İnsanların son dönemki ruh halleri üzerine konuşmak hiç bu kadar keyifli olmamıştı.
Büyük çoğunluğumuz aslında dünya nimetlerinin ve sağlığın ne büyük zenginlik olduğunu anlamaya başladık.
Coronadan koktuğumuz kadar Allah’tan korksaydık hem dünyada, hem Türkiye’de hem de Zonguldak’ta işler daha çabuk yolunda gider, bunca zulüm, bunca haksızlık, hukuksuzluk olmaz insanlar birbirlerine karşı daha anlayışlı olurdu.
Coronadan koktuğumuz kadar Allah’tan koksaydık siyasetçiler verdikleri her sözü tutar, bürokratlar liyakata önem verir, adaletin terazisi şaşmazdı.
Coronadan korktuğumuz kadar Allah’tan korksaydık, ekmeğimizi, suyumuzu, cebimizdeki paramızı bugüne kadar daha fazla paylaşır neredeyse aç açık insan kalmazdı.
Coronadan korktuğumuz kadar Allah’tan korksaydık bugün aynı çuvala giren zenginle fakirin er geç aynı kefene sarılacağını anlayabilirdik.
Coronadan korktuğumuz kadar Allah’tan korksaydık hiç bir malın, mülkün, makamın aslında insani ve vicdani değerlerden daha değerli olmayacağını görmüş olabilirdik.
Coronavirüs çok büyük mali fakirlik yaratmış olabilir ama hepimize vicdani ve insani zenginlik kattı!
Virüs gidince üç günde onu da yok ederiz!
24 günde 48 ölüm!
Duydun mu Zonguldak?
Dün bu manşeti attık.
Zonguldak’ta coronavirüsten 24 günde ölenlerin sayısı 48’i buldu.
Vaka sayısı 635’i bulurken taburcu olanları sayısı ise bugün itibariyle 118.
Hastanelerde inanılmaz bir mücadele verilirken enfekte olan ve tedavi altında olan sağlık çalışanlarının sayısı ise 140’a ulaştı.
Bunların 43’ü hemşire.
17’si doktor.
Z Haber olarak ilk günden biri kamuoyunun doğru şekilde bilgilendirilmesi için çalışıyor ve kamuoyunun, kamu idarecilerinin ve yerel yöneticilerin durumun ciddiyeti görmelerini sağlamaya çalışıyoruz.
Pek çok vatandaşımızın rakamları abartılı bulduğunu görüyoruz.
Çünkü durumun ciddiyetinin anlaşılabilmesi için bu rakamlar önemliydi.
Vatandaş haklı olarak; “Medya abartıyor mu?” sorusuna yanıt arıyor.
Bu süreçte pek çok haberi kamuoyu ilk defa Z Haber’den öğrendi.
Hep söylerim.
Bir hatamız - eksiğimiz olursa kasıt yoktur ve düzeltmek boynumuzun borcudur.
Bizim için en önemli mesele Z Haber ile okur arasındaki güvendir.
Samimiyettir.
Paylaşmaktır.
Güveniniz ve desteğiniz için teşekkür ediyoruz.
Corona gündeminin bir an önce bitip kentin asıl konularına dönmek istiyoruz.
Vali bey test yaptırmalı!
Vali Erdoğan Bektaş sağlık camiasını derinden yaralayan sözlerin ardından özür dilemeye devam ediyor.
O sözler tarihe kazında bir defa ve ileriki yıllarda Tıp Fakülteleri’nde bile derslere girecek bir durum çıktı ortaya.
Onda da bir hayır vardır.
Yalnız Vali Bey’e de telefonda söyledim.
Son dönem kendisini aşırı gergin, mutsuz ve dikkat eksikliği yaşadığını görüyoruz.
Bazı uzmanlarımız coronanın belirtileri arasında bunları da söylüyor.
Vali Bey sürekli olarak kapalı salon toplantılarında ve maskeyi taşıma konusundada sanırım başarısız.
Basın toplantısında bile sonradan taktığını gördük.
Mesela son basın toplantısında çok sayıda basın mensubunun küçücük salona doldurulması yanlıştı.
Tedbirleri bu kadar çok konuşurken, üç sağlık çalışanına kızıp bütün camiayı sözleriyle kırıp dökerken bu tedbirsizlik umarım başımıza bir iş açmaz! Allah korusun. Hepimiz risk altındayız.
Vali Bey'in de acilen test yaptırmasında fayda var.
Kentin asıl meselesi!
Bu şehrin bir kaç tane asıl meselesi var.
Z Haber olarak yeni bir başlangıç ile ortak aklın harmanlanması adına yola çıktık.
Ama zorunlu gündemler asıl meseleleri konuşacak zaman ve yer bırakmıyor.
Mesela ÇATES meselesi.
Bir tarafta işsizlik ve ekmek.
Diğer yandan çevre hassasiyetleri.
Filtre takıldı ama derin deşarj sisteminin yenilenmesi zaman istiyor.
Proje hazır.
Santral kapatılmayacağına ve hükümet bu konuda yeni ve radikal bir karar almadığına göre burası er veya geç çalışacak.
ÇATES’in durması demek özel sahalarda çalışan 3 bin çalışanın işsiz, esnafın kepenk indirmesi, göçün hızlanması, aile içi şiddetlerin, boşanmaların, travmaların artması demek.
ÇATES’in durması demek 400 civarındaki çalışanın işsiz kalması Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun kapısında kilidin sallanması demek.
ÇATES’in çalışması demek, eskiye oranla azalarak da olsa çevrenin kirlenmesi, hava kalitesinin bozulmaya devam etmesi demek.
Herkes kendisini başkasının yerine koysun.
Bizi bu ikileme sürükleyenler utansın!