Zonguldak Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği bölümünün yaptığı çalışmalarla dünya genelinde ilk sıralarda olduğunu belirterek kadrosuzluk nedeni ile başarılı kişileri kaçırdıklarını, imkanlar olsaydı daha üst sıralarda yer alabileceğini belirtti.

Kutoğlu ayrıca listelerin nasıl hazırlandığını da tüm şeffaflığı ile anlatarak bu sıralamaların gelecekte daha olumlu seviyelere gelmesi için desteğe ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Kutoğlu yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

“Daha önce Geomatik Mühendisliğimizin Uydu Teknolojileri konusundaki uluslararası yayınları ile TÜBİTAK'ın "Üniversitelerin Alan Bazında Yetkinlik Analizi" 2021 raporunda Hacim ve Kaliteye göre sıralamada üniversitemizi 4. sıraya yerleştirdiğini paylaşmıştım. Ama diğer kategorilerdeki yerini paylaşmamıştım. Yıl bitmeden onu da vereyim.

Geomatik Mühendisliğimiz üniversitemiz

Uzay ve Gezegen alanındaki çalışmalarıyla 6.

Meteoroloji alanındaki çalışmalarıyla 7.

Deniz Bilimleri alanında 11. sırada

kendine yer buluyor. Yetiştirdiğimiz ama Kadrosuzluk nedeniyle kaçırdığımız arkadaşları da tutabilsek ve de başarının desteklendiği bir ortam olsa, çok daha üst sıralarda yer almak işten değildir.

Geomatik mühendisliğimizin bu başarısı sadece bu yıla özgü değildir. Bu durum neredeyse 10 yıldır bu şekildedir. Bu bölüm tartışmasız Bülent Ecevit Üniversitesinin ve Zonguldak'ın marka bölümüdür. Bu başarının gelecekte ne yönde evrileceği elbette ki ne derece destek göreceğine bağlıdır.

Bu vesileyle şunu da belirtmek gerekir, her üniversitenin ön plana çıktığı alanlar vardır, bir üniversitenin her alanda en iyi olması gibi bir durum yoktur. Bir diğeri de elmalarla armutlar bir arada değerlendirilmez; her şey kendi kategorisinde değerlendirilir. Hani bunu söylüyorum ki bazen google scholar gibi bilimsel dayanağı olmayan yerlerden eziyete girip de liste yapıp ilk bilmem kaçıncı bilim insanı falan gibi anlamsız hareketler oluyor.

Bir de şu Times Higher Education (THE) üniversite listesine girme hikayeleri ile oluyor. Onun da nasıl bir ticari tuzak olduğunu anlatayım fırsat bulmuşken. Bu gibi listelerde en büyük puan bilimsel buluşlar, nobel ödülüne adaylıklar, patentler, çok özel dergilerde yapılan yayınlar vesaire gibi yüksek özelliklerden alınır. Dolayısıyla bu alanlardan puan alamazsanız ilk 10'a, 50'ye veya 100' girmeniz mümkün değildir.

Ancak ilk 100'den hatta 500'den sonra işler biraz değişir, çok sayıda uluslararası etkinlik yaparsanız, çok sayıda yabancı öğrenci alırsanız, üniversite temsilcilerine gönderilen anketlerde bu üniversiteyi biliyorum diye işaretlenirseniz ilk 1000'e girmek oldukça kolaylaşır. Elbette bu işler layıkıyla yapılırsa kötü bir durum yok ortada. Ancak rekabet uğruna herşeyin yapıldığı bir dünyada sizce bu işlerin ticarileşme durumu nedir acaba? Mesela bu işler için kurulmuş şirketler var mıdır dünyada? Sizce THE gibi listeleme kurumları üyelik aidatı alıyor mudur acaba?

Kısacası en doğru sıralamalar TÜBİTAK'ında yaptığı gibi alan bazlı sıralamalardır. Dünyada bu gibi sıralamaları yapan Web of Science gibi merkezler vardır. Gerisi hikayedir. Kamuoyunu aydınlatmak gerekir diye düşündüm”

Editör: TE Bilişim