Özür dileyerek başlıyorum.
Bazen zıvanadan çıkarıyorlar.
Önceki gün bir bürokratımızın hikayesine denk gelince yazmak farz oldu.
"En başarılı bürokrat kimdir?" diye sorsak pek çok yanıt gelir.
Biraz ironik dille anlatalım bu sefer.
En başarılı bürokrat yan gelip yatandır!
Siyasi dönemlere, valilere, gelip giden milletvekillerine göre poziyonel kaşarlanma hareketini düzenli olarak yapabilendir!
Her toplantıda önünü ilikleyip; “evet efendim”, “derhal efendim”, “siz nasıl buyurursanız efendim”, “en doğrusunu siz bilirsiniz efendim", tabii tabi efendim” diyendir.
Makamları, iş performansını yükseltmek, halkla barıştırmak için değil dedikodu müdürlüğü olarak kullanandır.
Her siyasi dönemde nabız ile şerbeti soğutabilendir.
Cuma namazları ile doğrudan göbek bağı olmadığı halde sürekli; “hayırlı cumalar” mesajı atmayı unutmayacak kadar müslüman olabilendir!
Liyakatın değil tarikatın önemine inanmış, biraz da milliyetçi unsurlardan dem vurmasını bilendir.
Bazen kavşağı son dönen bazen de yavşağın önde gideni olduğu halde kendini satmayı başarabilendir!
Bizde bunlardan çok.
Bunlar başarılı. Bir de başarısız olanlar var!
Onları da ayrıca anlatırız.

Müslüman denize sı…mı?
Türkiye bazen çok garip.
Kendi kendine bu kadar kolay kandırıp, kendi yalanlarına bu kadar kolay inanan ve acı gerçeklerle karşılaştığında şaşırmış gibi yapabilen başka toplumlar da vardır mutlaka.
Bu ülkenin en dindar müslümanları da, bu ülkenin en ileri dinsizleri de, en çok okumuşları da, hiç okumamış, görmemiş olanları da aynı ilkellik içinde boğuluyor.
Şu deniz salyası meselesinden bahsediyoruz.
Göz göre göre gelen bu durum biz insanların aşağılık hallerini gösteriyor.
Uzağa gitmeyelim.
Zonguldak kıyılarına bakalım.
Tıbbi atıklar.
Denizlere bırakılan hafriyat ve bu hafriyat ile birlikte her türlü plastik ve benzeri inşaat artığı.
Devlet idarecileri ağlamak, bahane bulmak için bu görevlerde bulunmuyor.
Çözüm için bu koltuklarda.
İşte Kozlu sahili.
Yılların biriken hastane atıkları sahilleri istila ediyor.
Üç yiğit delikanlı; 
“Bir dakika arkadaş hadi bakalım şuna bir el atalım” diyemiyor.
Mesela Öğretmenevi’nin altı.
Denize hafriyat dökülüyor.
İçinde her şey var.
Şehrin her tarafından pislik akıyor.
Eski Belediye Başkanı Secaattin Gonca; “Arıtmayı ben yaptırdım” diye övünüyor.
O arıtmanın da ne kadar doğru çalıştığı da ayrıca tartışılır.
Sanayi sitelerinden derelere her türlü petrol atığı gönderiliyor.
Gemiler Fener açıklarında sintine boşaltıyor.
Sanayi kuruluşlarının hem havadan hem karadan salıyor.
Para hırsımız her şeyin üzerinde.
Kurumlar, siyasiler kimseye dokunamıyor.
Herkesin bir dayısı var nasıl olsa!
Bizim halktan bazıları bu manzaralar karşısında isyan ediyor.
Ediyor etmesine ama, güzelim Kapuz, Ilıksu, Filyos, Ereğli, Göbü, Alaplı, Amasra sahillerinde çişi gelince denize girip biraz açılarak rahatlıyor.
Sonra usulca uzaklaşarak temiz yerde yüzdüğünü zannediyor.
O da yetmiyor biraz tenha yere gidip ..çan var!
Lafa gelince hepimiz müslümanız!

Ronaldo’nun mesajı!
Gülümseten, düşündüren bir an.
Portekiz'in dünya yıldızı futbolcusu Cristiano Ronaldo, EURO2020'deki Macaristan maçı öncesinde düzenlenen basın toplantısında CocaCola şişelerini önünden kaldırdı ve su için mesajını verdi. 
Başkası yapsa bu kadar etkili olmazdı.
Teşekkürler Ronaldo.
Her ne kadar sonuca pek yansımayacak olsa da gazoz değil efsane oldu!

Ahmet Çınar ne demişti?
Kasım 2018’de dönemin Valisi Ahmet Çınar veda konuşmasında çok önemli bir şey anlatmıştı.
Dedi ki;
"Bu kararname Türkiye'nin olağan işlerinden, rutin işlerinden. 
Çok yaşanan işlerinden. 
Her valinin yaşanan işlerinden. 
Bu böyle ama doğru işlerinden değil. 
Beni almalarından asla konuşmuyorum. 
Genel bir sistem eleştirisi yapıyorum. 
Bundan devlet millet zarar görür. 
Sadece vali kararnamesi değil. 
Bütün bu tür değişiklik atamalardan bahsediyorum. 
Bir vali şehre gelince zaten 2-3 ay hoş geldin gibi merasimlerle geçiyor. 
Nefes alamıyor. 
Sonra sanayiyi, etrafı tanıyacak derken 8 ay gidiyor. Şehri görüp kapasitesini anlayıp hamle yapacağı daha depara kalkacağı dönemde görevden alınması büyük bir zaman ve insan israfı. 
Bunu lütfen kendimle ilgili algılamayın. 
Ben her meydanda rahat konuşan bir adamım. 
Şu an mevzu bu olduğu için bunu söylüyorum."
Korkarım yakında Vali Mustafa Tutulmaz da benzer düşünceleri taşıyacak!