Denetim olsa çoğu kapanacak!
Daha önce pek çok defa gıda güvenliği sorunlarına dikkat çektik.
Göstermelik denetimler yapıldı.
Belediyeler duyarsız kaldı.
Son çağrımızın hemen ardından Devrek Belediyesi Zabıta ekiplerinin yaptığı denetimde ortaya çıkan görüntüler beni şok etmedi ama ülke şok oldu.
Görüntüler şehrin de kötü reklamı oldu.
Devrek Sepetçioğlu’nda çıkan görüntüler sonrası Zonguldak Sepetçioğlu; “Biz aynı firma değiliz” diyor.
Sonuç olarak Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar ve zabıta ekiplerine teşekkür ediyoruz.
Fakat şöyle bir durum var.
Instagram’da yayınladığımız görüntülerin altına en çok gelen yorumlardan biri; “Bugüne kadar neden denetim yapılmadı?” şeklinde.
Buradan çıkarılacak çok ders var.
Zonguldak’ta bazı pastane, lokanta ve benzeri gıda imalathanelerinin derhal kapatılması gerekiyor.
Geçmişte farelerin tulumba tatlılarını çalıp stokladığı bir pastaneyi haber yaptık.
Zonguldak Belediyesi ve diğer belediyelerimiz halkın gıda güvenliği konusunda topu taca atmak için sorumluluğu tarım müdürlüklerine atıyor.
Ama kaçamazlar.
Ayrıca sadece açık alanlarda yapılan satışların ötesinde işini temiz yapmayan kim varsa hakkaniyetli denetimler sonrası cezalandırılsın.
Herkes kendisine çeki düzen versin.
İşini temiz yapmayanlar mühürlensin ki temiz yapanlar yaşayabilsin.
Hem üretim hem istihdam!
Belediye dediğimiz şehirde esnafın ayakta kalması ve halkın sağlıklı, kaliteli hizmet almasını da dert edinir.
Ama bizde bunlar olmaz.
Esnafı yaşatacak, kaliteyi özendirecek, planlama ve iyi hizmet için her konuda destek olacak adımlar atılmaz, belediyeler bunları önemsemez.
Mesela Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem söz verdiği gıda Kent Lokantası ve benzeri sosyal belediyecilik projelerini tek tek hayata geçiriyor.
Bu da pek çok vatandaş da karşılık buluyor.
Ancak Zonguldak mahalle sayılır.
Belediyenin esnaflık yapmaya soyunması zaten daralmış durumdaki esnafın da işlerinin azalmasına neden oluyor.
Kent Lokantası bunların başında.
Daha çok algı ve reklam odaklı çalışmalar başkanın bundan sonraki siyasetinde işe yarayabilir.
Doğrudur.
Bir tarafta hükümetin vergi uygulamaları diğer tarafta belediyelerin su ve katı atık bedelleri altında ezilirken fahiş kiralar, kazık elektrik giderleri altında ezilen esnafın karşısına aynı iş kolunda rakip çıkmak doğru olmadı.
Bunun yerine lokantalarla anlaşarak çözüm üretmek daha doğru olabilirdi.
Sonuç olarak şehir bizim şehir.
Bu insanlar da bizim insanlarımız.
Bizim önerimiz geçmişten beri belediyelerin yerel kalkınma modelleri ile örnek olmasıdır.
CHP’li Çaycuma Belediyesi buna örnek.
Mesela Zonguldak Belediyesi’nin bireysel veya ve diğer belediyelerimizin katılımıyla müşterek yerel kalkınma projeleri olabilirdi.
Hem istihdam.
Hem üretim.
Hem daha fazlası.
Gerçi boşa yazıyoruz.
Boşa konuşuyoruz.
Bize gelen batık çıkıyor!
Hep bize gelen müteahhitler mi batıyor!
Son dönem bazı işlerde ilginç tesadüfler yaşanıyor.
Mesela şehrin bir işi var.
Farklı projeler.
İşler başlıyor.
Açıklamalar yapılıyor.
Geç de olsa başlamış olan projelere seviniyoruz.
Üç gün sonra firma batıyor.
İhale yenileniyor.
Veya o firma konkordato ilan ediyor.
İflas erteleme istiyor.
Bunların çoğu Ankara, Diyarbakır veya başka bölgelerin firmaları.
Elbette ihaleyi kim alırsa onunla devam edilecek ama ne oluyor da bu kadar tesadüf bize denk geliyor!
Mesela Lavuar Alanı projesi.
Yok mu yapabilecek yerli bir firma!
Hindistan gibiyiz!
Zonguldak her anlamda güzel bir şehir.
Çok daha yaşanabilir yapmak mümkün.
Asli belediyecilik hizmetleri doğru, kararlı ve planlı yapılsa zaten önce şehir temiz olacak.
Belediye başkanlarımızın böyle dertleri olmalı.
Özellikle Zonguldak merkez.
Geçmiş dönemlerden bugüne ne yazık ki ortaya konulacak beceriksizlikler nedeniyle sokaklar Hindistan caddelerine döndü!