"Mesele ve sorun varsa, çözümü de var" felsefesiyle 2021 yılı kasım ayının başında kurulan Eğitim Gücü Sen Kurucu Genel Başkanı Oğuz Özat yaptığı açıklamada, ''Ne iktidarın nede muhalefetin yandaşı değiliz, ne iktidarın nede muhalefetin muhalifi de değiliz. Biz yalnızca eğitimcinin yanında olmak için yola çıktık'' dedi.

2021 yılı kasım ayında "Mesele ve sorun varsa, çözümü de var" , "Biz varız" felsefesiyle yola çıkan Eğitim Gücü Sen bir basın açıklaması yayınladı.

Eğitim Gücü Sen Kurucu Genel Başkanı Oğuz Özat yaptığı açıklamada, ''Siyasi çatışmalarla kurulmadık. Siyasi parti veya cemaat uzantılı kurulmadık. Üyelerimiz siyasi yaftaya maruz kalmıyor. Üyelerimiz kurumlarında yanlarında bir sendika tüzel kişiliğinin gücünü hissediyor. Ne iktidarın nede muhalefetin yandaşı değiliz, ne iktidarın nede muhalefetin muhalifi de değiliz. Biz yalnızca eğitimcinin yanında olmak için yola çıktık." ifadelerini kullandı.

İşte Oğuz Özat'ın açıklamalarının tamamı;

''İstanbul'da A partisi kurdu diyorlar, Kayseri'de B partisi. Partimizi bulamıyorlar, çünkü yok. Sendikaların önem ve tecrübesini kullanmadığını tecrübe ettik. Genelde sendikalar bir siyasi partiye angaje ya da siyasi parti güdümünde kurulmuş bir şekilde çalışmaktadır. Hiç bir sendikadan bölünmedik. Siyasi çatışmalarla kurulmadık. Siyasi parti veya cemaat uzantılı kurulmadık. Üyelerimiz siyasi yaftaya maruz kalmıyor. Üyelerimiz kurumlarında yanlarında bir sendika tüzel kişiliğinin gücünü hissediyor.’’ Sözleri ile açıklamaktadır. Ne iktidarın nede muhalefetin yandaşı değiliz, ne iktidarın nede muhalefetin muhalifi de değiliz. Biz yalnızca eğitimcinin yanında olmak için yola çıktık.

EĞİTİM SİSTEMİ VE EĞİTİMCİNİN SORUNLARI

Eğitimin ve çalışanlarının sorunlarına gerçek manada eğilerek, eleştiri ve yakınmadan sıyrılarak; sorunları bilen, çözümler sunan nihayet sorunların çözümü için girişimlerde bulunan, en üst perdeden tepki ortaya koyan bir noktaya taşımak istiyoruz. Eğitim çalışanlarının gerçek ve samimi sesi, onlara nefes olmak istiyoruz.

Kurulduğumuz günden bu yana Türkiye'de ilk kez alınan eylem kararlarına imza attık. Sendikal çalışmalarımızda hukukun üstünlüğü ilkesini benimsedik. Kısa zamanda kabul gören sendikamıza üye olmanın haklı gururunu paylaşan üyelerimizle birebir ilgileniyoruz. Sorun varsa, sendikanız var diyoruz''

'EĞİTİM VE BİLİMİN GÜCÜNE İNANANLARIZ'

Öte yandan Eğitim Gücü Sen Zonguldak İl Temsilcisi Özcan ÇAKIROĞLU ise yaptığı açıklamada,

Çakıroğlu, " Sendikalar gücünü üyelerinden ve yaptıkları sendikacılıktan alma sorunu ile karşı karşıyadır. Bu algı ise memurların sendikalara yeterli desteği vermesine engel olmuş, sendikalardan sivil toplum kuruluşu olma beklentisini boşa çıkarmıştır. Sendikalar memurların ortak sorunlarına bile birlikte çözüm bulmak için ortak hareket etme becerisi gösterememiştir. Bu da mevcut sendikaların varlık nedeninin sorgulanmasına neden olmuş, geçmişte var olan kutuplaşma biraz yumuşatılarak günümüze taşınmıştır. Nerede ise üye olunan sendikadan, üyenin siyasi tercihi bilinir olmuştur. Bizler birlikte hareket gücümüzü arttırmak ve kullanmak, eğitim çalışanlarının özlük haklarını korumak ve iyileştirmek adına bir araya gelmiş; eğitim ve bilimin gücüne inananlarız" dedi.

Samimi gayretimizle eğitim çalışanların sesi olmak, bütün ümitlerin tükendiği bir yerde ümit olmak, varlığını eğitim çalışanlarının huzuru ve refahını sağlamaya adamış olarak yola çıktık. Çıktığımız bu yolda eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunu var diyen, herkesin sustuğu yerde sorunlarınızın çözümü için “ biz varız “ diyerek yola çıktık.

Mesele ve sorun varsa, çözümü de var diyebilmek, inançla yola çıkmış Eğitim ve Bilim Gücü Sendikası “ EĞİTİM GÜCÜ SEN “ bu amaçla kurulmuştur.

Sendika tüzüğü, vizyon misyon ve çalışmalarına ulaşmak için www.egitimgucusen.org.tr web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Ülkemizde memurların ve özelde Eğitim Çalışanlarının sosyal ve ekonomik haklarını korumak ve geliştirmek için birçok sendikal yapı vardır. Hal böyle iken neden yeni bir sendikaya ihtiyaç duyulmuştur.

Eğitimin Gücü Sendikası Neden Kuruldu?

12 Eylül ile birlikte ülkemizde oluşmaya başlayan – sorunlu da olsa – sendikal kültür sekteye uğramıştır. Memur sendikacılığı ağır bir yara almış ve bu yara hala kapanmamıştır. Sendikacılık üyelerinin sosyal ve ekonomik haklarını korumak ve geliştirmek için yapılması beklenirken; belli bir felsefi düşünceye sahip insanların bir araya geldiği yapılara dönüşme algısıyla karşı karsıya kalmıştır.

Yani sendikalar, memurların siyasi parti yandaşı hüviyetine bürünme algısından kurtulamamıştır. Sendikalar gücünü üyelerinden ve yaptıkları sendikacılıktan alma sorunu ile karşı karşıyadır. Bu algı ise memurların sendikalara yeterli desteği vermesine engel olmuş, sendikalardan sivil toplum kuruluşu olma beklentisini boşa çıkarmıştır. Sendikalar memurların ortak sorunlarına bile birlikte çözüm bulmak için ortak hareket etme becerisi gösterememiştir.

Bu da mevcut sendikaların varlık nedeninin sorgulanmasına neden olmuş, geçmişte var olan kutuplaşma biraz yumuşatılarak günümüze taşınmıştır. Nerede ise üye olunan sendikadan, üyenin siyasi tercihi bilinir olmuştur. Bu Türk Memur Sendikacılığının yumuşak karnıdır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kabulü ile ortaya çıkan siyasi partilerin kurdukları ittifaklar ise sendikacılık yapılmasını sıkıntıya sokmuş, memurların ağırlaşan sorunlarına önceden ortaya konulan tepkilerin gerisine düşülmüştür. Sendikacılığı dilek ve şikâyet kutusu mertebesine düşürmüştür. Bu ise memurların sendikalara bakışını iyiden iyiye değiştirmiş, beklentileri sıfırlamıştır.

Ülkemizde sendikacılık artık sosyal medya aracılığı ile yapılarak göstermelikten öteye geçmeyen bir noktaya gelmiştir. Sendikalar aciz ve üstüne ölü toprağı serpilmiş görüntüsü vermektedir.

Gelinen bu noktada sendika kavramının ruhuna uygun; bütün çalışanları kapsayan, üyeyi temel alan, gücünü üyesinden alan, demokratik yoldan bütün yolları kullanarak sahada, alanda ve hukuki platformlarda mücadele edecek bir sendika ihtiyacı doğduğuna inanıyoruz. Tarafımız üyelerimiz, eğitim sistemi ve eğitimcinin yaşadığı sorunlarıdır. Eğitimin ve çalışanlarının sorunlarına gerçek manada eğilerek, eleştiri ve yakınmadan sıyrılarak; sorunları bilen, çözümler sunan nihayet sorunların çözümü için girişimlerde bulunan, en üst perdeden tepki ortaya koyan bir noktaya taşımak istiyoruz. Eğitim Çalışanlarının gerçek ve samimi sesi olarak, nefes olmak istiyoruz.

Devletler adalet ile ayakta kalır ahlaki çürümeyle çöker. Liyakat ve kariyerin başat değer olduğu, çalışanların insanca yaşama standartlarına ulaştığı, eğitim ve öğretmenliğin hak ettiği değeri gördüğü, sosyal adaletin toplumun bütün kesimlerini kuşattığı, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin sağlandığı, gençlerin gelecek planlaması yaptığı, uzlaşıya ve işbirliğine önem veren, demokratik ve evrensel değerleri özümsemiş, günübirlik siyasi çekişmelerden uzak bir sendikal anlayışla hareket eden bir sendika olarak eğitim çalışanların huzuruna çıkıyoruz.

Misyonumuz

Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan hak ve yetkileri kullanarak üyelerinin; ortak ekonomik, sosyal-kültürel, demokratik, mesleki hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için çalışmak.

Vizyonumuz

Milli kültür değerlerimizden beslenerek, bilimin öncülüğünde: Türk Eğitim Sisteminin ve üyelerinin sorunlarını tespit etmek, çözümler üretmek, sorunların çözümü için hukuki mücadele vermek, etkili eylemler yaparak eğitim sistemini milli ve çağdaş hale getirmek, öğretmenlik mesleğinin onurunu yükseltmek, eğitim çalışanlarının sosyal ve ekonomik haklarını geliştirerek; ülkemizin sosyal, kültürel kalkınmasına katkıda bulunarak alanında öncü bir kuruluş olmak.

Çakıroğlu, son olarak şunları söyledi;

Güzel Zonguldak'ımızın saygıdeğer öğretmenleri, eğitimcileri ve eğitim çalışanları,

Türkiye'nin ilk ve tek gerçek apolitik eğitim sendikası Eğitim Gücü Sen çok kısa bir sürede (5 ayda) 6000 üyeye yaklaşmıştır. Lokal bir bölgede değil, dalga dalga tüm Türkiye'de büyüyoruz. Sendikamıza olan bu yönelmenin ana nedeni, Eğitim Gücü Sen olarak apolitik bir duruşa sahip olma ilkemiz, samimi gayret içinde olmamız ve sadece eğitim çalışanlarının sesi olma konusundaki iddiamızdır.

Eğitim ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü noktasında “biz varız” diye yola çıktık ve ilk andan beri siyaseti siyasetçilerin yapması gerektiğine inandık ve sendikacıların da üyelerinin sorunlarının çözümüyle ilgilenmesi gerektiğini ifade ettik. Bu bağlamda, böylesi bir yaklaşıma susamış olan herkese kapımız açıktır. Çünkü biz eğitim ile eğitim çalışanlarının sorunlarını birlikte değerlendiririz. Eğitim çalışanları arasında hiçbir şekilde ayrımcılık yapmayız. Üyelerimizin sorunlarının çözümü için hukukun içinde mücadele veririz. Eğitime bakış açımıza, milli kültür değerlerimiz ile bilimsel çalışmalar yön verir. Eğitim yuvası olan işyerlerinde çalışma barışına önem veririz. Çalışanların ve üyelerimizin sorunlarına çözüm için diğer sendikalarla birlikte hareket ederiz. Çalışmalarımızı kurumsal kimliğimize uygun olarak, hukuka bağlı, demokratik, insan haklarına saygılı, şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde, üyelerimizin ve kamuoyunun bilgisine açık olarak yaparız.

Eğitim sorunlarına duyarlı ve çözüm odaklı yaklaşımımız eğitim çalışanları tarafından takdir edilmektedir. Hukuki alt yapısı olan eylem kararlarını cesurca uygulamaya koyması ve bürokraside büyük(!) sendikaların yapamadıklarını gerçekleştirmesi özlenen, istenen ve beklenen sendika olduğumuzu göstermektedir. Her bir üye bize sadece niceliksel değil niteliksel olarak da değer katmaktadır. Her üyemiz bu haklı, mücadeleci ve siyasetsiz gücümüze güç katıyor.

Biz gücümüzü eğitim çalışanlarından, eğitim ve bilimden alıyoruz. Hiç kimseden emir almıyoruz. Hiç kimsenin arka bahçesi değiliz. Biz bize inanan bütün eğitim çalışanları ile kendi bahçemizi yapacağız.

Detaylı bilgi için sendikamızın web sayfasını; https://egitimgucusen.org.tr/ ziyaret edebilirsiniz. Teşekkürler.

Editör: TE Bilişim