İlk yazı kısa ve öz olacak.
Bu şehirde, şehir, siyaset, STK’lar, ekonomi ve gelecek adına konuşan herkese tavsiyemiz önce insana değer verin.
Bu şehrin insanlarına değer verin.
Bu şehrin çocuklarına değer verin.
Kadınlarına.
Emeklilerine.
İşsizlerine.
Esnafına.
Gazetecisine.
Balıkçısına.
Fikri, zikri ne olursa insanları kucaklayamadığınız yerde siyasi ömrünüz kısa olur.
Kronikleşmiş ruh haliyle başkalarına benzemeye çalışarak siyaset olmaz.
Seçimden seçime tribünlere oynamakla, seçimden sonra sağda- solda sallamakla halkı kucaklayamazsınız.
Halkı kucaklayamadığınız, halka karşı dürüst olamadığınız ve kelime oyunları ile numara çektiğiniz her gün tuş olmak için bir hamle yapmış sayılırsınız.
Zonguldak Cumhuriyetin ilk kenti.
Zonguldak binlerce madenciyi ülke için şehit vermiş bir şehir.
Her taraf, kan ve gözyaşı dolu.
Manevi derinliği olan bir şehir.
Bu şehir herhangi bir şehir değil.
Her seçildiğiniz koltukta sizin gibi düşünmeyenleri kucaklamaktan koktuğunuz, kaçtığınız gün bittiniz demektir.
Bu şehrin güzel insanlarını seçimden seçime hatırlanması gereken eşya olarak görmekten vazgeçin.
Kelime oyunu yapmayın.
Üç maymunu oynamayın.
Adam olun.
Akıllı olun.
İnsan olun.
Zonguldak sizden büyük!

Kozlu kavşağı!
Kozlu Kavşak projesinin projelendirildiği şekilde değil de eski köprünün yenilenmesi şeklinde hayata geçmesinin ardından farklı tartışmalar var.
Geçenler de de yazmaya çalıştım.
Mesela Ali Bektaş, Kerim Yılmaz veya kaymakamın tercihinden öte bir şehircilik projesi olarak bakmak lazım.
Mevcut proje yapılmadığı için trafikte pek değişen bir durum olmayacak.
Zaman zaman yine uzun kuyruklar olacak.
Zaman kaybı yaşanacak.
Projede görülen kavşak yapılsaydı ne olacaktı?
Kozlu’nun tam önüne çekilmiş bir hava köprüsü.
Diğer şekilde tam bir Çin seddi.
İnanıyorum ki böyle bir proje uygulansa bugün projenin hayata geçmemesini eleştiren pek çok kişi Kozlu’nun bittiğinden bahsederdi.
Projeye dediğim gözle bakılırsa daha iyi anlaşılır.
Yani sakal - bıyık meselesi.
Hiçbir zaman sizleri tek pencereden baktırmamaya çalışıyoruz.
Kavşak bu haliyle sorun.
Ama Kozlu’nun önüne boydan boya çekilmiş bir köprü şehircilik faciası olurdu.
Yoksa ben mi yanlış düşünüyorum?


Dr. Vedat Gök.
Zonguldak Kozlu’luydu
13 kardeşini kaybetti.
Çocukken kalp hastasıydı.
Tıp Fakültesi’ni kazandığı yıl babasız kaldı.
Kimi kimsesi yoktu.
Altın kalpli, yardımsever, iyi insandı.
Kovid 19’a yakalandı ve aramızdan ayrıldı.
Bir acılı eş, bir çaresiz anne 
ve biri tıp fakültesi öğrencisi 
üç çocuğu bizlere miras olarak bıraktı.
Konuşacak hal bırakmadın hocam.
Hakkını helal et.
Mekanın cennet olsun hocam.


Polat Türkmen neden yalan konuştu!
Önceki akşam TBMM’de görev yapan bir gazeteci arkadaşım aradı.
“Senin vekil korona ama sen teyit et” dedi.
Aradım Polat Türkmen’i.
Yalanladı.
Israr ettim.
Yalanladı.
Sonra; “Polat Türkmen koronaya mı yakalandı?” diye başlık atarak içine de açıklamalarını ekledik.
Polat Türkmen; “hayır” dedikten sonra ısrarla “Korona oldu” diyecek halimiz yoktu.
Bir süre sonra zaten olay patladı.
2.5 saat sonra da Polat Bey’in sosyal medya paylaşımından kovid açıklaması yapıldı.
Polat Bey’in ilk açıklamasını sitede tuttuk.
Ama yalanını anlatan bir başka haberi de sizlerle paylaştık.
Dün bana soruyorlar;
“Polat Bey seni aradı mı?” diye
“Bu kadar yalan konuştuktan sonra koca milletvekilimiz beni nasıl arasın?” dedim.
Bir meslektaşımız dün sorduğu için yazıyorum.
“Polat abi” diyoruz.
“Şehrin abisi” diyoruz.
Ama olmuyor arkadaş.
Olamıyorlar.
Biz kim olursa olsun teyit etmeden haber vermemeye çalışıyoruz.
Açıklamalara saygı gösteriyoruz.
Ama; “Korona olmadım. Ama insanlar hızla oluyor. İleride ben de olabilirim ama olmadım” diyen milletvekilimiz kafasında ne yaşıyorsa; “Oldum diyemiyor?”
Yine bir arkadaşımızın; “Koskoca Polat abi neden yalan söylesin” sözleri üzerine; “Arayın kendisine sorun” demekle yetiniyorum.
Allah şifa versin.
Asıl mesele ne biliyor musunuz?
Bu şehirde esnaf bitmiş, işsizlik artmış, insanlar, gençler, çocuklar gelecek kaygısı ile umutsuzluğa sürüklenmiş, şehir sahipsiz kalmış, yıllardır konuşulanlar lafta kalmış, yöneticilerimiz küçük yerel işletmeleri canlandırması gerekirken devletin parasını betona gömmüş ve bizim uğraştığımız işlere bakın.
Siyasette geldiğimiz noktaya bakın.
Polat Türkmen’e şifa diliyoruz.