Zonguldaklı Araştırmacı-Yazar Ekrem Murat Zaman Yayla Konağı olarak bilinen TTK Misafirhanesi’nde bulunan Deniz Kızı rölyefi ve Mimar Cebe’yi anlattı.

Zaman, konak hakkında araştırma yaptığı dönemde Mimar “Cebe Kamil Aliimamoğlu hakkında şu bilgilere ulaştı:

“CEBE” adını ilk kez Sami Gökmen’den duymuştum. İkinci karşılaşmam ise Yayla Konağında oldu.

İçi mekanı, mekan içindeki eserleri ve dış görünüşüyle tam bir sanat eseriydi Yayla Konağı…

Yayla Konağı adıyla bilinen TTK Misafirhanesinin gönüllü olarak, tarihçesini yazmak için bilgi topladığım günlerde misafirhane müdürü Mevlut Kurtman’a; “Bu rölyef de Fransızlardan mı kaldı?” diye sorduğumda şu cevabı aldım.

“Hayır. Rölyef, havuzu ve avizesi ile takım olarak 1967 yılında Mimar CEBE tarafından yapılmış. Bana bu bilgiyi, Yayla Konağı emektarlarından rahmetli kısım şefi Mehmet Teke bu şekilde aktarmıştı. Havuz ve Rölyef yapıldığı şekliyle duruyor, fakat salonun tavanı yeniden yapılırken avize kaldırıldı.”

İşte bu eserin bulunduğu “Yayla Konağı” da başlı başına bir tarihi eser.

(Bu arada belirtmek isterim, Yayla Konağı bir sayfadan oluşan tanıtım tablosunu ve ayrıntılı tarihçesini Konağın Müdürüne teslim ettim. )

Rölyef dışında, Zonguldak’ta yaptığı diğer çalışmalar da ortaya çıkınca, Cebe Aliimamoğlu’nun kızı İnci Aliimamoğlu ile facebook’dan arkadaş olarak bilgi almak kaçınılmaz oldu. İnci Hanım aracılığı ile annesi Seval Hanım ve (Sabutay Aliimamoğlu’nun eşi) Hilal Yenge ile de görüşme olanağım oldu.

Kızı İnci Hanım, eşi Seval Hanım ve yengeleri Hilal Hanım ile yaptığım görüşmelerden, Cebe Aliimamoğlu hakkında edindiğim bilgi şöyle;

Cebe Kamil Aliimamoğlu

Baba Adı: Şeref

Anne Adı: İnci

Doğum Tarihi; 19.3.1937

Doğum Yeri: Ereğli

Ailenin ulaşılabilen en büyüğü Ereğli‟ye bağlı Ortacı Köyü‟nden Kadılardan Hüseyin Kâmil Efendi’dir. Kadı Hüseyin Kâmil Efendi ile Zehra Hanım’ın oğullarından biri Rıfat Kamil ( 1886 - 1964 ) (MADENCİ) Efendi, diğeri de Tevfik (EFES) Efendi ’dir.

Cebe Kamil Aliimamoğlu’nun dedesi Tevfik Efes’in (Sabahattin, Şeref, Şefik Kamil, Zehra, Gülümser) beş çocuğundan biri de (1934’ten sonra Aliimamoğlu soyadı alan) Şeref Aliimamoğlu’dur. (1910 doğumlu olmalı)

İncivez ceza evini de yapan, müteahhit Şeref Bey’in kardeşi, Cumhuriyetin ilk yıllarının önemli işadamlarından, EFES Bank’ın kurucusu (1933) Şefik Kamil Efes’dir,

Cebe Kamil Aliimamoğlu, Şeref Aliimamoğlu ile İNCİ hanımın (Sabutay, Cebe Kamil ve Zümrüt ) üç çocuğundan biridir.

Düzceli Çerkez bir ailenin kızı olan Anneleri İNCİ HANIM, 26 Aralık 1970 tarihinde Zonguldak’ta toprağa verildi. İnci hanım, (13 Mayıs 2013’de kaybettiğimiz, 1954 yılı Zonguldak Maden Teknik Okulu Mezunu Maden Mühendislerin Cemal Başıhoş’un ablasıdır. Cemal Başıhoş (1923 doğumlu), kilimli Bölüm Mühendisliği ve Karadon Müessesi müdür yardımcılığı görevlerinde bulundu.

Çelikel’de okuyan abisi Sabutay, ordudan ayrılma pilottu. Kız kardeşleri Zümrüt (Yayla İlkokulunda öğretmen, Ankara da yaşıyor) Sabutay, Ahmet Güner’in eşi Fatma Hanımın kızı Hilal ile evliydi.

Cebe Kamil Aliimamoğlu, Zonguldak Ticaret Lisesini bitirdikten sonra, 1958 – 1962 arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimar Bölümünden (sonradan Mimar Sinan Güzel Sanatlar) mezun oldu. 63 – 68 yılları arasında TKİ’ye bağlı bir müessese olan EKİ ‘de mimar olarak işe girdi ve. EKİ’deki görevi askerliğine kadar sürdü. 1969-1970 yılları arasında Askerliğini (Bursa Personel Okulunda) yaptı. Askerlik sonrasında Askerlik dönüşünde TKİ’ye EKİ’den nakil gitti. 1972 yılında Seval Hanımla Ankara’da evlendi ve İnci ve Seda adında kızları oldu.

1974 yılında İller Bankası, Samsun 16. Bölge Müdürlüğüne baş mimar olarak atandı. İller Bankasına ait bazı tesislerde şantiye müdürlüğü yaptı.

1987 yılında Ankara’da İbn-i Sina Hastanesinde (beyin tümörü nedeniyle) genç denecek yaşta hayatını kaybetti. Samsun – Kıranköy aile mezarlığına defnedildi.

65 – 68 YILLARI ARASINDA ZONGULDAK’TA BIRAKTIĞI ESERLER

ilk olarak Karadon Memur Sitesi giriş kapısını yaptı.

(Karadon gençliğinin hafızalarında kalmış bir yapı)

Yayla Konağı “Deniz Kızı” rölyefi (TEK YAŞAYAN ESER)

Deniz Kulübünde “Kılçık”

Maden Mühendisleri Odası Lokali (Cemiyet) giriş kapısı düzenlemesi, belki birçok şey. Ve Filyos Ateş tuğla eserleri ...

Askerliğini yaptığı dönemde Eskişehir Ordu Evi önündeki şadırvan

Arkadaşlarına verilmiş tabloları var.

Bu paylaşım, belki bir başlangıç olacak. Bundan sonra yapılacak araştırmaların paylaşımıyla bilgi çoğalacak ve onun insanlık yaptığı diğer eserleri de umarım ortaya çıkacak. Mimar Cebe’yi yapıtlarıyla dünya tanıyacak.

O bir sanatçıydı. Yaptıklarının karşılığını yaşarken almadı ve almayı da düşünmedi. Yaptıklarını insanlık için yaptı. Mimar Sinan’ın dediği gibi; “Yaptığın işi gönlünde hissedersen, ırmaklar çağlar içinde.” O nedenle çalışmaları dilden dile dolaşacak, yaptıklarıyla hep yaşayacak."