Canlılar alemini beslenmelerine göre
üçe ayırıyor bilim dünyası.
Üreticiler “ototroflar”
Tüketiciler “heterotroflar”
“Hem ototrof hem de heterotrof” olanlar.
……
Üreticiler fotosentezle;
besin ve oksijen üretirken,
tüketiciler solunumla;
besin ve oksijeni kullanarak,
enerji ve karbondioksit çıkarırlar.
Çıkan enerji, hayat enerjisi olan ATP.
Hem üreten hem tüketenlerin en meşhuru
böcek kapangiller ve öglena’dır.
Yeşil bitkiler en çok fotosentez yapanlar gibi gözükse de;
denizlerde ve göllerde yaşayan mavi-yeşil algler,
dünyadaki oksijenin yarısını fotosentezle üretirler.
…
Soluduğumuz tüm oksijen üreticilerden,
Ormanlardan, yeşil bitkilerden, alglerden.
Yediğimiz bitkilerdeki tüm besin fotosentezden.
Yediğimiz tüm proteinler; etler, tavuklar, balıklar
bitkilerle beslenen hayvanlardan.
Eyyy insanoğlu doğayı mahvederek,
ormanları yakarak,
suları kirleterek,
“bindiğin dalı kestiğinin”
bilimsel açıklamasıdır bu kısacık bilgi.
…
Ben uzun zamandır,
insanları da üretici, tüketici, hem üretici hem tüketici olarak gözlemliyorum.
Bakıyorum başını işten kaldıramıyor;
Genel ihtiyaçları dışında tüketim sıfır.
Üretici…
Gezmek, dinlenmek, eğlenmek gibi
hiçbir üretimi olmayan tüketimde kalanlar…
En çok sevdiğim;
Paşalar gibi üretip paşa paşa tüketenler,
bir büyüğümüz şöyle demişti tabiri caizse;
-“Eşek gibi çalışıp köpek gibi yiyeceksin”
O zaman değme yediklerinin keyfine,
Bu işin biraz argo tabiri oldu...
Benimse mesleğim gereği hayatım
Ders ve tenefüslere endeksli.
Hiç bitmez ders & tenefüslerim.
İşteyken dersler uzun tenefüsler kısa.
Tatilde tenefüsler uzun dersler kısa
Not: Öğretmencilik oynadığım düşünülmesin lütfen.
Tek amacım var biyolojinin günlük hayatımızda yeri ve önemini hatırlatmak!