşma bozukluklarının da ötesinde algıda ve cevaplarda tutarsızlık gibi durumların ortaya çıkması da muhtemeldir. En yaygın afazi belirtileri ise aşağıda verildiği gibidir.

●         Konuşma esnasında güçlük çekme

●         İletişimin gerektirdiği kelimeleri bulmakta zorlanma

●         Karşıdaki iletişim partnerini anlama

●         Eşya ve cisimleri adlandırırken zorlanma

●         Konuşmaktan kaçınma

●         Dile getirilmesi daha kolay olan kelimeleri bulma

●         Okuma ve yazma becerilerinde zorlanma

●         Cümle dizinlerinde ve ek kullanımlarında zorlanma

Apraksi

Apraksi özünde bir motor planlama bozukluğudur. Apraksili bireylerde herhangi bir anlama güçlüğü, koordinasyon sorunu, biliş problemleri ve kas güçsüzlüğü yoktur. Ancak söz konusu unsurlar var olmamasına rağmen hareketlerin oluşması sürecinde güçlükler yaşanmaktadır. Birden fazla çeşidi vardır. Bireylerde bu çeşitlerin tek tek ya da aynı dan birden fazla görülmesi mümkündür.

●         İdeomotor apraksi: Bir örnek neticesinde daha anlaşılır kılınması mümkündür: ideomotor apraksisi bulunan kişilerin telefon çaldığında bir refleks gibi açmaları mümkündür. Ancak kendilerine “telefonu aç” dendiğinde, bu eylemi gerçekleştirmeleri zor bir hal almaktadır.

●         Uzuv-hareket apraksisi: Belirli hareketlerin yapılamaması apraksisidir. Örneğin daha önce klavye kullanan bir kişinin, zaman içerisinde klavye kullanamaz hale gelmesidir.

●         Kavramsal apraksi: Çok basamakları hareketlerin tamamlanmasında sorun yaşanan apraksi türüdür. Örneğin önce çorap giymek yerine ayakkabı giyilmesidir.

●         Oral Apraksi : Ağız , dil , dudak, yanak ve çene kaslarını istemli bir hareket sırasında istendik şekilde yapmakta yaşanan güçlüktür.

●         Sözel Apraksi : Konuşma için gerekli olan motor planlama süreçlerini istendik şekilde yapılmasından yaşanan zorluktur.

Dizartri

Dizartri, konuşma anlaşılırlığını olumsuz etkileyen bir bozukluktur. Bilindiği üzere konuşmanın anlaşılır ve akıcı olması için 5 alt bileşen gereklidir. Bu bileşenler şu şekildedir;

●         Solunum

●         Rezonans

●         Prozodi

●         Artikülasyon

●         Fonasyon

Bu 5 alt bileşenden herhangi birinde sorun meydana gelmesi durumunda konuşma anlaşılırlığı olumsuz etkilenecektir. Dizartri ise beş bileşenden birinde ya da birkaçında sorun olması sonucunda konuşmanın anlaşılırlığının düşmesine verilen isimdir. Daha net ifadeyle dizartri konuşma için gerekli olan solunum , yüz ve çiğneme, damak, yutak ve gırtlak kaslarının uyarımından sorumlu sinir sisteminin etkilenmesi sonucunda ya da bu kasların fonksiyonlarındaki bozulmalar sonucunda en tipik olarak zayıf koordinasyonun görüldüğü motor konuşma bozukluğudur.

Daha fazla bilgi için; https://aleynatekin.com