CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Ünal Demirtaş, mesajında şunları ifade etti:

“1857 yılında, New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan emekçi kadınlar daha iyi çalışma koşulları ile 8 saatlik çalışma için grev başlattılar. Ancak bu haklı mücadele polis şiddeti ile bastırıldı. Fabrikaya kilitlenen 129 emekçi kadın yanarak hayatını kaybetti. “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” mücadelesi bundan 165 yıl önce yaşanan bu acı olayla başladı. O günden bu yana kadınların işte, evde, sokakta verdikleri mücadele devam etmektedir.

Ülkemizde de, Kurtuluş Savaşı’nda vatan için mermi taşıyan, evine ekmek götürmek için tarlada fabrikada, ofiste çalışan Türk kadını hayatın her alanında var olmak için 165 yıl önce başlatılan mücadeleyi sürdürmüştür.

Büyük Önder   Atatürk’ün, “Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!” sözü, kadınların verdiği hak mücadelesine bakış açısını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınını ekonomiden siyasete, sanattan sosyal hayata her alanda var olması için desteklemiş, bir çok Batı ülkesinden çok daha önce pek çok hakkı Türk kadının alabilmesini sağlamıştır.

Ancak bugün geldiğimiz noktada ülkemizde kadın cinayetleri hız kesmeden devam etmekte, kadınlar sosyal hayattan çalışma hayatına kadar pek çok alanda baskı, sömürü ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2022 yılı Ocak ayı raporuna göre;2022’nin ilk ayında 26 kadın cinayeti işlenmiş, 28 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 26 kadından 13’ünün hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilememiştir. 11’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile 1 kadın nefret bahanesi ile 1 kadın ise ekonomik bahanelerle öldürülmüştür. Kadın cinayetlerinin günden güne artması son derece kaygı vericidir. Bu konuda çok acil olarak etkin önlemlerin alınması, daha caydırıcı cezaların olması gerekmektedir. TÜİK’in “Yaşam memnuniyeti araştırması” sonuçlarına göre; Kadınların %35,5'i yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissetmektedir. Böyle bir ortamda, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini kabul etmek mümkün değildir.

Bunun yanında, ülkemizde, 21‘inci yüzyılda, kadınlar çalışma hayatı içinde de, çok zor yer bulabilmektedir. TÜİK’in açıkladığı son işgücü istatistiklerine göre; işgücüne dahil olmayan kadın sayısı 21 milyon 304’tür.Kadınların istihdam oranı hala daha %29,4 oranındadır. Bu rakamlar bize, toplumun yarısını oluşturan kadınlar açısından can güvenliği ve istihdam olanakları anlamında çok geride kalındığını göstermektedir. Oysa bir toplumun gelişip, değişip, ilerlemesinin ön koşulu, o toplumda eşitlik ve adaletin sağlanmasıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle; Kadınların eşit ve özgür bir birey olarak yaşamının içinde olduğu, yaşam güvenceleri ile sosyal güvencelerinin sağlandığı ve sömürülmediği bir dünya dileğiyle: “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutlar, en içten sevgi ve saygılarımı sunarım.”

Editör: TE Bilişim