Geçtiğimiz yıllarda iktidar partisinin Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır’ın da aralarında olduğu ilçe başkanları, STK’lar; “Ereğli İl olsun” kampanyası başlatmıştı.
O günlerde hepsiyle canlı yayınlarda konuştuk.
Yıllardır gündeme gelen ama gerçekleşme ihtimali bu şartlarda pek mümkün olmayan bir istekti bu.
*
Son olarak Ereğli Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Halil Posbıyık alternatif sundu.
“Ereğli’yi il yapın. İl yapmıyorsanız Düzce’ye bağlayın”
Halil Posbıyık eskiden beri polemik ustasıdır.
Kuyuya bir taş atar ve 40 kişi o taşı çıkarmak için uğraşır.
*
Söz konusu bir eleştiri veya talep ise bizler de bu konuyu çok yönlü olarak ele alırız.
Soru sorarız.
Farklı görüşler alırız.
İşimiz bu.
Konuşan konuşur konuşmayan konuşmaz.
*
Bu açıklamaların ardından da hem Ak Partili hem de CHP’li siyasetçilere sorular yöneltiyoruz.
Hatta sayfamızda bir anket hazırladık. Siz de katılabilirsiniz.
Geçen dönem yapılan toplantıların başını çeken isimlerden biriydi Ak Parti İlçe Başkanı Fatih Çakır.
Mevcut İlçe Başkanı Saffet Bozkurt ise daha akıllı çıktı!
Israrlı sorulara karşın konuşmak istemedi.
Topa grip siyasi anlamda Posbıyık’a prim vermediğini düşünebilir.
*
Bunlardan biri de CHP’nin İl Başkanı Murat Pulat.
Arkadaşlarımızın ısrarlı sorularına karşı konuşmadı.
Ama Posbıyık’ın gazabından korktu ama susmanın en güzel kaçmak olduğunu çabuk öğrendi!
*
Çok daha fazlası var.
Bir siyasetçi böyle zamanda konuşmayacak ise ne zaman konuşacak.
“Bizim siyasetçilerimizin çoğu bostan korkuluğu”  yazınca da kızıyorlar.
*
Geçmişte diğer tüm ilçe başkanlarına, TSO ve diğer STK’lara, bugün ise Halil Posbıyık’a bunu söyleten nedenlere bakmak lazım aslında.
Mesele il olmak değil.
Mesele Ereğli’nin böyle düşünmesine, siyasetçiden çok halkın bir kısmının bunu istemesine iten nedenler.
*
Sonuç olarak bölünmek bu saatten sonra çok büyük hata olur.
Ancak Ereğli ve Alaplı diğer ilçelerimiz gibi üvey evlat muamelesi görmemeli.
Ve sevgili milletvekillerimiz.
Eskiler.
Yeniler.
Yeni seçilecekler.
Bu tarafta Filyos Bartın’a, diğer tarafta Ereğli Düzce’ye bağlanmak istiyor veya şakası bile olsa bu mesele gündeme gelebiliyorsa bunun nedenleri sizlersiniz?
Kentin onca asıl meselesi varken bizim uğraştığımız işlere bakın hele!

Veli Köktürk meselesi
Kemal Gümrükçü’nün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nden Bayburt'a atanmasının (sürgün edilmesi) ardından aynı kurumda şube müdürlüğü yapan Veli Köktürk vekaleten il müdürü olarak görevlendirildi. Veli Bey bu kurumda politik anlamda haksızlıklara uğramış bir kardeşimizdir. Çok önemli bir detay paylaşmak gerekirse Gümrükçü ve tayfası kendisinden korkmak yerine sorumlulukları samimiyetle paylaşabilse, ötekileştirmeye çalışmak yerine kucaklaşmayı sağlayabilselerdi Kemal Bey hala Zonguldak’ta olurdu!
Pek çok kurumda değişim şart.

Yaşar Karaman meselesi!
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi yöneticilerinden ve Zonguldak Yeniceliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Yaşar Karaman’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Zonguldak İl Müdürü olarak atanmasının ardından; “Nasıl yani?” diyenler var. Normaldir. Yaşar Karaman yıllardır hem Ak Parti içinde hem de hastane yönetimi içinde hem çok sevildi hem problem olarak görüldü veya gösterilmek istendi. Karaman oysa önce mühendis. Doğal olarak çalıştığı kurumda üst düzey görevler almak istiyordu. Mesela Müdür Yardımcılığı. Sosyolojik anlamda kesinlikle incelenmesi gereken bir durum çıktı ortaya. Şu veya bu nedenler ile sürekli olarak önü kesilen, şikâyet edilen Karaman, İl Müdürü olarak geliverdi karşımıza. Yani Karaman’ın önünü kesmeye çalışanlar kendisini zorla İl Müdürü yaptı. Karaman, kurum ve mevzuatlarına uzak olabilir ama onu çözecek mühendislik kendi elindedir. Hayırlı olsun. Başarılar. 

Çolakoğlu – Kantarcı- Kamitoğlu
Ak Parti Milletvekili Ahmet Çolakoğlu medya üzerinden konuşmayı pek sevmeyen biri ancak bu kadar uzak kalması da pek doğru değil. Bizler ilk günden beri örneğin Çaycuma ölçeğinde CHP’li Belediye Başkanı Bülent Kantarcı ile Çaycuma’dan siyasete giren Ak Partili Milletvekili Ahmet Çolakoğlu’nun hep uyum içinde ve samimiyetle çalışmasını savunduk. Buna TSO Başkanı Zekai Kamitoğlu’nu da eklediğinizde harika bir performans çıkabileceğine dikkat çektik. Her ne kadar basına yansımasa da kısmen de olsa bu dayanışmayı görüyoruz. Siyaset ve siyasetçi kucaklayarak, empati yaparak büyür. Çolakoğlu ilerleyen dönemlerde çok daha aktif olacak ve vadide ki hakimiyetini arttıracaktır. 

Ah kaynana kaynana!
Allah gelinin, damadın, kaynananın hayırlısını versin! Bu kaynana var ya bu kaynana siz onu bilmezsiniz. Çaycumalılar çok iyi bilir! Bakın burası çok önemli. Demedi demeyin. Bu kaynana paralar gelmezse kızının başını, dediği olmazsa damadının başını yer!