Yeşil Yeşil Sol Parti Zonguldak il Başkanı Ali Topaloğlu 1 Mayıs nedeni ile bir mesaj yayımladı.

Topaloğlu açıklamasında “1 mayıs’ta bu gidişe hep birlikte dur diyerek baskısız, insan onuruna yaraşır bir çalışma ve yaşam için el ele vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Topaloğlu’nun açıklaması şu şekilde:
“Süregelen sorunları daha da görünür kılan küresel salgın süreci en çok emekçilerin haklarına yönelik saldırılara sahne oldu. Kapitalizmin doğasından kaynaklanan, toplumu ve doğayı tahrip eden kriz, Covid 19 pandemisiyle derinleşti. Bu süreçte iktidar, halkın ve emekçilerin değil, yine her zamanki gibi sermayenin çıkarlarını gözetecek düzenlemeler yapmaktan geri durmadı. Ülkenin bütçesi sermaye gruplarına peşkeş çekilirken emekçiler, hastalık veya açlık seçenekleriyle baş başa bırakıldı. İktidarın sağladığı avantajlar sayesinde sermaye, salgın krizini fırsata dönüştürürken, sağlık hakkına dahi erişemeyen emekçiler kitlesel ölümlere mahkûm edildi. Salgın fırsatçılığı emek sömürüsünde sermayeye yeni olanaklar yaratma çabasına dönüştü. Evden çalıştırma, daha az işçiyle daha çok üretim, yemek ve yol paralarının kesilmesi, dinlenme zamanının kısıtlanması, haftalık çalışma saati ve ücretlerin belirsiz hale gelmesi, kod 29 ile işçilerin tazminatsız işten çıkarılması, sağlık emekçilerinin hayati tehlike altında çalışmaya zorlanması sermaye için yaratılan olanaklardan sadece bazıları. Salgında esnek ve güvencesiz çalışma her zamankinden daha çok yaygınlaştırıldı.

Emekçiler gün geçtikçe iş güvencesinden ve güvenli çalışma koşullarından daha çok mahrum kalıyorlar. İşçiler hayatlarını riske atarak ağır koşullar altında çalışmak zorunda kalmakta, göçmenler ucuz ve kayıt dışı istihdamın öznesi haline gelmekte, kamu emekçileri keyfi uygulamalara maruz kalmaktadırlar.

Tüm yaşam alanlarımız ve doğa ağır bir saldırıyla karşı karşıya. Her şeyi metalaştıran kapitalizmin bu vahşi saldırılarından doğa da nasibini fazlasıyla almakta. Giderek bir krize dönüşen ekolojik tahribatın boyutu Covid 19 salgını ile daha çok görünür oldu. Çevre ve doğal yaşam korunmadığı sürece insanlığın bundan sonra da Covid 19 benzeri başka virüslerle karşılaşması ve bu tür hastalıkların artmaya devam etmesi kaçınılmazdır.

Bütün dünyada bugün adeta iki yüz yıl önceki vahşi kapitalizm koşullarına geri dönmüş durumdayız. Kapitalizmin emekçilere ve doğaya karşı saldırısı tek tek ülkelerde değil, bütün dünyada hız kazanıyor. Emekçilere ve onların kazanılmış haklarına yönelik merkezi, koordineli ve sistematik bir saldırı söz konusudur. Kapitalizm her gün daha fazla yıkıma, savaşa, ölüme yol açıyor. Yanı sıra Türkiye’de inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimi nedeniyle ülkemizde emekçiler açısından tablo her geçen gün daha da ağırlaşıyor. İnsanca yaşam talebiyle ülkenin dört bir yanında süren direnişler devletin bütün zor aygıtları devreye sokularak bastırılmaya çalışılıyor.

Bütün bu gelişmeler ekmek mücadelesiyle, demokrasi mücadelesini belki hiç olmadığı kadar iç içe geçmesi gerektiğini de açıkça ortaya koyuyor.

Pandemiye rağmen lebaleb dolu salonlarda kongrelerini yapan siyasi iktidar son kapanma kararıyla salgını bahane ederek 1 Mayıs’ı da yasak kapsamına aldı. Adına tam kapanma denilen ancak emekçilerin büyük bir bölümünün çalışmaya devam edeceği bu garip kapanma kararı da iktidarın emekçi düşmanı yüzünü bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bir yandan çarkların dönmesi için milyonlarca işçinin canı hiçe sayılarak çalışmaya zorlanırken, diğer yandan kapanma kapsamına giren emekçilere ise en ufak bir destek sunmaksızın kaderleriyle baş başa bırakılıyor.

Yeşil Sol Parti olarak biliyoruz ki 1 Mayıs’ın tarihsel anlamı, kapitalizmin vahşi sömürüsüne karşı işçi sınıfının direnişinde ve sermayeye verdiği görkemli yanıtta gizlidir. 1 Mayıs’ı birlik, dayanışma ve direniş günü yapan, işçi sınıfının sermayeye verdiği bu tarihsel yanıttır. Şimdi bu yanıtı yeniden ve daha yüksek sesle bir kez daha vermenin, iktidar bloğundan emek düşmanı politikalarının hesabını sormanın tam zamanıdır.

Emekçilerin Birlik Mücadele Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta;

Bu gidişe hep birlikte dur demek, baskısız, insan onuruna yaraşır bir çalışma ve yaşam için el ele vereceğiz!

Hukuksuzluğa ve keyfiyete son verip sosyal adalet, eşitlik, demokrasi ve barış için yan yana duracağız!

Hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını sağlayarak özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir ülkede yaşamak için omuz omuza vereceğiz!

Şehirlere ihanete, doğanın talanına son vermek için sermayenin bütün kötülüklerine karşı birlikte mücadele edeceğiz!

Yaşasın 1 Mayıs!”