Türkiye bir deprem bölgesidir. Cümleye böyle başlamak ürkütücü gibi görünsede bu gerçeğin artık toplum olarak farkına varmalı ve buna göre önlem alınması gerekir. Bu önlem, devlet büyüklerinin kentsel dönüşümünün yanı sıra insanın psikolojik olarakta hazır olmasıda demektir. Çünkü insan psikolojik olarak hazır olduğunda gereken ilk yardımlarda daha soğuk kanlı ve aktif rol alabilir.

Özellikle büyükşehirlerde insanların en kalabalık olduğu bölgeler, insan kaybına en çok rastlanan yerler olacağı kesindir. Örneğin bir İstanbul trafiğinde ml ml ilerlerken, araçların arasından hemen çıkamazsınız. Peki bir deprem esnasında Beyoğlu’nun o dar sokaklarından nasıl çıkarsınız? Amaç korkutmak olmasada bu gerçekle yüzleşmenin vakti geldi. Gelin birlikte Türkiye’nin geçmişinden günümüze kadar olan deprem gerçeklerine bir göz atalım.

Türkiye Neden Bir Deprem Ülkesidir?

Dünya magma denilen sıvı bir katmanın üzerindeki kabuklardan oluşur. Toprak parçaları bu kabuklardır. Kabuklar insanların ve diğer canlıların yaşam alanlarını oluşturur. Üzerinde yaşadığımız bu kabuklar magmanın üzerinde hareket halindedirler. Bu hareketlilik öyle yavaştır ki deprem olarak adlandırılmaz. Ancak bu hareketlilik Türkiye’yi senede 2 cm batıya doğru sürükler.

Yeryüzündeki kabuklar parça parça levha şeklindedirler. Magma üzerinde yüzen bu levhalar sürüklenme esnasında zaman zaman çarpışırlar. Çarpışma esnasında da bir sürüklenme meydana gelir. Örneğin Türkiye bir yandan batıya kayarken, güneydeki Arabistan ve Afrika levhaları Türkiye’ye çarparak kuzeye sürüklemeye çalışır. Bu çapraz çarpma ve sürüklenmeler Anadolu fayını zamanla sıkıştırarak kırmıştır. Bu nedenle Kuzey Anadolu fay hattı meydana gelmiş oldu. Aslında fay hatlarını oluşturan etmen, levhaların birbirlerini sürüklemesi esnasında sıkışan yeryüzünün, kırılması neticesinde meydana gelir.

Anadolu kuzey fay hattı Türkiye’yi alt ve üst olarak ikiye bölmüş oldu. Bu nedenle üst plakaya Kuzey Anadolu fay Hattı, alt plakaya ise Güney Anadolu Fay Hattı denir.

Bu kırılma esnasından sonra Arabistan ve Afrika levhaları hareketliliğini sürdürmeye devam etti. Türkiye’nin altta kalan parçasını batıya ittirmeye başladı. Bu da kuzey ve güney Anadolu fay hattının birbirine çarpmasına neden olsa da aradaki çıkıntılar güney Anadolu plakasının hareket etmesini engelledi. Zamanla bu çıkıntılı bölgeler enerji toplamaya başladı. Yılların geçmesiyle yoğun bir enerji toplanması yaşayan fay, 1939 yılında 7.9 şiddetiyle Erzincan depremini meydana getirdi. Depremdeki sarsıntı çıkıntıların kırılması ve birbirine çarpması sonucunda oluşurlar. Böylelikle Kuzey Anadolu Fay Hattının Erzincan bölgesindeki çıkıntılarında biriken enerji boşalmış ve Tokat Niksar’da bulunan çıkıntıya dolamaya başlamıştır. 1942 yılında, yani Erzincan depreminden tam 3 yıl sonra burada da 7.0 şiddetinde deprem meydana gelmiştir. Enerji sırasıyla çıkıntılara dolarak batıya doğru ilerlemeye devam etti ve bulunduğu bölgede sıkışmasıyla deprem meydana getirdi. En son olarakta 1999 yılında Gölcük depremiyle ortaya çıkmıştır.

Neden Marmara’da Deprem Bekleniyor ?

Yapılan araştırmalar neticesinde sırasıyla çıkıntılara dolan enerjinin Gölcük depreminden sonra Marmara’da dolmaya başladığı ve orada yakın zamanda bir deprem meydana gelebileceği öngörülmektedir. Ayrıca tarihe bakıldığında Osmanlı döneminde her 250 yılda bir Marmara’da deprem olduğu görülmüştür. En son 1766 yılında olan Marmara depremini de göz önünde bulundurduğumuzda olası Marmara depreminin hiçte uzakta olmadığını görmüş oluruz.

Depremlerin nerede olacağı önceden bilinse de, günümüz teknolojileri henüz ne zaman olacağı konusunda yeterince gelişmiş durumda değil. Bu nedenle nerede olacağını biliyoruz. Ancak ne zaman olacağını ancak öngörüler ve tarihin akışıyla karşılaştırarak tahmin edebiliyoruz.

Deprem Esnasında Yapılması Gerekenler

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini kabullendiğinizde aslında sadece kendinizi değil, etrafınızda bir çok kişilerinde kurtulmasına vesile olursunuz. Çünkü deprem esnasında ilk yardım olarak yapılacakları bilmek ve ona hazır olmak olası insan kayıplarının büyük bir kısmının önüne geçecektir. Deprem esnasında ilk 6 saat çok önemlidir. Bununla birlikte deprem anında yapılacaklar nedir şöyle sıralayabiliriz;

  • Sakin ve soğuk kanlı davranmaya çalışın,

  • Balkon, merdiven ve asansörleri kullanmayın,

  • Evde önceden belirlediğiniz yerlere doğru ilerleyin,

  • Çök, kapan ve tutun tekniğiyle kendinizi küçültün,

  • Mümkün olduğunca gaz, elektrik ve su vanalarını kapatın,

  • Deprem sonrası afet çantanızı sırtınıza alın ve binayı terk edin,

  • Size en yakın toplanma alanına doğru yürüyerek gidin ve yetkilileri bekleyin,

  • İlk 6 saat arama kurtarma ekiplerini engellememek için aracınızı kullanmayın,

  • Acil aramaların engellenmemesi için yakınlarınıza arama yapmayın, sms yoluyla irtibata geçmeye çalışın.