Psikolog Hava Orhan üniversiteye yerleşen ve yerleşemeyen öğrencilerin ebeveynlerindeki psikolojik durumlarını tek tek açıkladı.

Hava Orhan konu ile ilgili yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2023 sonuçları açıklanmak üzere. Sistem gereği kimi öğrenciler istedikleri üniversite ve bölümlerine yerleşirken kimi öğrencilerin hayalleri ve tercihleri bir sonraki seneye kalacak. Yerleşen öğrenci ve velilerini tebrik ederken, umutları  bir sonraki seneye ertelenmiş olan aile ve öğrencilere henüz hiç bir şey kaybetmiş olmadıklarını çünkü seneye aynı kişiler olarak değil bu yolu daha önce deneyimlemiş, tecrübe edinmiş, ne istediğini bilen daha tecrübeli bireyler olarak önlerindeki bu bir yılı en verimli şekilde değerlendirme avantajına sahip olduklarını hatırlatmak isterim.

Gençlerin evden üniversite eğitimi için ayrılması durumunda bazı ailelerde ortaya çıkan “Boş Yuva Sendromu” diye isimlendirilen durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum çeşitli karmaşık duygular uyandırır. Bir tarafta olumsuz duygu; kaygı, hüzün endişe varken diğer taraftan olumlu duygularda vardır. Çünkü çocuğun evden ayrılması zaten beklenilen hayali kurulan ve bir gün geleceği bilinen yani iyi bir vesile ile gelen bir durumdur. Bu duyguların içinde gururun da olduğu karmaşık bir durumdur. Yoğun bir çaba ve gayretin ardından bu dönemde ebeveynler kendileri ile de ilgili endişelenebiliyorlar. Boşluğa düşüyorlar. Şimdi ne yapacağız diyebiliyorlar. Bu durumum geçici bir durumdur, zamanla ebeveynler bu duruma alıştıkça Boş Yuva Sendromu ortadan kalkmaktadır.

Üniversite eğitimi, öğrencilere bir meslek edinimi kazandırmanın yanı sıra, kendisinden, yaşamdan ve çevre ile ilişkisinde hayatını anlamlı kılan, yeni fikirler üretebilen, amaçları olan, sağlıklı bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir. Yaşam döngüsü içinde fizyolojik ve psikolojik açıdan en hızlı değişimlerin yer aldığı gençlik dönemi insan hayatında kritik bir öneme sahiptir. Kimlik gelişimi ve riskli alışkanlıklar ortaya çıkması genellikle bu döneme rastlamaktadır. Özellikle üniversite eğitimi sürecine denk gelen bu yaş dönemi pek çok açıdan değişiklikleri içinde barındırmaktadır. Aileden ayrılma, farklı bir çevre, eğitimin kendi içinde bazı zorlukları gibi değişiklikler ile baş etmeye çalışan gençlerin ebeveynlerinden aldıkları ana babalık stilleri gençlerin bu değişimlere uyumu ve akademik başarıları üzerindeki etkisi büyüktür. Gençler ailelerinden aldıkları değerler ile gittikleri eğitim hayatlarında ebeveynlerinden aldıkları bu tutumlar ile düşünce ve davranış gösterme eğiliminde olsalar da insanların iyi bir eğitim ve çevre ile kimliklerinde olumlu yönde değişim olabileceği de hatırda tutulmalıdır.

Ana  babalık tutumları  iki boyuta ayrılır;

1. Disiplin ve Kontrol

2. Sıcaklık, Duyarlılık ve Kabul Düzeyi

Bu iki boyuttan;

1-Demokratik Dengeli

2-Yetkeci (Otoriter)

3-İzin Verici olmak üzere üç  ana babalık stili öne sürülmüştür.

Demokratik Dengeli; Optimal ana babalık stili olarak kabul edilir.

- Aile içinde iletişim açık, çocuğa dengeli duygusal destek verilir.

-Özerlik desteklenir.

-Ailede yumuşak disiplin vardır.

Bu tarz ebeveynlik stiline sahip çocuklar, ebeveynlerin değerler sistemini içselleştirdikleri, yüksek psikolojik uyum ve farklı alanlarda başarıya sahip olabilen, temel duyguları gelişmiş, fikirlerinin serbestçe söyleyebilen, girişimci, arkadaş canlısı, okul başarısı yüksek kendine ve başkalarına saygılı, kendini geliştirmeye ve yaratıcı fikirler üretmeye istekli bireylerdir.

Yetkeci (Otoriter); çocuk katı bir disiplinle yeterli duygusal destekten yoksun olarak yetiştirildiği ebeveyn stilidir.

-Bu tarz ana babalar çocuğa yüksek standart koyarlar.

- Mutlak itaat beklerler. Daima onlara ne yapmaları, nasıl davranmaları gerektiğini söylerler.

Kargidan "Belediye otobüslerini geri çekeriz" Kargidan "Belediye otobüslerini geri çekeriz"

- Çocukla sevgi ve ilgiye dayalı bir ilişki içine girmezler.

Bu tarz ana babaların çocukları güvensiz, kaygılı, duygu ve düşüncesini kolay ifade edemeyen otoritenin varlığında sinen ama otoritenin olmadığı yerlerde kurallara aykırı davranan kişilerdir.

İzin Verici; çocuklarına karşı kabulün ve sıcaklığın yüksek olduğu fakat denetimin ve çocuktan beklentini düşük olduğu tarzdır.

-Bu aile yapısı, çocuğun her yaptığını hoş karşılar, çocuğun istediği her şeyi yapmalarına izin verirler.

Bu İzin Verici stiline sahip ailelerin çocukları, dürtü kontrolü, sabırlı olma ve dikkat yoğunlaşması gibi olumlu özelliklerin gelişimi düşüktür. Bu çocuklarda diğer insanlara karşı duyarlılık azalır, bencil ve sorumluluk almayan bireyler haline gelirler ve diğerleri tarafından dışlanabilirler.

Ana babalar çocuklarından akademik ve sosyal başarı beklerken kendilerine şu soruyu da sormaları gereklidir;

Sahi biz  hangi ebeveynlik stiline sahibiz?”

Editör: U. G.