Çiloğlu; "Zonguldaklı madencilere ve TTK’ya dil uzatamaz’ Çiloğlu; "Zonguldaklı madencilere ve TTK’ya dil uzatamaz’

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de meydana gelen ve 43 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili 5. duruşmada 7'si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. 3 gün sürmesi beklenen duruşmada mahkeme heyeti, aralarında tahlisiye ekiplerinin de yer aldığı madencilerin olayla ilgili beyanlarını dinliyor.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin, Bartın Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle başlayan davanın 5. duruşması bugün başladı. Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan salondaki başlayan ve 3 gün sürecek olan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile tarafların avukatları katıldı. Adliye içerisinde ve çevresinde yoğun güvenlik tedbirlerinin alındığı duruşmada Türkiye Taş Kömürü Kurumu'nun farklı müesseselerinde görev yapan ve kurtarma çalışmalarına katılan tahlisiye ekiplerinin de yer aldığı toplam 60 madenci tanık sıfatı ile olay gecesi ve sonrasında yaşananları anlatıyor.

''Gaz oranı yükselince maden ocağından çıktık''
Tahlisiye ekibinde görevli olan ve Maden Mühendisi Abdullah Sekme, 'Daire başkanının haber verilmesiyle 19.30 gibi Amasra'ya geçtik. İçeride ekipler olduğu için 23.00 gibi ocağa girdik. Gazın yükselmesiyle 03.00 gibi ocaktan çıktık. Aşağıdan gelenler yoğun gazlı ve yangınlı bir ortam olduğunu söylüyorlardı. 1992 yılındaki patlamada da görevdeydim ama aşağı inmedim'' dedi.

''Baraj çalışmasına ve numune alım çalışmasına katıldım''
Türkiye Taşkömürü Kurumu Merkez Tahlisiye ekibinde yer alan ve Endüstri Mühendisi Alaattin Arslan ise beyanında, ''Cihaz bakım işleriyle ilgilenmekteyim. İlk 2 gün merkezde nöbetteydik, 3. gün baraj çalışmasına katıldım. Barajcıların solunum ekipmanlarına yardımcı olduk. -100 kotu barajı için aşağı indim. Daha sonra numune çalışmalarına da katıldım. Biz ölçümleri yapıp üst amirlerimize bildiririz'' ifadelerini kullandı.

''Aldığımız cenazenin üstünde elbisesi kalmamıştı''
TTK Üzülmez Müessesi'nde 14 yıldır üretim işçisi olarak çalışan ve Amasra'daki kurtarma çalışmalarına katılan Hakan Er, ''Üretim işçisiyim ve tahlisiye ekibindeyim. Ekip ayrılmıştı, ben şahsi aracımla ve inisiyatifimle gittim. Saat 00.00 gibi oradaydım. Ertesi sabah son cenaze için içeri girdim. 5-6 kişi ekipman kuşanarak ayak dibine indik. Hafif bir duman vardı. Aldığımız cenazede yanık yoktu, ama üstünde elbise kalmamıştı. Bant boyunda devrilmeler vardı. Ayak içine girmedik, cenazeyi aldık çıktık. Cenazeye gittikçe duman arttı, sensörlerimiz sinyal veriyordu. Bize gösterilen yere göre ilerledik'' şeklinde konuştu.

''Yangın ve yoğun duman nedeniyle ilerleyemedik''
Tahlisiye ekibinde görev yapan madencilerden Mehmet Alptuğ Özen, ''22.30 gibi ocağa indik. -320'ye doğru ilerlediğimizde yüksek gaz ve açık alev olduğu söylenince kuyu dibine çıktık. Ertesi sabah bir kişi daha olduğu söylenince içeri girdik. Temiz havada bekledik, cenazeyi alıp çıktık. Bir kısım bantlar yan dönmüştü ama cenazeyi yine bantlarla çıkardık. Ben Soma ve Ermenek'te de arama kurtarmaya katıldım' şeklinde beyanda bulundu. TTK Kozlu'da Müessese Müdürlüğü'nde 14 yıllık Pano-Ayak Üretim işçisi Tarkan Aydın ise 'Merkezde nöbetteyken 20.30 gibi ocağa vardık. Yangın ve yoğun duman nedeniyle ilerleyemedik. Ertesi gün son cenaze için içeri girdik. Ocak boşaltma kararına kim karar verdi bilemiyorum. Ayak içinin tersten temiz hava bağlantısı var, oradan girmeye çalıştık ama oradan da ilerleyemedik'' dedi.
Kozlu Müessese Müdürlüğü'nde hazırlık işçisi olarak görev yapan ve arama, kurtarma çalışmalarına katılan Emrah Önerbay ise ''Olay günü merkezde nöbetçiydim. Madene girdik. Kavşak gibi bir yere kadar indik, açık alev var denilerek durdurulduk ve dumandan ilerleyemedik. Dinlenirken diğer ekip geldi. Ocak yüksek gaz ve açık alev nedeniyle boşaltıldı. Ben daha sonra girmedim. Vareger diye tabir ettiğim başyukarının oraya geldik. Açık alevden orada bahsedildi. Biz ekibin gerisindeydik'' ifadelerine yer verdi.

İGD Başkanı Burhan Arık, duruşmaya katılmadı
İş Güvenliği Daire Başkanı tanık Burhan Arık, duruşmaya katılmazken, mahkemeye beyan dilekçesi sundu. Arık'ın beyan dilekçesi duruşmada okundu. İş Güvenliği Daire Başkanlığı'nda maden teknikeri olarak görev yapan İsmail Çetin ise Soma Maden Faciası dahil olmak üzere Türkiye'nin farklı bölgelerinde meydana gelen maden kazalarında arama kurtarma çalışmaları katıldığını kaydederek, ''TTK İş Güvenliği Daire Başkanlığında maden teknikeriyim. 36 yıldır çalışmaktayım. Soma dahil birçok tahlisiyeye katıldım. O dönemki müdürümüz ve şu anki daire başkanı Burhan Arık talimatıyla Amasra'ya gittik. Biz gittiğimizde yaralılar çıkmıştı, cenazeler çıkıyordu. Yangın başladığında müdahaleye çalıştık ancak mümkün değildi, geri döndük. Burhan Arık talimatıyla ocak boşaltıldı'' ifadelerini kullandı. Tahlisiye ekibinde Maden Mühendisi olarak görev yapan Coşkun Aydın, ''İlk gün 21.00 sıralarında geldik. İnmeden gaz değerleri yüksek olduğu için -250'de bekledik. -250 barajına dahil olmadık. 3 gün sonra -100 barajı çalışması organizasyonuna katıldım. Ocağa giden havanın kesilmesi için baraj çalışması yaptık, önce taş tozuyla sonra betonla baraj çalışması yaptık'' dedi.

''Burhan Arık tüm ekibin başındaydı''
Tahlisiye ekiplerinden Recep Okumuş ise ''Usta işçiyim, aynı zamanda tahlisiye görevlisiyim. 2006'dan beri çalışmaktayım. 20.30 gibi olay yerine geldik. Madene indik, açık alev ve duman nedeniyle geri döndük. Amir ve müdürlerin talimatıyla içeri girildi. Biz yolu bilmiyorduk ama amirlerimiz bilirdi. Burhan Arık tüm ekibin başındaydı'' ifadelerini kullandı.

'Metan seviyesi patlama seviyesindeydi''
TTK Kozlu Müessesinde Maden teknikeri olarak görev yaptığını belirten ve kurtarma çalışmalarına katılan Cenk Çeliker, ''Kozlu'da maden teknikeriyim. O gün tahlisiye ekibindeyim. Olay yerine ilk gelip inen ekipteyim. -250'ye kadar indik. Görüş mesafesi sıfırdı, -350'ye indik. Hasan isimli nezaretçiyle birlikte girdik. Kapalı devre solunum sistemine geçtik. Sağ ve solda iki cenaze gördük, açık alevli yangın vardı. Metan seviyesi patlama seviyesindeydi. Kurtarma tehlikeye gireceği için geri döndük. Tahlisiye istasyonunu bant sonrasına kurduk. Solda bir cenaze vardı. Sağda solda kullanılmış maskeler vardı'' şeklinde beyanda bulundu.

''Cenazeler muhtemelen gazdan zehirlenmişler''
Kozlu Tahlisiye ekibinde görev yaptığını anlatan Adem Alacalı ise ''Madene geldik ve cihazları kuşanarak içeri girdik. 20-30 metre aşağıda açık yangın gördük. Cenazelerin yüzleri simsiyahtı. Ateşi görünce geri çekildik. Nakliyat şefi ile birlikte maden içinde devam ettik. Tahliyesi ekibinin başı Cenk Bey idi. Sabah 7 gibi Amasra'dan ayrıldık. Daha önce Ermenek'e de katılmıştım'' dedi.
Tahlisiye ekibinde görev alan madencilerden Tuncay Ciğer ise ''ATİM’e gelir gelmez ilk olarak nefes tarafına doğru indik 300 kotu filandı sanırım, oradan yangın olan 350 kotuna doğru cihazlarımızı kuşanarak indik. Patlamanın 350 kotunda olup olmadığını tahmin edemem ama yangın oradaydı. Yüzde 4-5 arası metan gösteriyordu, oksijen de mevcuttu. Biz madenden sabah 7 gibi ayrıldık. Cenazelerin yüzü siyahtı ama vücutlarında çok deforme yoktu. Cenazeler muhtemelen basınç etkisiyle savrulup sonrada gazdan etkilenmişlerdi'' ifadelerine yer verdi.

''Cenazelerin üzerinde pul pul dökülmeler vardı''
Madencilerden İlyas Açıkgöz de, ''8-9 gibi Amasra'daydık. Orada çalışan nezaretçi arkadaşımız bize eşlik etti. 4.5 metan oranı görüldüğü için madenden çıktık. Biz girdiğimizde 350 kotunda bir iki tane cenaze gördük. Uzaktan açık alevi gördük. Cenazelerden birini açık alana getirip patlama riski olduğu için biz dışarı çıktık. Cenazelerin vücutlarında pul pul, öbek öbek dökülmeler, deformeler vardı'' diye konuştu.
Öğlen ara verilen duruşmanın ilk günkü oturumu, tahlisiye ekipleri ve Amasra İşletmesi'nde görev yapan madencilerin dinlenmesi ile devam ediyor.

Editör: U. G.