Zonguldak’ın sevilen isimlerinden genç edebiyatçı, köşe yazarı ve Mutlu Çocuklar Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Tansu Yıldırım’ın 2. kitabı “Çirkin Yazar Güzel Sever” yayınlandı. Öküz Çarpması adlı kitabının ardından Çirkin Yazar Güzel Sever kitabını da yayınlayan Tansu Yıldırım soruları yanıtladı.
Edebiyat, köşe yazarlığı, dernek çalışmaları ve siyaset nasıl enerjin yetiyor?
( Gülüyor ) Esasında öyle de aman aman yaptığımız bir şey yok; elimden geldiğinde kendimce çaba gösteriyorum. Malum biz her sabah ant içerek büyüdük, tüm mücadele, bütün koşturmacanın temelinde “ Cennet vatanımıza hizmet “ fikri yatıyor.
Çevrende sevilen, fikirlerine ve çalışmalarına önem gösterilen biri olma sebebin nedir? İnsanlar mücadeleni mi, kalemini mi neyini seviyor?
Öncelikle yaptığım mücadelenin samimiyetini ve gerçekliğini biliyorlar. Her zaman her koşulda şeffaflık ve gerçeklikten yanayım. Bazıları bunu biraz geç fark etse de mücadelemiz, tutarlılığımız, memleket sevgimiz ve tabii ki de kalemimiz etkili oluyor. Ayrıca kalemimin daha doğrusu anlatım tarzımın edebiyata ilgili, bu konuda bilgi sahibi kişiler tarafından beğenildiğini de duymuyor değilim. İşin ehli, okullu ve ilgili insanlardan bunu duymak harika bir şey.
Nedir bu Çirkin Yazar Güzel Sever, okuyucuya ne anlatmaktadır?
Korona’nın hepimizi eve hapsettiği dönemde başlangıcını yapıp koşturmaktan fırsat bulamadığım kitabımı yazmaya devam etmeye başladım. Sevgisizliğin dayatıldığı dünyada sahipsizliğine inanarak yasadığı coğrafyalarda ( Zonguldak ) değişen insan ilişkilerinden ve G.D.O’suyla oynanmış̧ duygusal değerlerden dem vuran 'Coğrafya Kaderdir' sözüne kafa tutmaya çalışan psikolojik bir rahatsızlığı olan bir yazar adayının yasadığı güncel olaylarla kavrulmuş̧ bir hayata tutunma mücadelesini kendimce kaleme almaya çalıştım.
Bu kitabı okuyanlara hangi hislerin geçmesini istiyorsun? Sen asıl olarak neyi anlatmanın derdindesin?
Öncelikle kitabı okuyanlar mutlaka kıyısından köşesinden dahi olsa kitapla bağlantı kuracaklar. Kitabın içinde bir yerlerde kendilerini görecekler. Kitabın derinlerinde bir şehrin sahipsizliğini ve insan ilişkilerindeki duyguların değiştiğini damarlarına kadar hissetseler de bu kadar olumsuzluğa rağmen pes edilmemesini ve hala umudun olduğunu hissettirmek istiyorum. Daha çok nerede, nasıl yanlışlar yaptığımızı görüp bunlardan ders çıkararak pes etmeden sonuna kadar mücadele etmek gerektiğini anlatmanın derdindeyim. Biz her ne kadar “ Umut “ dediğimizde bazıları bunu “ Unut “ diye geçerli kılsalar da son nefesimize kadar yılmadan mücadele etmek gerektiğini anlatmaya okuyucuya ulaştırmaya çalıştım.
Biraz da Mutlu Çocuklar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneğinizden bahsedelim, nedir bu MuÇoDer?
Öncelikle MuÇoDer Türkiye’nin en sempatik en akılda kalıcı dernek isimlerinden biri ( Gülüyor ). Biraz ayrıntıya inip kısa ve net bir şekilde cevap vermek gerekirse MuÇoDer dernek tüzüğümüzün 2. Maddesinde çok güzel anlatılmıştır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir. “ sözünde vurgulanan görevi yerine getirmek amacıyla kurulmuştur.
Okuyucularımız için biraz dernek çalışmalarınızdan bahsedebilir misin?
Öncelikle bu soruya cevap vermeden unutamadan dernek kurucularımıza ve halen yönetiminde görev alan yöneticilerimize ve üniversitedeki gençlik ekibimize çok ama çok teşekkür ediyorum. Hepsinin ayrı ayrı emeği var; hepsine şükranlarımı sunuyorum. Biz derneğimizi kurar kurmaz 50 gün içinde 3 köy okuluna gidip boya, badana, düzenleme, etkinlik gibi çalışmalarda bulunduk. Üstelik biri Kozlu’da biri Çaycuma’da biri de Merkez ilçeye bağlı köy okullarıydı. Ayrıca özel rehabilitasyon merkezinde birkaç kez etkinlik yaptık. Engelliler gününde, yılbaşında ve sevgililer gününde en değer verdiğimiz kardeşlerimize gittik. İlk aklıma gelenler bunlar daha çok etkinliklerimiz oldu ve asıl bahar dönemine sakladığımız proje ve etkinliklerimiz ne yazık ki dünyayı kasıp kavuran pandemi yüzünden ertelenmek zorunda kaldı.
Pandemi döneminde hiçbir çalışma yapamadınız mı?
Pandemi döneminde okul ve öğrencilerle ilgili projelerimizi gerçekleştiremedik sadece. Yoksa ö dönemde gücümüz yettiğince ihtiyaç sahibi ailelerimize gıda yardımında bulunduk. Çaycuma’da doğuştan rahatsızlığı olan minik kardeşimiz için bazı çalışmalarda bulunduk. Daha yeni ihtiyaç sahibi kardeşlerimize elimizden geldiğince bayramlık hediye ettik. Son olarak da bu ara doğuştan bir engeli olan bir kardeşimiz için çalışmalar yapmaktayız. Muayene sürecini başlattığımız kardeşimizin ameliyat olması gerekiyor. Yakın zamanda tedavi süreci takvimi netleştiğinde gerekli izin ve işlemleri yapıp kardeşimiz için bir kampanya düzenleyeceğiz.
Yakın zamanda Kozlu şubeniz açıldı, daha yeni şubeler de var mı?
Söylediğiniz gibi bu süreçte Kozlu Şubemizi açtık. Devrek, Gökçebey, Ereğli ve il dışından bazı il ve ilçelerle şube konusunda görüşmeler yapmaktayız. Her şubenin açılması bizi çok mutlu ediyor tabi ki de il dışındaki yerlerle şube konusunun konuşulur hale gelmesi bizi çok daha fazla mutlu ediyor ve gururlandırıyor. Daha bir senemiz bile dolmadan hem de son 5-6 ayın pandemi dönemi olmasına rağmen il dışına kadar ulaşabilmenin gururunu sizlere anlatamam.
Son olarak siyasi çalışmalarınıza değinelim. Siyasi hedeflerin var mı? Son olarak bize bunlardan bahseder misin?
Attığım her adımda, yeni çıkardığım kitabımda, derneğimizin tüzüğünde, yazdığım her satırda, ettiğim her kelamda “ İYİ BİR MEMELKET VE GELECEK “ düşüncesi barınmaktadır. Yaptığımız işlerden sonra halkımızın desteğini ve teveccühünü almak tabii ki de çok güzel olmakla beraber bu teveccühte tüm yol arkadaşlarımın, ailemin, dostlarımın, arkadaşlarımın hepsinin payı vardır. Yoksa Tansu tek başına hiçbir şeydir. Siyasete gelirsek öncelikle ben siyaset eğitimi almış, Atatürk ilke ve inkılaplarına koşulsuz bağlı sıkı bir Türk Milliyetçisi biriyim. Memleketimizi, bayrağımızı, İstiklal Marşımızı, tarihimizi, Zonguldak’ı ve doğduğum – büyüdüğüm Muslu’yu çok seviyorum. Aynı zamanda siyaseti de çok seviyorum yalnız yalan söyleme sanatı olmayan siyaseti, insanların duygu ve gelecekleriyle oynanmayan siyaseti. Bu kapsamda içinde yaşadığım coğrafyadaki ve mensubu olduğum İYİ Parti’ nin beni uygun gördüğü, bana layık gördüğü, yeterli olduğumu düşündükleri her görevi seve seve yapar sonuna kadar mücadele ederim. Biraz politik konuşmuşum gibi geliyor olabilir ( gülüyor ). Yalan yok doğru ve uygun zaman geldiğinde önce doğduğum beldeme sonra da şehrime hizmet etmek istiyorum. Şimdilik bu kadar söyleyebiliyorum; ben mücadeleden vazgeçmem yeter ki bana hedef olsun ( gülüyor) Kaybetmelere de alışkınım, kayırılmalara da, düşmelere de, haksızlık ve adaletsizliklere de, tekrardan başlamaya da; anlayacağınız çabuk vazgeçmiyorum. Kurtuluşa dek mücadeleye devam diyorum.






