CHP Gökçebey örgütüyle ilgili tartışmalar ve polemikler devam ederken ilçenin tanınmış ve sevilen siması Sadi Uyar, tartışmaların partiye zarar vereceğini belirterek; “Görev verilirse hazırım” dedi.
İŞTE SADİ UYUAR’IN O AÇIKLAMASI
“1992 Yılında Zonguldak il başkanı Ali Osman Odabaş ve Bartın il Başkanı Hasan Akyol’un direktifleriyle kurucu ilçe başkanlığı yaptığım Cumhuriyet Halk Partisinde bugün de yolumuzda devem ediyoruz.
Bu bağlamda bizim adımıza il başkanlığını telefonla arayarak hakkımızda gelişi güzel kelam edenlere birkaç kelime yazmak isteriz.
Dostoyevski’nin dediği gibi “Sırf kalp kırmamak, kendime yakışanı yapmak için cevap vermediğim herkes, kendini haklı zannetti”
Şimdi onların aslında çokta haklı olmadıklarını biraz irdeleyelim istiyorum:
• CHP ilçe başkanlığından istifa edip partiyi ilçe başkansız bırakarak görevde olan CHP li belediye başkanının seçimi kaybetmesine biz mi sebep olduk.?
• Yerel seçimlerde CHP li belediye başkanını ve il genel meclis üyesini beğenmeyip AKP li belediye başkanına oyu veren bizmiydik.?
• Genel başkanımın Cumhurbaşkanı adayını beğenmeyip partiden istifayı biz mi ettik.?
• Demokrasiden bahsedenler gibi kapı kapı dolaşıp delegenin oyuna ipotek mi koyduk.?
• Özgürlükçü ve çoğulcu Demokrasi hedefimiz deyip de Çoğunluk demokrasisinden yana değiliz bizler partiye şu gelmesin işte şununla konuşma diye avazımız çıktığı kadar bağıranlar bizmiyiz.?
• Cumhuriyet Halk Partisinden belediye meclis üyesi seçilince soluğu akp binasında alanlarda biz değildik..?
Burada birçok örnekler sayabilirim bizim gayemiz Cumhuriyet halk partisinin yönettiği Türkiye’de ve ilçede yaşamak istiyoruz. Sizin bunu anlamanız zor.
Cumhuriyet Halk Partisi Gökçebey ilçe başkanı istifa etmiştir. Eğer Partim bana bir görev verirse ben her şekilde bu göreve hazır olduğumu bildirmek isterim.
Partimin kararının arkasındayım. Partim bu arada kimi ilçe başkanı gösterirse o yine benim başkanımdır saygı duyarım.
Çünkü zaman birleşmeden yanadır, tek gayemiz partimizi iktidara taşıyabilmektir. Bu anlamda üstüme düşen ne görev varsa onurla yaparım.
Sözün kısacası;
Parti içi demokrasiyi yaşatmak istiyorsak adil, dürüst ve ilkeli olmalıyız ve parti için çalışmak isteyenlerin önünü kesme çabasının demokrasiye vurulacak bir darbe olduğunu da aklımızdan çıkarmamalıyız. 
Parti içi karalama kampanyasının partimize ne kadar zarar vereceğini öngörmeli bunun partimizi küçük düşüreceğini unutmamalıyız.
Tüm bu açıklamaları yaparken aslında partim adına üzülmüyor değilim ama parti içi demokrasi bu olsa gerek: bu anlamda anlayışla karşılanacağımı umut ediyorum.
Saygılarımla.”

Editör: TE Bilişim