Ölümünün 9'uncu yılında Hüseyin Şeker'in hayat hikayesini ve hayatının son günlerinde eşine yazdığı son şiiri paylaşıyoruz.

HÜSEYİN ŞEKER KİMDİR?

(1934 - 23 Ekim 2012)

Hüseyin Şeker, 1934 yılında Bartın'da doğdu. Üç yaşındayken ailesiyle birlikte Zonguldak’a yerleştiler. Ticaret yapan babası Ali Şeker, istasyon inşaatı nedeniyle Ankara Caddesi’nde (Yeni Çarşı) dükkân açtı. İlkokula, Gazi İlkokulu’nda başladı. Dördüncü sınıfta iken babası onu Galatasaray İlkokulu’na yatılı gönderdi. Daha sonra Lise ikinci sınıfta okuldan ayrılıp baba işinde, inşaat malzemesi satan dükkânda çalışmaya başladı. 1960’da Afet Hanım ile evlendi. Üç kızları oldu. Ancak küçük kızları Nazlı’yı yıllar süren hastalık sonucu 20 yaşında kaybettiler.

Zonguldak’ın ilk kuruluş yıllarına, Fransız yönetimine, işçi mükellefiyetine, EKİ’li günlere, Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, devlet büyüklerinin Zonguldak’a gelişlerine ve daha birçok olaya tanıklık etti.

Bir dönem çivi fabrikası kurarak imalata başladı, ancak daha sonra bu tesisi kapattı. Kardeşi Erdal ile birlikte Ali Şeker Firması’nı genç kuşaklara taşıdılar. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası ve TED Koleji yönetim kurullarında görev yaptı.

Pusula Gazetesi ve Dergisi’nde 11 yıldır kaleme aldığı yazılarında çocukluk ve gençlik anılarını, o dönemdeki sosyal-ekonomik koşulları, kentte yaşayan insanları anlattı. Bazen de ülke gündemiyle ilgili yorumlar yaptı. Kendine has üslubu, mizahi anlatımı, doğa ve insan sevgisi, renkli kişiliği, Zonguldak tutkusu, kimi zaman da sivri dili yansıdı satırlarına. En çok da içindeki uslanmaz yaramaz çocuk…

Hüseyin Şeker 23 Ekim 2012 tarihinde hayatını kaybetti…

KENT SÖYLEŞİSİ KONUĞU OLDU…

Ölümünden 1 yıl önce 2011 yılında, Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı’nın (ZOKEV) Kent Söyleşileri dizisinin konuğu olan Hüseyin Şeker, yaşama dair hikayeleri ile hem güldürdü hem ağlattı. Hüseyin Şeker söyleşi sonunda eşi Afet Hanım için gizli gizli yazdığı son şiirini okuyarak duygulu anlar yaşattı.

Yazar Namık Aşçı’nın sunduğu programda Hüseyin Şeker,  ZOKEV’e böyle bir etkinliği düzenlediği, Pusula Gazetesi’ne ise yazılarına yer verdiği için teşekkür etti.

Namık Aşçı, Şeker’in zaman zaman gazeteci ve köşe yazarlarına yönelik esprili sataşmalarını hatırlatarak, yazılarıyla Zonguldak basınına renk kattığını ifade etti.

Hüseyin Şeker Zonguldak’ın 1950’li yıllardaki yaşamına dair anılarının yanında Zonguldak’ın mahalle isimlerinin nerelerden geldiğini anlattı. Çalışmanın ve okumanın önemini sık sık vurgulayan Şeker, Babası Ali Şeker’in okuyamadığı için kendilerini okutmak için büyük çaba gösterdiğini hatırlattı. Ali Şeker’in Bartın’dan Zonguldak’a gelerek işportacılıkla başladığı ticari yaşamında kendilerine hep iyi örnek olduğunu anlattı. O dönem Zonguldak’ta madenlerde çalışanların paralarını saklayacak güvenilir yer bulamadıkları için babası Ali Şeker’e bıraktıklarını ve istediklerinde geri aldıklarını belirten Hüseyin Şeker ticarette güvenilir ve doğru olmanın her zaman faydalı olduğunu ifade etti.

PRENSES SÜREYYA VE SAFRANBOLU HAMAMINI ANLATTI

Konuklardan gelen soru ve hatırlatmalar doğrultusunda çocukluk yaşantısında Zonguldak’ta yaşadıklarını anlatan Şeker’i dinleyenler keyifli anlar yaşadılar.

İran lideri Şah Rıza Pehlevi ve eşi Kraliçe Süreyya’nın  Zonguldak’a geldiği gün yaşadıklarını anlatan Şeker, prenses Süreyya ile göz göze geldiğinde yaşadığı heyecanı anlatırken salondan kahkahalar yükseldi.

Şeker’e hatırlatılan bir başka konu ise daha önce yazıya döktüğü ve çocukken Safranbolu’da kadınlar hamamında yaşadıklarını anlattığı hikayesi oldu. Çocukluğunda çok yaramaz olduğunu hatırlatan Şeker o günleri anlatırken yüzünde tebessüm ve özlem vardı.

“ÇİVİ FABRİKASINI SEL ALINCA OH DEDİM”

Konuklardan Ali Kaya’nın, Şeker Ailesi’nin Zonguldak’ta kurduğu çivi fabrikasıyla ilgili anılarını anlatmasını istemesi üzerine Şeker, Zonguldak’ta yatırımcı olmanın ne kadar zor olduğunu anlattı. Zonguldak’ta yıllar önce kurdukları çivi fabrikasıyla ilgili o dönem çok sorun yaşadıklarını belirten Hüseyin Şeker, bir gece fabrikanın sele kapıldığını anlatırken; “Oh be! Fabrika kapandı bende kurtuldum. Fabrikanın makinelerini de sattık ve böylece sona erdi.

FİNALDE YAPTI  YAPACAĞINI

Hüseyin Şeker eşi Afet Hanım ile tanıştığı günü anlatırken duygulu anlar yaşadı. Şeker söyleşinin sürprizini ise son bölümde yaptı. Eşi Afet Hanım için son günlerde gizli gizli yazdığı şiirini okuyan Hüseyin Şeker’i dinleyenler arasında özellikle kadınlar göz yaşlarını tutamadı.

İşte o şiir;

Seni sevdim (eşime)

Pınarlarda çağlayan berrak sular gibi

Denizlere akan aşık ırmaklar gibi

Toprakla sevişen yağmur gibi

Ulu tepelerde uğuldayıp esen yeller gibi

Seni sevdim.

Dünyada aşkın ebediyeti olan Tacmahal gibi

Karlı dağların erimeyen ak buzları gibi

Binbir peşine gelen grup  ve mehtap gibi

Takva sahibinin KABEsini sevdiği gibi

Seni sevdim.

Dillere destan efsane aşıklar gibi

Kayalarda durmaz öpüşen dalgalar gibi

Çiçeklere tohum taşıyan kelebekler, arılar gibi

Bereket yüklü bulutlardan çakan şimşek gibi

Seni sevdim.

Etrafını şevkat ve muhabbetle kucaklayan

AFET’im,

Sağlıkta ve huzur içinde yaşamanı dua ederim.

1960’dan buyana kahrını çektiğin kocan: Hüseyin Şeker

Zonguldak Nostalji-2021

Editör: TE Bilişim