Zonguldak Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nuray Gençalp 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile bir konuşma yaparak Kadın cinayetlerini her gün konuşmak, konunun yadsınır olmasına ve duyup geçilir hale gelmesine sebep olduğunu belirtti.

Gençalp konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Her konuşmamızda bahsettiğimiz gibi “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” emekçi kadınların bu uğurda can vermesi sonucu, kadın kayıplarına vurgu olarak her 8 Mart’ta anılması ile gündeme gelmektedir.

Günümüzde kadınların kayıpları emek uğruna da, yaşam koşulları uğruna da, tabular uğruna da, töreler uğruna da sürmektedir. Bu nedenle her 8 Mart’ta bizler, kadınların cinayete kurban gitmemesi, tacize uğramaması, ezilmemesi, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmaması için çareler arıyoruz.

Kadınları kötülüklerden nasıl koruyabiliriz, bunun arayışına girmiş bulunmaktayız. Birçok kadının daha çocukken, eğitim aldırılmamakla, cinsiyet ayrımcılığı ve cinsel meta görülmekle çilesi başlıyor ve büyüyüp, ölene kadar devam ediyor. Emekçi olsun olmasın kadınların bir kısmı maalesef buna maruz kalıyor. Buna maruz kalmayanlardan bir kısmının ise baba, erkek kardeş, eş, patron, akraba baskısı ile insan gibi yaşama özgürlüğü elinden alınıyor.

Çok uzun yıllardır süregelen bir problem olan, çocukların taciz ve istismar edilmesi ile dünyaları karartılıyor ve bu travma ölene kadar kadınların peşini bırakmıyor. Bu tür kötülüklerin bitmesi için bunları yapan kötü ruhlu insanların deşifre edilmesi, gizlenmemesi gerekiyor. Eskiden bu tür olaylar utanıldığı için hep gizlenir yok sayılırmış, yıllar sonra kadınların psikolojileri incelendiğinde ortaya çıkan kabuslar bunlar. Bu kabuslar ve travmalar ileride çok başarılı ve topluma faydalı olabilecek kadınların, silik bir hayat yaşamasına neden oluyor. Toplum olarak bu kötü olayları haykırmalı, azalması için suçluları adalete teslim etmeliyiz.

Kadın cinayetlerini her gün konuşmak, konunun yadsınır olmasına ve duyup geçilir hale gelmesine sebep olmuştur. Televizyonlarda her gün bu haberlerin gösterilmesi ve katillerin az bir ceza almaları, bunu yapmaya cesareti olmayan katil erkeklere cesaret vermektedir. Bu haberlerin yapılmasına karşı değiliz elbette ama cezaların yetersiz olmasının haberlerde görülüyor olması içimizi kanatmaktadır. Bu cezaların, katillerin hayatını söndürmesine ve hapisten çıkamıyor olmalarına kadar gidiyor olması gerekmektedir. Bu haberler ancak bu şekilde amacına ulaşır.

Kadına yapılan haksızlıklar, kadın cinayetleri ve cinsiyet ayrımcılığının önüne geçmenin hep eğitimden geçtiğini söylüyoruz. Ancak bu sadece okullarda verilen eğitimle olacak bir şey değil, biliyoruz ki birçok üniversite mezunu erkek de kadına şiddet uygulamakta, cinayet işleyebilmekte, iş yerlerinde kadına hayatı zindan edebilmektedir. Bizim eğitimden kastettiğimizin gerçekleşmesi için “İstanbul Sözleşmesi”nin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Tabi bunun yanında aile içi eğitim her şeyden önce gelmektedir. Erkek çocuklarımıza vazgeçilmeyi sindirebilmeyi öğretmeli, kadının eşit olduğunu aşılamak için ev içinde görev paylaşımlarını eşit yapmalıyız. Erkek çocuklara koruma, kollama misyonu yüklememeli, kız çocuklarımızı da kendi ayakları üzerinde durabilecekleri, her şeyi başarmalarının mümkün olabileceği inancıyla büyütmeliyiz.

Ülkemizde, aile içi eğitimden ya da okuldaki öğretmenlerinin sahip çıkmasından dolayı şanslı olan başarılı kadınlarımız da yok değil, hatta oldukça fazla, ancak yetersiz. Bu kadınların sevgi, güven ve arkasında durma desteği ile buralara geldiğini unutmayalım.

Kadınlarımız için olumlu olan konuları daha çok konuşup, başarılı kadınları kösteklemek yerine destekleyip, ülkedeki üretken ve topluma faydalı kadın sayısını hep birlikte arttıralım.

Kadının olduğu yerde duygusal zeka vardır, anaçlıkla gelen huzur vardır, insanca yaşamak vardır, estetik bakış açısı vardır, güzellik, temizlik vardır. Azim vardır, çalışkanlık vardır, en önemlisi üretkenlik vardır. Üreten, ama insanca koşullarda üreten, kadınlarımızın sayılarını her sene daha artmış olmak dileğiyle, Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

Sözlerime yüce önder Atatürk’ün bir sözüyle son veriyorum.

‘Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır.’

Saygılarımla. “