Merhaba değerli okurlarım, bu cumartesi Zonguldak’ın Kalemi adlı köşemi yoğun programım sebebiyle yazamadım. İstanbul’da Zonguldak Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği’nin kongresinden canlı yayın yapmaya gitmiştim. Bu cumartesi Zonguldak’ın Kalemi’nde sizlerle buluşmayı umuyorum.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) geçtiğimiz haftasonu gerçekleşti. ÖSYM verilerine göre 2 milyon 607 bin 903 aday sınava katıldı. TYT -  AYT derken Türk eğitiminin “Gazi Koşusu’nu” geride bıraktık.

Sınava 15 dakika kuralı ile alınmayanların hallerini de sosyal medyada gördük. Sınavlardan sonra yıkılanları, ağlayanları gördük… Eğitimciler, bu seneki eğitim ile sınavı kıyasladıklarında sınavın çok zor ve kesinlikle öğrencilerin seviyesinde olmadığını söylüyordu.

Yazık değil mi gençlere, emeklere diye sormak geliyor içimden ama asıl mesele üniversiteden sonrası. Çünkü herkes bir şekilde bir üniversite kazanabiliyor, diploma alabiliyor.

Bireysel Başarılar Çağı

Bitirince ne olacaksın? Ne çıkacak şimdi senin çocuk bitirince? Gibi sorulara hepimiz aşinayız. Benim çocuk kaymakam olacak, bankacı olacak, mühendis olacak, öğretmen olacak…

Olacak mı?

Bütün mesele tam olarak burada başlıyor. Evet, eğitimler bunun üzerine. Belki de tüm hayat hazırlığı da bunun üzerine ama ne yazık ki işler günümüzde öyle gelişmiyor.

Devletten özel sektöre artık her şey torpil ve tanıdığa endekslenmiş durumda. Kadınlar için bu durum daha da zor. Cinsel taciz gün geçtikçe artıyor, iş yerlerinde ve iş arayışlarında. Birçoğunun yaşadığını ne duyuyoruz ne biliyoruz.

Diplomalar için kağıt parçası diyor, birçok büyük şirketin CEO’su insan kaynakları müdürleri… Peki, önemli olan ne, ne yapmak gerekir?

Gençlerin bireysel başarıları günümüzde büyük önem taşıyor. Başarı demişken de bir şeyler kazanmak falan değil. Kendisini satmak, gençliğini yaşayamamak. Mesele tecrübe… Garsonluk için bile tecrübe soruyorlar, tecrübem var diyorsun; bu tecrübeyi isteyip bu kadar mı para veriyorsun sorunu büyüyor.

Staj yapmak bir gereklilik, hem profesyonel ilişkileri geliştiriyor hem de üniversite öğrencisinin yönelmek istediği alanı seçmesine katkı sağlıyor.

Kısa yoldan, kolayca bir şeyler kazanmak; bir sonraki evreyi yaşamak istiyoruz ama bütün yollar kapalı. Bu sistemde, bu çağda birkaç adım atabilmenin tek yolu aile desteğiyle, fırtınaya karşı yelken açıp düşük ücretli iş gücü olmak ya da modern köle diğer bir adıyla stajyer.

Stajın bir diğer faydası da erken yaşta kariyer planına katkı sağlamasıdır. Büyük umutlarla girdiğiniz bir okuldan, bu işi mi yapacağım diyerek vazgeçme, tekrar deneme şansınız olabilir.

Hazır üniversite sınavları yapılmışken biraz da bundan bahsedelim.

Günümüzün furyası üniversite mezunu olmak! Evet, üniversite okumak önemlidir. Bir gencin kendini tam anlamıyla hayata hazırlayacağı bir yerdir üniversite. Ancak doğru yerlerde okunmalı. Bazı bölümleri bunun dışında tutuyorum, diplomasının hala değerli olduğu bölümleri…

Size bir şey katmayacak ve ufkunuzu küçültecek şehirlere gitmeyin. Para ve zaman israfı olur. Kendinizi çok iyi donatmanız gerekir ki bunu CV’nizde (özgeçmişinizide) ortaya koyup muhtemelen İK’nin gözüne sokamazsınız. Çünkü önce üniversite adı…

Okumak için okumayın. Hayalini kurduğunuz bir kariyer planı yoksa büyüklerinize, hayatı ve gidişatı takip edenlere sorun. Gelecek 5 senede neler olacak? Nerede, nasıl gelişmeler olabilir? Bu sorular aslında ülkenin de yatırım planlarıdır. İhtiyaç duyulacak alanlara yönelin. Bugün direkt istihdam yaratan bölümler belki 5 sene sonra, diplomalı işsizler mezun edecek…

Zonguldak için Filyos Projesi’ni takip etmekte fayda var. Ciddi bir istihdam sağlayacak bölgede ve nitelikli iş gücü ihtiyacı var.

Bir başka tavsiye

Yukarıda demiştim herkes okumak zorunda değil. İyi bir plan ve yönelimle birçok üniversite mezunundan daha iyi konuma gelebilir gençler. Küçük şehirlerde birçok meslek ölüyor. Çırak yetişmiyor ve ustalığı öğrenecek kişiler de alttan gelmiyor. Yıllar içinde ne tesisatçı kalacak ne araba tamircisi… Bu sektörlere de liseden sonra yönelebilir gençler.

Hatta gençler Çıraklık Eğitim Merkezi (Mesleki Eğitim Merkezi) kanalıyla birçok iş koluna yönelebilir ve hem meslek öğrenirken hem de lise diploması alabilir. İşveren için de maddi teşvikler söz konusu…

Çıraklık eğitim konusu uzar da uzar. Daha sonra detaylıca konuşuruz.

Katarlı gençler sınavsız tıp ve eczacılık okuyacak-mış!

Sosyal medya yine yerinde bir zamanda bu haberle çalkalandı. Türk gençleri sınav stresini doruğa çıkarmışken 25 Haziran’da  Katar ile imzalanan protokol Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu protokolden yola çıkarak Katarlı gençlerin Türkiye’de yoğun talep gören bölümlerden bazısına sınavsız gireceği iddia edildi.

Protokol ne diyor diye resmi gazeteyi inceledim. Evet, Katarlı gençler Türkiye’de o önemli bölümlere sınavsız girecek ama bazı Katarlı gençler! Bahsedilen protokol aslında askeri işbirliği protokolü yani askeri Tıp, eczacılık… gibi bölümleri okuyan Katarlı askeri öğrenciler Türkiye’de misafir öğrenci statüsünde ders alabilecek. Aynı şekilde Türk askeri öğrenciler de Katar’da aynı bölümleri okuyabilecek. Kısaca her isteyen değil, Katarlı ve Türk askeri öğrenciler bunu yapabilecek.