Bugüne kadar şehir ve üniversite kaynaşması üzerine çok yazı yazdım.
Çok çağrılarımız oldu.
Anlatamadık.
Dinletemedik.
“Bülent Ecevit Üniversitesi ile şehir arasındaki cam duvarları kıralım” diye çok yazdım.
Göç veren şehrin yeni ekonomi merkezi olan BEÜ’ye her kesimin sahip çıkması gerektiğini çok yazdık.
Anlatamadık.
Bürokratlar deveye hendek atlattı.
Belediye Başkanları çamurda misket yuvarladı.
Üniversite yönetimleri uzaktan selamladı.
TSO’lar sözden öte pek gidemedi.
Esnaf odaları; “Öğrenciyi yolmayın” diyemedi.
Ev sahipleri rutubetli evleri bile dubleks fiyatına kiraladı.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer’in rektörlüğü döneminde çıta çok yükseldi.
Tam aradaki incelen cam kırılacak derken Sayın Özer, ÖSYM Başkanlığı’na gidiverdi.
Sonrası malum.
Günlerdir yazıyoruz.
Kamuoyu tartışmaya başladı.
Maden şehrindeki Türkiye’nin en gözde Maden Mühendisliği bölümünü hiçbir öğrenci tercih etmediyse yazık bize!
Daha önce 9 bin olan yeni kayıt sayısı 5 bin 500’e inmiş!
Ve bunları konuşması gerekenler yok ortada.
Farklı kurum, kişilerden görüşler istiyoruz.
Onları sizinle paylaşıyoruz.
Haberleri okunmuyor bile!
Z HABER olarak inatla devam edeceğiz.
Marka şehir olmadan marka üniversite olmuyor.
Üç metrelik afiş ile öğrenci gelmiyor.
Geçen de yazdım.
Neden gelsin öğrenci Zonguldak’a.
Soslu kebap yemek için mi?
Vali Mustafa Tutulmaz, ve Belediye Başkanlarına acil önerim.
Öğrencileri dinleyin.
Tek tek dinleyelim onları.
Yıllar önce yapılması gerekenleri yapalım!
Detaya gerek yok.
Konu belli.