Son dönemlerde Zonguldak’ın birçok ilçelerinde ve köylerde ormanlık alanlarda bulunan defne ağaçları yaprak yaprak toplanarak satılmaya başlanmıştı. Ancak defne ağaçlarının yapraklarını toplarken ağacı da kesen vatandaşlar da bulunmakta.
 

İşte Çevre Misyonu Platformu'nun paylaştığı o yazı:

“Bir arkadaşımız dün Zonguldak'ın Ortakapuz bölgesinde, ellerinde oraklarla, falezleri süsleyen ve benzersiz bir peyzaj değeri yaratan Roma Dönemi'nden kalan antik defne ağaçlarını katleden birkaç aileyi görmüş ve hemen kentin önemli bir sosyal medya platformunda (67'liler Platformu) durumu, üzüntüsünü ve itirazını paylaşmış.. 

Bu paylaşım, Antik dönem defne topluluklarının (flora) ne kadar hassas bir konumda olduklarını, gözünü para hırsı bürüyen insanların ise ne kadar sorumsuz ve acımasız olabileceğini hepimize yeniden hatırlattı.

Bu yalnızca Karadeniz’e özgü bir yağma da değil. Yalova'daki defne ekolojisi öylesine yağmalanmış ki, defnenin sürdürülebilirliğini tehlikede gören Orman Bakanlığı, Yalova'da defne yaprağı toplanmasını yasaklamış. 

Ancak yağma her yerde sürüyor. Örneğin, Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinde köylüler, sarp kayalıklardan oluşan ormanlık alanlarda defne topluyor, defnenin soyunu kurutuyor.

Hatay'da ormanlar katledilerek elde edilen binlerce ton defne yaprağı, çeşitli ülkelere ihraç ediliyor.

Düzce'nin Akçakoca ilçesinde, ormandan kesilen defne ağaçlarının dalları, bir tesiste kurutmaya bırakılarak, yaprakları yurt dışına satılıyor. Bir de bu kıyımı yapanlar "ormanda doğal olarak yetişen defnenin kıymetinin bilinmediğini..." ileri sürüyor.

Kısacası bu yağma, defne ağacının yetiştiği tüm bölgelerde yapılıyor. Defne topluluklarının kıyım sonrası görünümü ise içler acısı bir halde ve sanki defnelerin üzerinden silindir geçmiş görüntüsü veriyor..

Yağmaya destek veren çeşitli medya kaynakları, sanki marifet yapılıyormuş gibi konuyu haberleştiriyor, övüyor. Bu durum, Osmanlı Dönemi'nde ülkemizden tarihi eserleri kendi ülkelerine götürmek isteyen Avrupalı arkeologlara ve çeşitli ülkelere "alın, götürün, bunlardan bizde çok var" diyen zihniyetin adeta bir benzerini hatırlatıyor.

Orman Bakanlığı derhal bu konuya el atmalı ve defne ticaretine ancak kültür defneciliği yapılması kaydıyla izin vermeli, doğal ortamlardan defne yaprağı toplanmasını gecikmeden yasaklamalıdır!

ÇEVREM'İN YORUMU

Bu ülke, yağma Hasan'ın böreği misali yağmalanıyor. Bu hepimizi üzüyor ama yağmacılar durmuyor. Çeşitli bölgelerde bulunan bazı kooperatifler ve tesis sahipleri defne yaprağı ve meyvesini satın alıyor. Bunlara yaprak ve meyve yetiştirmeye çalışan fırsatçı yurttaşlarımız da, yağmanın tetikçiliğini yapıyor.

Oysa defne ağacı yetiştirene, defne ormanı kurmak isteyen girişimcilere önemli destekler var. Defne ormanı kurana 15 yıl vadeli, yüzde 1 faizle kredi veriliyor. Defne fidanları köy tüzel kişiliklerine ücretsiz, özel girişimciye ise sembolik fiyatlarla veriliyor.

Bakanlık, orman vasfını yitirmiş bölgelerin ağaçlandırılması kapsamında özellikle uygun bölgelerde defneye öncelik veriyor. Tüm bu desteklere karşın, fırsatçı sözde girişimciler, defne ormanı yetiştirme zahmetine girmeden, masraf yapmadan ülkenin doğasını, ormanlık alanlardaki, hatta orman alanı dışındaki defne ağaçlarını yağmalatmayı tercih ediyor.

Bir an önce bu yağma zihniyetinden vazgeçilmeli, doğal ortamlardan defne yaprağının ve meyvesinin toplanması yasaklanmalıdır!”

#DefneYaprağıKıyımınaSon 
#OrmanBakanlığı
#BekirPakdemirli

Editör: TE Bilişim