Memur-Sen Zonguldak İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Kamuran Aşkar, Z HABER Genel Yayın Yönetmeni Atilla Öksüz ile birlikte canlı yayında okullarda son durumu paylaştı. Kamuran Aşkar öğretmenlerin derse alınmaması ve zorunlu PCR testi hakkında “öğretmenlerle idare karşı karşıya geliyor.” dedi.
Kamuran Aşkar’ın konuyla ilgili konuşması şu şekilde:
“Eğitimin baş aktörü öğretmendir ülkelerin de en büyük gücü eğitimdir. Eğitimi iyi yönlendirebilirseniz ülkenin geleceği açık olur. İyi yönlendiremezseniz ülkenin geleceği karanlık olur. Bütün sorunları, temizliği, güvenliği halletmiş gibi şimdi de birden bire öğretmenle idareyi karşı karşıya getiren bir uygulama ile başladık. Neymiş okullara aşısını olmamış ve PCR testi yaptırmayan öğretmenlere, Türkiye’nin en entelektüel en çok okuyan kesimine; öğrencinin karşısına çıkarken ne yapması gerektiğini çok iyi bilen öğretmene ‘hayır sen bilmezsin, ben senin adına bilirim. Senin aşı olup olmaman gerektiğine, zorunluluğa ve PCR testine ben karar veririm’ diyerek öğretmenleri idare ile karşı karşıya getiriyorsunuz.
Bakanlık yazı çıkartır, yasal zemine uydurabilirse almasınlar öğretmeni sınıflara ama siz il hıfsısıhha kurulu kararı ile kabahatler kanuna göre ceza keserek öğretmeni sınıfa almayacaksın. Siz sağlık çalışanlarının tamamını aşıladınız da mı okulların açıldığı hafta öğretmenlere başladınız?
Okullar yeni açılmış, öğrenciler öğretmenleriyle buluşacak ama bakıyorsunuz, aşı olmamış pcr yaptırmamış veya yaptıramamış arkadaşları; ‘okula alın ama derse girmesinler’ e ne yapsınlar? ‘bir kenarda beklesinler’ diyorsunuz. Bir okulda 5 6 tane öğretmenin derse girmediği bir ortamda o okuldaki curcunayı düşünün. 
Öğretmenle konuşuyoruz, ‘ben ilk aşımı oldum, herhangi bir rahatsızlığım yok; benden test istiyorlar. Ama Atatürk Devlet Hastanesi’ne gittiğimde Covid polikliniğinde hastalıklı insanlarla aynı yere girince sağlam çıkacağıma inanmıyorum. Ben zaten hamileyim.’ Diyor. Ya okullarda uygun alan oluşturup okullarda alırsın ya da başka bir yer gösterirsin, bu temas doğru değil. 
Dolayısıyla bunu zamana yayıp yapmak yerine biz çebren zorla, faşizan bir baskıyla öğretmenleri derslere almayarak yapıyorlar. Adeta öğretmenlere zulmederek ‘derse giremezsin’ diyorlar. Yarın bu öğretmenler derse girmediğinde ek dersini ödemeyecek misin? Ödemediğinde bu öğretmenler sizi dava etmez mi? 
Biz aşı karşıtı falan değiliz, aşı noktasında cebren veya hile ile yapılmasını, baskıyla yapılmasını doğru bulmuyoruz. Aşı olmuyorsa vatandaş, uygulamayı öğretmenlerden başlatmak doğru değil. 
Bu süreç böyle devam ederse, öğretmenler; idareyle, valilikle, milli eğitim müdürlüğüyle, bakanlıkla karşı karşıya gelecek.
Okul müdürüne ‘derse alma’ diyorsun, neye göre almayacak? Elinde yazılı bir belge yok. Okul Müdürü, öğretmeni neye göre derse almayacak? Sonra okul müdürü ile öğretmenler karşı karşıya geliyor. Ne gerek var müdürle öğretmeni karşı karşıya getirmeye. Veya gidiyorsunuz okulda bu arkadaşları deşifre ediyorsunuz, aşı olanlar ‘sizin yüzünüzden hasta olursak görürsünüz siz’ diyor. Aşı olmayanlar da ‘aşı olanlar hasta olmuyor mu’ diye soruyor. ‘Öğrenci aşı olmadı, öğrenciden bana covid bulaşırsa?’ diyen arkadaşlara ne yapacaksınız? Bu sert uygulama okullarda iş barışını bozmuş durumdadır. Öğretmen arkadaşlara sempatiyle yaklaşmak varken bu kadar sert yaklaşılması iş barışını, okulların huzurunu bozmuştur. 
Bu iş il hıfzıssıhha kurulu kararıyla yapılacak iş değil. Bunu yapacaksa bakanlık yapacak. Bakanlık veya hükümet olarak bir karar alırsınız, şuna şuna şuna istinaden ‘ben seni okula almam’ diyerek sorunu çözersiniz. 
Genel merkezimiz, milli eğitimin veya sağlık bakanlığının resmi yazısı yok diyor. İl Hıfzısıhha kurulu kararı bağlamaz, öğretmen derse alınmıyorsa tutanak tutturun, savcılığa şikayette bulunun diyor. Okulların açıldığı dönemde öğretmenler savcılığın kapısında mı dursunlar? “ dedi.

Editör: TE Bilişim