Batı Karadeniz'de meydana gelen sel felaketlerinde dere kenarlarına yapılan orman depolarında istiflenmiş tomrukların taşkınla birlikte kent merkezlerindeki köprüleri tıkayarak felaketin boyutunu artırması, gözleri dere kenarlarındaki orman depolarına çevirdi. Orman Mühendisi Prof. Dr. Metin Tunay, depolama alanlarının genellikle fabrikalara ulaştırılması adına vadi yollarına depolandığını, biraz daha yukarı yerlere alınması gerektiğini belirtti.

Bartın, Sinop ve Kastamonu'nun kıyı kesimlerindeki ilçelerinde meydana gelen sel felaketinin yaralarının sarılması için çalışmalar sürüyor. Özellikle Sinop'un Ayancık ve Kastamonu'nun Bozkurt ilçelerinde taşkınla birlikte gelen tomrukların köprüleri tıkayarak felaketin boyutunu artırması, dikkatleri tomruk depolarına çevirdi.

Zonguldak, Bartın ve Karabük illerini kapsayan Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı 24 orman deposunun bulunduğu belirtildi. Bu depolardan Yenice, Gökçebey, Devrek, Elvanpazarcık beldelerindeki orman depolarının dere kenarlarında olması tedirgin ediyor. Tomruk depolarının olası su taşkınlarında ortaya çıkaracağı tehlike bölge halkını korkutuyor. Özellikle Karabük'ün Yenice ilçesinde bulunan Yenice Orman İşletmesi orman deposunda yüzlerce tomruk istiflenmiş durumda. Orman deposunun kenarına kurulduğu dere, Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinden geçen Filyos Çayı'yla birleşerek Karadeniz'e dökülüyor. 65 kilometrelik hat boyunca köyler, belde ve iki ilçe geçtikten sonra denize dökülen dere, olası sel taşkının da tomrukların suya kapılması durumunda köprülerde yaratacağı tıkanıklıkla yerleşim yerlerini tehdit edebileceği belirtiliyor.

'DEPOLARIN, SU SEVİYESİNİN 5 METRE ÜSTÜNDE YAPILMASI ZORUNLU
Bartın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Tunay, depolama alanlarının genellikle fabrikalara ulaştırılması adına vadi yolları denen yerlere yakın yerlerde düz alanlara yapıldığını ifade etti. Orman depolarının yüksek su seviyesinin minimum 5 metre üstünde yapılmasının zorunlu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tunay, "Karadeniz Bölgesi orman alanları bakımından en zengin bir o kadar da yağış bakımından zengin bölgeler arasında yer almaktadır. Ülkemizdeki en fazla yağışı alan bölgeler arasında yer almaktadır. İklim değişikliği nedeniyle tabi su döngüsü de hızlandı. Sıcaklıkların artmasıyla ve buharlaşma olmasıyla bu neticeler yaşanıyor. Orman depoları genelde vadi yolları dediğimiz yerlere yakın yerlerde düz alanlarda tesis edilir. Bu depolamaya uygun yerlerin Karadeniz Bölgesi gibi engebeli ve eğimi yüksek arazi yapısına sahip bölgelerde bulunabilmesi zor oluyor. Uygun depolama yerlerinin vadi yoluna da yakın olması gerekiyor. Çünkü vadi yolları ana orman yollarıdır. Yani orman yol ağı içerisinde yamaç ve sırt yolları bu yollar üzerinden nakledilen ürünler neticede, vadi yolları diğer devlet yolları ile tüketim merkezlerine fabrikalara ulaştırılır. Dolayısıyla vadi yollarına yakın kurulan orman depolarının yüksek su seviyesinin 5 metre üstünde yapılması zorunludur" dedi.

'DEPOLAR VADİ YOLLARINDAN DİK YAMAÇLARA TAŞINMALI'
Taşkınları önlemede en önemli unsurun, yukarı havzada alınacak önlemler olduğunu belirten Prof. Dr. Tunay, sözlerine şöyle devam etti:

"Karadeniz Bölgesi'nde iklim değişikliği ile su döngüsünün hızlanması sıcaklık artışı ile buharlaşmanın çoğalması, özellikle yoğun yağışların artması neticesinde sel ve taşkın olayları yaşanıyor. Örneğin AFAD'ın geçen yılki rakamlarına bakıldığında 177 sel ve taşkın olayı yaşanmış ve bunları çoğu Karadeniz Bölgesi'nde gerçekleşiyor. Karadeniz Bölgesi için bu orman depolarının yerleşim yeri olarak vadi yollarının biraz daha üst kısmında yamaç tarafında biraz daha yukarıya geçirilmesi tabii ki benim görüşüme göre uygun olacaktır ama yapılması gereken en önemli unsur, aslında sel ve taşkınların asıl su toplanma havzasında yani membaya yakın dere yataklarının ormanların bulunduğu yerde erozyonların önlenmesi ve dere yatağına materyallerin dolmasının önlenmesi gerekir. Tabi bu materyaller yaşamın olduğu ve orman depolarının da olduğu eğimin de azalmasıyla yerlerdeki dere yatağına çökmektedir. Yukarıdan gelen yoğun su, yatağından taşarak, sel olmaktadır. Bu taşkınların önlenmesindeki en önemli unsur, yukarı havzada alınacak önlemlerdir."