Taşkömürü ile Türkiye’nin sanayileşmesinde, aydınlanmasında önder olmuş, binlerce maden şehidi ve acılarıyla en ağır bedelleri ödemiş ancak her dönem siyasetçilerin egoları altında ezilmiş bir şehir Zonguldak.

Türkiye’nin enerji üssü olmuş, insanlarımızın yaşam kalitesini ve sağlığını her türlü olumsuz yönde etkileyecek sanayileşmeyi kendi bağrında büyütmüş ama sürekli ihanetlere uğramış, yalnızlaştırılmış, cezalandırılmış Zonguldak.

Türkiye’nin en cazip şehirlerinden biri olacakken, sürekli göç vermiş, aileleri parçalanmış, kendi bağrından çıkan has çocuklara sahip çıkamamış, şovanizm ateşiyle yanıp tutuşanlar tarafından sen şuralısın- buralısın diye kavgaya tutuşturulmuş bir şehir Zonguldak.

Alaplı sınırından Devrek çıkışına, Ereğli sahilinden Gökçebey’in en uç köyüne kadar bu şehrin güzel kalpli insanlarının, iş , ekmek, istihdam gibi en haklı taleplerini yeterince dikkate almamış, yerinde ve yerel kalkınma modellerini hayata geçirme konusunda sınıfta kalmış bir şehir Zonguldak.

Bünyesinde barındırdığı TTK ve Erdemir gibi büyük kurumların bu şehri çok zengin yaptığı, işsizliği bitirdiği algısından hareketle, teşvik ve diğer kamu avantajlarından yeterince yararlandırılmamış, yatırım, üretim yaparak istihdam yaratma derdi olanların da cezalandırıldığı şehir Zonguldak.

Sanayileşmeden tarıma, turizmden sportif kalkınmaya kadar her alanda çok büyük avantajlara sahip olmasına karşın konuşmakla yıllarını harcamış, başlanan projelerini ite kaka götürmeye çalışmış bir şehir Zonguldak.

Bunlar çok fazlası.
Zonguldak’ta kime sorsanız toplumun belki de yüzde 90’ı aynı şeyleri düşünmesine veya söylemesine karşın neden bu kadar geriden geliyor?
Bu kadar yavaş.
Bu kadar ağır.
Zonguldak’ta bir stadyun, Ereğli’de bir kaymakamlık binası, Alaplı’da hastane, Çaycuma’da bir havaalanı.
Ve daha fazlası
Olan da olmayan da neden bu kadar yavaş?

Biz çok söylüyoruz ama anlatamıyoruz.
Bu şehri bu kadar böler, Zonguldak’ta başka Ankara’da başka konuşursanız, STK’ların şahsi iş takip bürosu olarak kullanan insanları seçer, siyasetçilerle ters düşmeme adına doğruları söylemezseniz, her seçim olan yerde birbirinizi Zonguldaklı – Trabzonlu, Çaycumalı – Devrekli, Kilimlili- Kozlulu, Beycumalı – Perşembeli diye ayırırsanız, insanları, seçmeni, basını, çıkarınız olmayanları ötekileştirmeye devam ederseniz sonuç değişmez!
Ötekileştire ötekileştire ötekileşirsiniz!

Sonuç olarak bu şehirde söz ve yetki sahibi olan herkesin öncelikle bir susması ve dinlemeyi öğrenmesi gerekiyor.
Farklı düşünceler karşısında empati yapamayacak kadar küçülmüş beyinlerden bu şehre fazla bir fayda gelmez.
Bu güne kadar gelmedi.

Ve lobi.
Ankara’da, Bakanlıklarda veya diğer kurumlarda Zonguldaklıların daha fazla görev alması için değil adeta almaması için çalışanlar kimler?
Elbette bizim siyasetçilerimiz.
Bürokratlarımız.
Zonguldaklı olmak lafla olmuyor, Zonguldaklıya sahip çıkmakla oluyor!

Parti üniformalarının altına sığınan ne isimler gördük!
Büyük çoğunluğu Zonguldak’ı, Zonguldaklıyı ilk virajda sattı!
Bu şehri seviyorsanız.
Bu şehrin daha barışık, daha yaşanabilir, daha dinamik, daha hızlı ve yaşanabilir olmasını istiyorsak sorgulama kendimizden başlayalım!
Belki faydası olur!

Z HABER

Editör: TE Bilişim