Türkiye savaş halinde.
Dört bir tarafımızda sorunlar var.
Ancak şehir kendi rekabet gücünü büyütmek, sorunlarını çözmek için mücadele ediyor.
Az ediyor.
Çok ediyor.
Etmek zorundayız.
Geçenlerde Zonguldak’ın dinamik güçlerini saymış ve Zonguldak’ın bu dönem çok daha güçlü olduğunu paylaşmıştım.
Belli başlı sorunlarımız var.
Hızlandırılması gereken çözümler var.
Bunları tek tek ele alacağız.
Kamuoyu oluşturacağız.
İşte tüm bunlar için yakaladığımız fırsatı kaçırmamalıyız.
Ak Parti’nin üç milletvekili.
Polat Türkmen.
Ahmet Çolakoğlu.
Hamdi Uçar.
Muhalefetin Milletvekilleri
Ünal Demirtaş
Deniz Yavuzyılmaz.
Muhalefet milletvekillerini yok sayabilirsiniz ama onlara oy veren kitleleri yok sayamazsınız.
Gidelim Ankara’ya.
Geçenler de ismini unuttuğum Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Köksal Toptan.
Toptan’ı Zonguldak konusunda eleştirebiliriz ancak hala kentin önemli ve dinamik bir gücü.
Kızıp küsmek yerine başını ağrıtmalıyız.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Saadet Oruç.
Reis’e en yakın Zonguldaklı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman.
Hepsi bu kent için değerli isimler.
Özellikle Toptan, Oruç ve Kocaman Zonguldak’ın asıl konularını çözme noktasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok yakın isimler.
Zaman su gibi akıyor.
Ve şehir olarak enerjimizi gereksiz işlere, kıskançlıklara, polemiklere, tuzaklara harcıyoruz!
Ankara’da uzun yıllardan beri hiç bu kadar güçlü olmamıştık.
İki dönem önce kaynaklar bolken olsaydık daha iyi olurdu.
Ne yapalım?
Biliyorum bu yazı çift dikiş oldu.
Belki faydası olur!
Dön kendine… Yüzüne tükür!
İnsan, insanlığından ilk defa utanmıyor.
Asırlardır yaşanan dramlar modern çağın doymak bilmeyen homurtuları arasında devam ediyor.
Ne teknoloji, ne akıl, ne bilim, ne uzayın keşfi.
Hiç biri küçük bir göçmen çocuğun tek damla gözyaşı edemez.
Her köşede ayrı bir insanlık dramı.
Her köşede bir insanlık suçu.
Her ülkede ayrı biz işkence.
Her ülkede ayrı bir zindan.
Her ülkede başka bir dram.
Sen de adam değilsin Yunan!
Ne din kabul eder bunları ne iman.
Ne toprak kabul eder bunu ne su.
Ne Allah kabul eder bunu ne Peygamber.
Utan be dünya.
Durmadan dönerken utan.
Utan be insan.
İnsanlığından utan!
Yüzsüzlüğünden utan.
Dön kendine yüzüne tükür!
Keleş ve Ocak’a teşekkür
Dün iki önemli misafirimiz vardı.
Ereğli TSO Başkanı Arslan Keleş ve Alaplı TSO Başkanı Recep Ocak.
Son dönemin dikkat çeken dinamik isimlerinden ikisi.
Heyecanlılar.
Umutlular.
Geçmiş birikimlerin üzerine hem ilçeleri hem de Zonguldak için çok daha hızlı olunması gerektiğini biliyorlar.
Kaybolan yılların aksine vakti iyi değerlendirme derdindeler.
Çünkü zaman su gibi akıyor ve fırsatlar kaçıyor.
Her iki isim bu durumun farkında olarak çaba gösteriyor.
Nazik ziyaretleri ve bizlere olan güven dolu sözleri için teşekkür ediyorum.
Kent için üreten, samimiyetle çalışan kim varsa yanında olacağız.