Siyasetçilerimiz her konuyu en iyi bilenlerdir.
En çok onlar bilir.
Onların aklı varken başka akıllara pek gerek yoktur.
İl başkanlarımız.
İlçe başkanlarımız.
Belde başkanlarımız.
Belediye başkanlarımız
Parti yöneticilerimiz.
İlgili daire müdürleri.
Ya çok şeyi biliriz ya da etliye sütlüye karışmamayı yeğleriz!
Biz gazeteciler de öyle ama!
Asıl karar vericilerin durumu önemli.
Kimi zaman tahminler çalışır.
Kimi zaman göle maya çalarlar.
Kimi takıntısından kurtulamaz.
Kimi öfkesine yenilir.
Herkes mühendis.
Çoğumuz en fazla bilen.
Eeee elbette bu kritere uymayan ortak aklı çalıştıranlar da var.
Yok değil!
Ama!
Bunların çoğu fikir kabul etmez, zamanı en doğru şekilde kullanmayı bilmez.
Ama her şeyi bilir.
Hatta her şeyi en çok bildiğini zannederken seçimde tumba olan isimlerdir bunlar.
Bazıları gerçekten mühendistir.
İnşaat.
Makine.
Elektrik.
Kimya.
Hülya.
Strateji.
Sağlık.
Halkla ilişkiler.
Falan- filan gibi işte!
Ama toplum mühendisi olamazsan diğer mühendislik dalları bazen işe yaramaz hale gelir.
Toplum mühendisliği öyle üniversitelerde falan okutulmaz.
Bu toplumun duygularına dokuna dokuna mezun olabilirsiniz.
Eğer!
Bugün Zonguldak siyasetinde, siyasi parti, devlet kurumu veya özel kurumlarda görevler aldıysanız ve toplum mühendisliğiniz yok ise bu şehrin insanlarını anlayamadan tumba olursunuz!
Ne yazık ki bu durum çok acı gerçekler doğuruyor.
Bunca seçilmiş veya diğer isimler toplum mühendisliği konusunda sınıfta kaldıklarından siyasi veya dernek ömürleri kısa oluyor.
Bazıları da işte ite kaka!
Diyeceğim o ki!
Türkiye geneline gitmeyelim.
Zonguldak’ta kalalım.
Sosyal zekanız yoksa.
Toplum mühendisi olamadıysanız.
Zorlama pozlar ile sokağa inemezsiniz!
Timsah gibi sırıtır mesele!
Kaldı ki bu haller hem size eksi yazar hem de kente.
Kısaca hepimize!
Belki de yapılan en büyük hatalardan biri bu!
Sokaktan.
Halktan.
Vatandaştan kaçmak!
Şahsileştirmeden genel ve önemli bir sorunu yazmaya çalıştım.
Burun kıvırmadan ne dediğimizi anlamaya çalışanlar makas değişikliği yaparsa belki faydası olur!
Sonradan ne kadar faydası olacaksa!
Ha bu arada son sözümüz şu olsun!
Çevrenizdekiler size sürekli olarak yaptıklarınızla ilgili övgü getiriyor veya susuyorsa bilin ki sizi kullanıyorlar veya sizden korkuyorlar!

Altın yumurtlayan doktor!
Başlık ile anlatacağımız durum pek örtüşmüyor gibi dursa da Çaycuma’da görev yapan kadın doğum doktoru arkadaştan bahsedelim.
İnsanların parası var mı yok mu diye bakmaksızın doğum için farklı bahanelerle para isteyen kardeşim.
Whatsapp yazışmalarında insanlara parayı nasıl bulmaları gerektiğini anlatırken bazı yazışmaları silen kardeşim.
Parası olan versin.
İsteyen doktoruna hediye getirsin.
Vermek isteyen nasıl isterse öyle versin.
Ama zor durumdaki insanlardan sezeryan veya başka gerekçeyle imalı istekler neyin nesi!
Para varsa para.
Para olmazsa bir küçük altın!
Bu işleri bırakalım sevgili hocam!
Bana isim sormanıza gerek yok.
Çaycuma zaten biliyor!

Ona atar buna çatar!
Bizim Zonguldaklı iktidar partili siyasetçiler dert yanıyorlar.
Muhalefetten dert yanıyorlar.
STK’lardan dert yanıyorlar.
Biz gazetecilerden dert yanıyorlar.
Nefret dili, söylem veya eleştirilerden dert yanıyorlar.
Kesinlikle çok haklı oldukları yönler var.
Ama!
Kusura bakmayın!
Zonguldak’ta bugün hakim olan ortamın yaratılmasında çok büyük emekleriniz oldu!
Ona atar, buna çatar yaparsanız bu kabak dönüp dolaşıp sizin başınızda patlar!
Ne ektiyseniz onu biçiyorsunuz!
Sonra da yaptıklarınızı bile anlatamıyorsunuz!
O kadar çaba gösteren sizler için çok acı bir duruma aslında!
Ama göremiyorsunuz!

MAKZON bitti!
MAKZON çok tartışıldı.
İçeriğinden çok kurulmak istenen yer tartışıldı.
Proje denildiği gibi sağlamsa başka yere de yapılabilir.
Ancak Üzülmez için defter kapanıyor.
Bilirkişi raporu olumsuz.
Bu saatten sonra MAKZON için başka yer bakmak kaçınılmaz olacak.


CEPHEDE  
Aslında ben daha güzel ölürdüm  
arka bahçede askercilik oynarken   
tahta tüfeğimle toprağa uzanır  
annemin sesiyle doğrulurdum hemen  
-Çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!  
Yerdeyim yine bak anneciğim  
n'olur kızma adımı çağır  
Sunay AKIN