ABD Başkanı Joe Biden, 24 Nisan'da 1915 olaylarının yıldönümüyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada yaşananları 'soykırım' olarak tanımladı.

Biden’in açıklamasına Tüm Türkiye’de olduğu gibi Zonguldak’tan da sert tepkiler geldi.

TÜRK Gençlik Birliği ve Vatan Partisi Zonguldak İl Başkanlığı Madenci Anıtı önünde toplanarak Biden’i açıklamasından dolayı kınadı.

Madenci Anıtı önünde toplanan iki grupta ayrı ayrı basın açıklaması yaparak İncirlik üstü ABD’te kapatılsın dedi.

Konu ile ilgili ilk açıklamayı Vatan Partisi Zonguldak İl Başkanı Gökhan Yılmaz yaparak:
“Joe Biden’ın 1915 olaylarını “Soykırım” olarak ilan eden açıklaması, Türkiye’ye ve Asya’ya karşı hücum borusudur. ABD Başkanı, 1915 olaylarıyla ilgili bir “insan hakları” çıkışı yapmıyor. Olay, bir tarih tartışması çerçevesinde değerlendirilemez. Biden öncelikle Türkiye’ye, Rusya ve Çin’in de içinde bulunduğu Asya’ya yönelik yoğun tehditlerini eyleme geçirmek için işaret fişeğini yakmıştır.

Bu hücum borusu, Biden’ın daha başkan seçilmeden ilan ettiği ve Rand Corporation raporu olarak da bilinen, Tayyip Erdoğan yönetimini devirme eylemi için de bir işaret fişeğidir. Türkiye’deki Biden tayfasının bir süredir Türkiye hükümetine karşı yoğunlaştırdığı kışkırtma kampanyalarıyla ve başıbozuk bildiri türünden girişimlerle birlikte ele alınırsa, karşılaştığımız tehdidin iç cephesini de görmüş oluruz. 

Biden, denetim altında tuttuğu Atlantik ülkelerini de Türkiye ve Asya düşmanlığında birleştirme gayreti içindedir. Asya’ya yönelik tehditler, “Ermeni soykırımı”, “Ukrayna soykırımı” ve “Uygur soykırımı” türünden yalanlarla “insan hakları” perdesi altına gizlenmektedir.

Türkiye’yi kuşatan ABD üsleri ve silah yığınağıyla birlikte değerlendiğimiz zaman, Biden’in hücum borusunun boyutları hakkında gerçekçi saptamalarda bulunabiliriz.

Bugün ABD; Karadeniz’de Gürcistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan’daki askerî üsleriyle, Ege ve Doğu Akdeniz’de Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Stefanoviç’den Girit’e kadar Yunanistan’daki üsleriyle, Güney Kıbrıs Rum kesimindeki askerî yığınağıyla ve Suriye ile Irak’ın kuzeyindeki üsleriyle namlularını Türkiye’ye ve bütün Asya’ya yöneltmiş bulunuyor.

Ermeni Soykırımı yalanları ve Biden’ın açıklamaları işte bu harita içinde değerlendirilmelidir. Açıkça görüldüğü üzere ABD, Asya’yı hedef alan stratejisini Türkiye’den başlatmayı planlamaktadır. Rusya, Libya, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Çin de bu tehditle karşı karşıyadır. Türkiye’nin dört cephesine yığılan ABD silahlarının küresel anlamı budur. Biden bütün Batı Asya ve Asya’ya karşı hücum borusu öttürmektedir.

ABD TEHDİTLERİNİN KOFLUĞU

ABD, yenilen ve inişe geçen emperyalisttir. Tek dişi kalmış canavardır. ABD’nin silahlı gücünü dengeleyen silahlı kuvvetler vardır ve Dolar saltanatı çökmektedir.

2014 baharında Vatan Partisi’nin Silivri duvarlarını yıkmasından bu yana Türkiye’nin ABD’nin üzerimize sürdüğü piyonlara karşı silahlı başarıları, PKK’nın hendeklere gömülmesi, FETÖ Gladyosunun ezilmesi, ABD-İsrail Koridorunun yarılması, İkinci İsrail planının bozulması, Karabağ’ın işgalden kurtarılması, ABD’nin yenilgisini gösteren son örneklerdir. Türkiye, Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan cephede, Rusya, Azerbaycan, İran, Irak, Suriye ve Libya ile işbirliği yaparak ABD’nin baskı ve tehditlerini bozguna uğratmıştır. 

ERMENİ SOYKIRIMI YALANINI AİHM KARARLARIYLA TARİHE GÖMDÜK

Türkiye’ye yönelik emperyalist saldırı aracı olan Ermeni Soykırımı yalanlarını, AİHM’de görülen Perinçek-İsviçre ve Ali Mercan-İsviçre davalarında alınan kararlarla hukuk düzleminde bitirdik. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in önderliğinde yürütülen on yıllık mücadele sonucunda AİHM, 1915 olaylarının Yahudi soykırımıyla aynı sınıflama içinde bulunmadığını karara bağlamış ve uluslararası yargıda içtihat oluşturmuştur. AİHM bu içtihadını daha sonraki çeşitli soykırım iddialı davalarda yinelemektedir.  AİHM içtihadına göre, Mahkeme kararı yoksa, soykırım yoktur. Hiçbir devlet başkanının, parlamentonun veya belediyenin soykırıma hükmetme yetkisi yoktur.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL SEKRETERLİĞİNİN BIDEN’A OKKALI TOKADI

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği de üç gün önce yaptığı açıklamada, Doğu Perinçek’in tezlerini kabul ederek, Biden’a okkalı bir tokat indirmiştir. BM Genel Sekreteri Sözcüsü, Biden’in Ermeni soykırımını tanıması kararına ilişkin bir soru üzerine, “yargı hükmü olmadan soykırım saptamasında bulunulamayacağını” dünya kamuoyuna açıklamıştır.

TÜRKİYE’YE ABD’DEN KORKMAYAN HÜKÜMET GEREKLİ

Ne yazık ki, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine kavrattığımız AİHM kararını Türkiye yönetimine kavratamadık. Türkiye yönetimi, kazandığımız mevziye girmiyor ve ABD’yi yatıştırmak için çareler bulmaya çalışıyor. ABD’nin yöneticilerimize yönelttiği kişisel tehditler, Türkiye’ye yönelttiği tehditlerin önünde görülüyor.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, tarihî bir sorumluluk içindedir. Artık Türkiye, ABD’den korkan hükümetlerle yönetilemez. Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan cephede doğru strateji kurmak, kararlı ve eylemli tavır almak, şahsi kaygılardan kurtulmak, ABD tehdidine eylemli yanıt vermek, tarihsel görevdir.

Vatan Partisi, Türkiye Hükümetine çağrıda bulunarak Biden’ın hücum borusuna lafla yanıt verilemeyeceğini açıklamış ve eylemli yanıt önerisini dört maddede özetlemiştir:

İncirlik ve Kürecik Üssü, derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam kontrolüne alınmalıdır. ABD askerleri 15 gün içerisinde ülkelerine gönderilmelidir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte Kırım ve Abhazya’nın tanınması için Rusya, İran ve Azerbaycan ile diplomatik temaslar başlatılmalıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in Altılı Platform önerisine KKTC ve Abhazya da dahil edilmelidir.

PKK’yı sınır ötesinde bitirmek için, Suriye Arap Cumhuriyeti ile askerî işbirliği dahil her konuda eylem için derhal harekete geçilmelidir.

HDP derhal kapatılmalıdır. Anayasa Mahkemesi, PKK’nın kolu ve bacağı olan örgüte karşı yargı sürecini uzatmamalı, Türkiye’nin karşılaştığı tehditlere uygun olarak hızla karar almalıdır.

Türkiye, ABD’den korkmayan hükümetini kuracaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın omuzlarında bu tarihsel sorumluluk bulunuyor. 

Türkiye, karşılaştığı güvenlik sorunlarını 2015 yılından bu yana Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Polisimizin silahıyla çözüyor. Ve şimdi Üretim Devrimi önümüzdeki zorunlu atılımdır.

Bu koşullarda güvenlikte ve üretimde devrimci kararlara önderlik edecek bir hükümet kurmak, Türkiye’nin önündeki temel meseledir.

Vatan Partisi, Üreticilerin Millî Hükümetinde sorumluluk üstlenmek için milletimizden yetki istiyor ve başta AK Parti, MHP, Deniz Baykal önderliğindeki CHP ve diğer millî güçlere, ABD tehditlerini boşa çıkarmak ve Üreticilerin Millî Hükümetini kurmak için güçbirliği çağrısında bulunuyor.” dedi.

Ardından TGB Zonguldak adına konuşan İl Başkanı Umut Ergin şu ifadeleri kullandı

“Dünyanın en büyük teröristi ABD’nin ‘soykırım’ yalanlarına ve silahlı tehditlerine yanıt vermek için toplandık.

24 Nisan günü ABD Başkanı Joe Biden, Amerika Birleşik Devletleri’nin 1915 olaylarını ‘Ermeni Soykırımı’ olarak tanıdığını ilan etti. En baştan ifade edelim. Bu karar yok hükmündedir! Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır. Hukuken hiçbir geçerliliği olmadığı gibi hiçbir tarihsel dayanağı da yoktur.

Joe Biden, her 24 Nisan’da gündeme gelen sözde soykırım tartışmalarının ötesine geçen bir karara imza atmıştır. Bu karar, ABD’nin Türkiye’ye yönelik kuşatma planında yeni bir safhaya geçtiğini göstermektedir. Sözde Soykırım Kararı attıkları ilk kurşundur. Biden’ın açıklamasındaki "böyle bir zulmün bir daha yaşanmaması" ifadesi, 2. İstiklal Savaşı vermekte olan ülkemize karşı ABD emperyalizmi tarafından çalınan hücum borusudur. Biden’ın başında olduğu Amerika Anadolu’ya ve Asya’ya başlatacağı yeni Haçlı Seferi’nin ilk adımını atmıştır.

24 Nisan sözde Ermeni Soykırımı’nın değil emperyalistlerin Çanakkale'de vatanımıza saldırışlarının yıl dönümüdür. 24 Nisan, üzerimize silahlarını sürenlerin, yalanlarını da sürdükleri gündür. Yalanlarını da namlularını da başlarına geçirecek güçteyiz. Çünkü haklı olan taraftayız.

Dünya üzerindeki hiçbir devlet, hele hele tüm dünyanın en büyük katliamcısı olan Amerika Birleşik Devletleri, Türk milletini soykırımcı ilan edip ona diz çökertemez! Türk milletinin her ferdi, uluslararası hukuka saygı duyan herkes, bu yasadışı kararı ayaklarının altında çiğneyecektir.

Amerika’nın sözde soykırım kararı alması yok hükmündedir. Korkmuyoruz! Arkamızda büyük mücadeleler ve kapı gibi mahkeme kararları var. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in AİHM’de kazandığı zafer bu tartışmayı kesin olarak bitirmiştir. Sonuçları herkesin anlayacağı kadar açıktır:

Soykırım hukuki bir tanımdır. Ancak mahkeme kararlarıyla hükme bağlanabilir.

1915 Olayları’nı hükme bağlayan bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. BM Sözleşmesi’ne göre yetkili mahkemeler Lahey Adalet Divanı ve suçun işlendiği yerel mahkemelerdir.

AİHM, Yahudi Soykırımı ile 1915 Olaylarının aynı kategoride değerlendirilemeyeceğini karara bağlamıştır. Bu kararıyla AİHM, 1915 Olayları’nın “soykırım” olarak nitelenemeyeceğini saptamış bulunuyor.

Türkiye hem tarih önünde hem de hukuk önünde sonuna kadar haklıdır. Soykırım yapmadık, vatanımızı savunduk. AİHM’de de haklılığımızı tüm dünyaya ispatladık. Amerika’dan gelen bu saldırıya karşı Türkiye, içinde bulunduğu mevziyi doğru saptamalı ve saldırılara karşı cevabını özgüvenle ortaya koymalıdır.

Birleşmiş Milletler Sözcüsü dahi Perinçek-İsviçre davası sonucunda Türkiye’nin tezlerini kabul etmişken bu “iftira” diye geçiştirilecek, “tarihçilere bırakalım” denecek bir mesele değildir.

Çeşitli çekincelerle alt perdeden açıklama yapanlar Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapmaktadırlar.

Türk Milleti, ABD emperyalistlerinin önünde boyun eğmez, diz çökmez! İstiklal Marşı "Korkma" diye başlayan bir milletin evlatlarıyız. Türkiye güçlü devlettir fakat ABD karşısında dik durmayanlar Türkiye’nin gücünü kırmaktadırlar.

Türkiye’ye yönelik tehditler ciddidir, Türkiye’nin cevabı da ciddi olmalıdır. Türkiye’yi kuşatma girişimleri ortada olan ABD’nin saldırılarına verilecek yanıt lafla değil, eylemle olmalıdır. Acilen atmamız gereken adımlar şöyledir:

Türkiye elindeki AİHM kararı silahını kullanmalıdır.

Türkiye ABD tehditlerine karşı komşu ülkelerle derhal işbirliği yapmalıdır. PKK’nın üzerine Suriye’yle birlikte gitmelidir.

Türkiye Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki ABD tehdidine Rusya ile işbirliği yaparak cevap vermelidir.

Soykırım Yalanlarının yanında saf tutan, PKK’nın siyasi kolu HDP kapatılmalıdır.

KKTC’nin tanıtılması için Türkiye güçlü adımlar atmalıdır.

Burada zaferler kazanacağımız açıktır. O zaferler, ABD’nin bölgemizdeki emperyalist faaliyetlerini püskürtecek son darbeleri indirecektir.

Türkiye’yi yönetenler ve tüm Türk milleti, ABD’yle savaş halinde olduğumuz gerçeğine göre hareket etmelidir. ABD’nin 1915 olaylarını soykırım olarak tanımasının hiçbir hükmü yoktur. Fakat Türkiye’nin İncirlik ve Kürecik üslerini kontrolüne almasının kesin bir hükmü vardır.

ABD askerlerinin topraklarımızda yeri yoktur. ABD askerleri derhal İncirlik Üssünden kovulmalıdır.

Bu düşmanca saldırılar ancak bu cesaret, özgüven ve kararlılıkla püskürtülebilir.

Türk milleti ve Türk gençliği, bu iradenin arkasında sımsıkı kenetlenecektir.” dedi.

Editör: TE Bilişim