Türk Kızılayı Zonguldak Şube yönetiminde görev verilen maden mühendisi Serap Elibol ile birlikte hareket eden gazeteci Adnan Küçükvar yaşananları madde madde anlattı.
İŞTE O YAZI...

Türkiye’nin dünya çapında en büyük markalarından biri Kızılay…

Her türlü hayır/hasanetin adresi. Yardıma muhtaçlar ile hayırseverleri bir araya getiren; kamu yararına dernek statüsünde; insanlık, ayrımı gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik çerçevesinde çalışan ulviyeti ve kutsiyeti yüksek, uluslararası bir kurum.

Kuruluşundan bu yana 78 farklı ülkede doğal ve insan kaynaklı afetlere müdahale etmiş, 137 ülkeye yardım elini uzatmış bir kuruluş.

Hangi Müslüman/Türk evladı, tek gelir kaynağı hayırsever vatandaşların yapmış olduğu bağışlar ile ayakta duran bu kurumun bünyesinde hizmet etmek, yönetici olmak istemez?

Ben de bir aylık süre zarfında bu güzide kuruluşun atama yönetiminde 2. başkan olarak bulunma keyfi ve şerefini yaşıyorum.

Malumunuz Türk Kızılay Zonguldak Şube yönetimi, Türk Kızılay Genel Merkezi’nin 29.11. 2021 tarihli toplantı kararına istinaden görevden alındı ve yerine kayyum atandı.

Kayyum Çalışmalarını tamamladığı süreç sonunda; belediye başkanının tavsiyesi üzerine Dr. Fatih Akça’nın Zonguldak Şube Başkanlığı için atandığı öğrenildi. Ancak, bu esnada kamuoyunda ‘cemaatler münakaşası’ tartışması başladı… Dr. Akça’nın, genel merkezde üye tartışması ve yönetimi değiştirmesi konulu baskılar nedeniyle ‘başkan olmayacağı’ yayıldı.

Zonguldak ve havalisinde ‘Kızılay’ konulu tartışmalar, şehrin diğer aktüel konu ve sorunlarının önüne geçti.

Tartışmalar çığ gibi büyürken Türkiye Kızılay Derneği Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu 11.02. 2022 tarih ve 3 sayılı toplantı kararıyla benim de içinde 2. Başkan olarak bulunduğum Serap Elibol başkanlığındaki Nihal Taşçı, Ebru Kahya, Züleyha Arıman, Buğra Ertem, Işıl Aslan Uyanık, Arif Kılıçaslan, Serkan Yılmaz, A. Hakan Gencer, Cemalettin Akyol ve Denetçi olarak Hasan Kahveci’ yönetiminin resmi olarak atandığı ‘Mehmet Balıkkaya/Müdür’ imzasıyla yazılı ve şifahen açıklandı.

Atama yönetimi, görevini tuttuğu raporlarla tamamlayan kayyumdan devir aldı, göreve başladık. İlk icraatımız, yönetim olarak Kızılay Genel Merkezi ve yöneticilerini tanımak ve teşekkür etmek için Ankara’ya gitmek oldu.

GENEL SEKRETER SÖZ VERDİ

Türk Kızılay Genel Merkezi’nde Zonguldak yönetimini Genel Sekreter Sayın Hüseyin Can karşıladı. Yöneticilerle birlikte oval masada toplandık, bize ‘Türk Kızılay’ının misyon ve vizyonunu anlatıp, ‘dayanışma /eşitlik /insancıllık / tarafsızlıktan bahsetti.

Özellikle de, Türk Kızılay Genel Merkez Kongresi için zaman daraldığını, Zonguldak Şube’nin kayyum dolayısıyla üye yapma fırsatı olmadığını, kayyum dolayısıyla Zonguldak Şubenin yıprandığını, Kızılay’da hiçbir şeyin halı altına süpürülmeyeceğini, mevcut üyelerle bir aylık süreçte kongreye gitmemiz gerektiğini, başarılı olacağımızı, açıkladı.

‘Sorusu olan var mı?’ deyince, söz aldım.

-Sayın Genel sekreter. Her Türk/Müslüman insanın kalbinde olan Kızılay çatısı altında hizmet etme keyif ve şerefini bizlere bahşettiğiniz, bizi onurlandırdığınız için teşekkür ederiz. Ancak, hem ‘üye yapma şansınız yok’, hem de ‘eski üyelerle kongreye gideceksiniz’ diyorsunuz. ‘Sadece 11 kişilik yönetim kurulu kadar üyeliğiniz olacak’ diyorsunuz. Bu adaletli olmaz. Kızılay çatısı altında böyle bir adaletsizlik olur mu? Üye yapma şansı vermeden, bizim elimiz kolumuz bağlı, bizi nasıl kongreye sokarsınız. Hele de tartışılan, kayyum atanmış bir Kızılay şube kongresine böyle bir kaos/kavga/ayrılık ortamı yakışır mı?’ dedim.

Sayın Genel Sekreter Hüseyin Can, “kardeşim öyle bir şey olur mu, siz bizim temsilcimizsiniz, kimse sizin karşınıza çıkmayacak. Biz gerekeni yaparız.”dedi.

Dünyanın en büyük yardım kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük markalarından biri, Müslüman Türk’ün kutsal kurumu Türk Kızılay’ının sesi, genel sekreterinin masaya elini vurarak yaptığı bir kelam/selam ve verilen söze inanmayacak, güvenmeyecek de ne edecektik?

Elinizi vicdanınıza koyup siz deyin hele, siz ne ederdiniz?

Sonra birlikte yemek yedik, sohbet ettik, birlikte resim çektirip, kucaklaştık ve Ankara’dan ayrılıp, görevimizin başına döndük.

ZONGULDAK’TA BAYRAM VAR

Türk Kızılay Zonguldak Şubesi’nin yeni yönetimi, Zonguldak’ta bayram havası yarattı.

Türk Kızılay’ının rutin çalışmaları, tanışma ziyaretleri yanında ziyaretçi kurum/kuruluşları kabul etmeye başladık.

Sayın Vali Mustafa Tutulmaz’dan başladık ziyaretlere. Sayın Vali, ‘Korkunç bir krediniz var. Şehri bu soğuk ortamda birleştirdiniz. Teşekkür ederim’ dedi. Aynı güzel sözleri Sayın Başsavcı Abdurrahim Alan, Sayın Emniyet Müdürü Sayın Fahri Aktaş, Sayın Alay Komutanı Albay Cezmi Yalınkılıç başta olmak üzere bir çok kurum/kuruluş temsilci ve yöneticilerinden mutlulukla dinledik.

BELEDİYE BAŞKANI ÇOK KIZMIŞ!

Sayın Vali Tutulmaz sonrası 2. görüşme talebimizi Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan beye yaptık. Ancak, Türk Kızılay’ı Zonguldak Şubesi’ne randevu vermedi. İsteği olan Dr. Fatih Akça yönetiminin atanmayışına kızmış!

Peki, Tüm ülkeye soruyorum şimdi? Başkan Alan, Eski bir Kızılaycı olarak senin teklifine sıcak bakmayan, istediğin isim ve ekibi atamayan Türk Kızılay Genel Merkezi yerine yeni atanan yönetime ‘tavır’ koyman ne kadar yakıştı Zonguldak’a?

Biz, Allah rızası için hem rutin çalışmaları hem de yaklaşan Ramazan ayı dolayısıyla çalışmalarımızı hızlandırdık.

Allah için kongre ilanı yaptık ancak, Sayın Genel Sekreterin ‘Kızılay Sözü’ gereği kongre kulisi yapmadık.

LİSTE TEHDİTLERİ BAŞLADI

Bu arada hazıron cetveli geldi Ankara’dan. 441 üyeden aidatları ödenmiş 335 üyenin oy kullanacağı belirtildi. Ardından, eski üyeler ile yeni üyeler arasında Dr. Bünyamin Üstündal’ın 170 kişilik, bizden önceki ‘tartışmalı’ ortamda kayıttan geçen bir listesinin olduğunu öğrendik.

Bize verilmiş devlet/Kızılay sözü gereği fazla üzerinde durmadık. Sonra; bizim atanmamızda aracı olan Murat Uzun devreye girdi. Kızılay Genel Sekreteri, Başkan Elibol’u aradı. Bu arada Dr. Altundal ‘benim 170 üyem var. Listeyi beraber yapacağız’ dedi. Eski Kızılay Şube Başkanlarından biri, ‘Genel Başkanımın talimatıdır beni üst kurula yazacak, Bünyamin’e de üç yönetim, bir üst kurul vereceksiniz’ dedi. Başkan Elibol ile birlikte eski yöneticiye ‘Sen kimsin, Genel Başkanın burada temsilcisi var.’ deyip gönderdik. ‘Belediye Başkanı ile görüşün, listeye isim verecek’ diyenlerde oldu.

Her geçen gün, toplum katmanlarının tamamının gösterdiği yoğun ilgi sonrası Kızılay ve hizmetlerine alışmaya, tempomuzu arttırmaya başladık.

KONGRE LİSTESİ BASKISI

Bizden önceki atama yönetim ve üye yapımı sürecindeki isimlerden biri olarak Dr. Bünyamin Üstündal, telefon açtı ve liste için görüşelim’ dedi. Başkan Serap Elibol ile Site’de ki işyerine gittik. Birlikte hareket edeceğimizi belirtti. Sadece kendisinin üst kurula yazılmasını teklif etti. İki gün sonra tekrar aradı ve ‘karşınıza aday liste çıkacak, listeyi ortak yapacağız.’ dedi. Toplantıya ben gittim. Üç yönetim, yedeklerden ilk beş, denetim ve yedeklerini istedi. Olayı ‘belgelemek’ için ‘tamam’ dedim.

Dr. Üstündal, aynı gün gece yarısı Başkan Serap Elibol’u arayıp, ‘listeye benim de üst kurul delegesi olarak girmem şart. Yoksa liste olmaz, kazanamazsınız’ dedi.

Dr. FATİH AKÇA EKİBİNE TEŞEKKÜR

Ertesi gün yönetimi topladık, gelişmeleri aktardık ve Genel merkezin atadığı liste ile seçimlere katılma kararı aldık. Baskı yapan gurupların hiç biri ile irtibat ve iltisaklı hareket etmeyecek, Genel sekreter Sayın Hüseyin Can’ın bize verdiği ‘’sizin arkanızda biz varız. Kızılay var. Bu liste ile seçime gireceksiniz, karşınıza kimse çıkmayacak’ sözüne binaen listemizi hazırladık.

Bu arada, Bizden önce atanan Dr. Fatih Akça ekibi içindeki arkadaşlarda bizi ziyaret etti ve ‘kayıtsız şartsız, üyelerimizle sizi destekliyoruz’ dediler. Bu vesile onlara da teşekkürü borç bilirim.

KARŞIMIZA LİSTE ÇIKIYOR

Kongre Listemiz belli olduktan sonra biz, Kızılay’ın vizyonu ve misyonu paralelinde çalışmaları sürdürdük. Kongreden iki gün önce, listeye yazdığımız bir bürokrat aradı beni ve ‘Adnan Abi, belediye başkanı aradı ve kendi listesine yazacağını söyledi. Adnan Abi, ben bürokratım, beni sıkıntıya sokarlar’ dedi. (Telefon kayıtlarıyla sabit bir görüşme bu)

Anladık ki, belediye başkanı, teklifini dikkate almayan Kızılay Genel Merkezi’ne inat, arkadan dolanıp liste hazırlama gayretine girmiş.

Biz, Türk Kızılay’ı genel sekreterinin verdiği ‘Kızılay Sözü’ üzerine yolumuza devam ettik. Kongre salonunda karşı ekip çalışmalarını izledik.

Ancak, yoğun kar yağışı/hava muhalefeti nedeniyle kongre çoğunluğu sağlanamadığından seçim yapılamadı. Bu süreçte de, bize Ankara’da verilen sözler hilafına bir gelişme olmadı.

HEDEFTEN ŞAŞMA YOK

Bu vesileyle şöyle bağlayacağım.
Türk Kızılay Onursal Başkanı Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’dır. Bizim yönetimimiz tüm partilere mensup isimlerden oluşmuş ve Zonguldak kamuoyundan takdir almıştır.
Ben gazetecilik yapıyorum. TÜM EMEK DER Zonguldak Şube 2. Başkanıyım. Vatan, devlet, bayrak, din, millet çıkarlarını kendi çıkarlarımdan üstün tutmanın icraatı olan ülkücülük tarif ve tatbiki ile tanınırım. Türk Kızılay Onursal Başkanı Sayın Tayyip Erdoğan köylümdür, saygım sonsuzdur.

KİTABIN ADI ‘KIZILAY SÖZÜ VE HÜSEYİN CAN’ OLACAK

26 Mart’ta kongrenin ikinci ayağı yapılacak. Biz Türk Kızılay’ının bize verdiği söz gereği yine çalışacak ve salona gideceğiz. Biz buradayız, Zonguldak ve Türkiye’deyiz, dünyadayız. Kızılay bizim canımız, sevdamız kalacak yine…

Ben bu hatıraları da ‘tarihe mal ederek’ yaşatacağım inşallah. Şiir kitabımın redaktesi yapıldı, baskıya hazır. Üniversite hatıralarım ve Zonguldak ile ilgili araştırmalarımı da düzenliyorum.

İnşallah, bu kısa süreçteki Türk Kızılay hatıralarını da ‘Türk Kızılay sözü ve Hüseyin Can’ başlığıyla kitaplaştıracağım.

Selam ve dua ile.

Editör: TE Bilişim