Emekçinin ekmek teknesinde yaşam zordur.                                    
Derdi kum gibi bol, yaktığı ağıtları çoktur. 
Grizu patlar, feryatlar yankılar çevre dağları 
Batı Karadeniz’dir diyarı, anaları dul, yetimdir çocukları                                         

Seller basar etrafı, dertler bir türlü dinmez
Zordur yaşam ama ocağından hiçbir zaman vazgeçmez
Ne düzgün bir yolu ne uzanan bir yardım kolu... 
Kömür denince hemen akla gelir…
Dertler mübarek hep ağzına kadar dolu 

Cilt buruşur, kambur çıkar, beden erken viran olur,  
Irgat misali çalışan emekçi, gün gelir anca bir can bırakır, 
Ciğerler kapkaradır ama yürekler ak süt gibi tertemiz,
Ömür biter haklar kayıp; bir yerlerde o yer vardır 

Demokrasi yolunda... Halkı solunda  
İnançlı, hassas, yaratıcı, sevecen, onuruyla bu yollarda... 
Karşılık veren bir kale hala yaşıyorsa bu dünyada,
Bil ki Zonguldak işte oralarda; 

Bir manolya gibi narindir ama solmaz. 
Porselen gibi incedir ama kırılmaz 
Siyah üzüm gibi ezilir ama yılmaz. 
İnançları sağlamdır asla yıkılmaz
Yetimdir... Öksüzdür de insanları, 
Kenarında mavisi... Üstünde yeşili... Altında karasıyla...
Burası emekçinin şehri Zonguldak, zordur kardeşim be hayat.