Covid-19'a karşı direnci/bağışıklığı arttıran Vaxomed isimli bitkisel ürün geliştirdiğini iddia eden Dr. Güven Budak Covid-19’a yakalanarak hayatını kaybetti.
Fizyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürer Güven Budak Kovid-19 nedeniyle yoğun bakıma alınmıştı. Ancak koronavirüsü yenen Dr. Budak koronavirüs sonrası enfeksiyona bağlı komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetti.
Ankara Tabip Odası, sosyal medya hesabı üzerinden Doç. Dr. Gürer Güven Budak'ın ailesine ve sağlık camiasına baş sağlığı mesajı yayınladı.
Yayınlanan mesajda "Değerli meslektaşımız ve üyemiz Fizyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürer Güven Budak'ı Covid-19 nedeniyle kaybettik. Çok üzgünüz. Ailesine ve tıp camiasına baş sağlığı, sabır diliyoruz." ifadeleri kullanıldı.

2 HAZİRAN’DA YAYINLANAN HABERDE NELER SÖYLEMİŞTİ

Kovid ile mücadelede bitkisel ürünleri tavsiye ederek aşı olmayan Doç. Dr. Gürer Güven Budak 2 Haziran 2021’de yayınlanan haberde yeni geliştirdiği bitkisel ürünü anlatmıştı. İŞTE O HABER

Doç. Dr. Gürer Güven Budak, uzun yıllardır çeşitli bakteriyel ve viral ajanların tanı ve tedavisine yönelik çalışmalar yürüttüklerini, Dünya Sağlık Örgütü’nün COVID-19 pandemisini ilan ettiği dönemde ellerinde SARS CoV-2 hakkında çok sağlam bir bilgi birikimi olduğunu ve salgının daha ilk aylarından itibaren bu bilgi birikimi sayesinde çok hızlı biçimde yeni ve etkili bir formülasyon üretebildiklerini söyledi.

Bu süreçte kullandıkları temel aktif maddelerin polifenol-flavonoid yapıda moleküller olduğunu açıklayan Doç. Dr. Budak, son 1 yıldır yapılan in-silico moleküler yerleştirme (docking) analizlerinde flavonoidlerin SARS CoV-2 virüsü yüzey M proteazlarına güçlü biçimde bağlanabildiğinin bilimsel olarak ispatlandığını bildirdi.

Salgının başladığı ve yoğun ilaç araştırmalarının yapıldığı ilk dönemde, IBM süper bilgisayarı tarafından COVID-19 tedavisinde kullanılabilecek etken maddeleri tespit etmek amacıyla binlerce molekül üzerinde inceleme yapıldığını, bunlardan 47 molekülün virüs S (spike) proteinine bağlanma potansiyeline sahip olduğunun saptandığını ifade eden Doç. Dr. Budak, yapay zeka ve matematiksel modelleme yöntemi ile belirlenen bu etken maddeler arasında yer alan üç flavonoid molekülün (Luteolin, Hypericin, Quercetin) yeni geliştirdikleri formülasyonda da yer aldığını bildirdi.

Flavonoid moleküllerin hem virüsün konakçı hücre yüzeyinde bulunan ACE-2 reseptörlerine tutunmasını hem de virüsün konak hücre içine endozomal/non-endozomal yolla girişini engellediğini dile getiren Doç. Dr. Budak, “Güncel literatür bilgilerine göre polifenol-flavonoid moleküller yukarıda açıklanan antiviral etkilerinin yanında, hidroksil radikallerini ve süperoksit anyonlarını da ortadan kaldırarak güçlü antioksidan etki yapmakta ve inflamasyonda önemli rol oynayan mast hücrelerini stabilize ederek anti inflamatuar ve immün modulatör etki göstermektedir. Ayrıca damar endotelinde bulunan eNOS enzimi aracılığıyla damar genişletici ve pıhtı önleyici etki de yapmaktadır” dedi.

Yeni geliştirilen formülasyonun en önemli üstünlüğü; arttırılmış biyoyararlanım…
Polifenollerin antiviral-immün modülatör etkilerine yönelik olarak güncel literatürde çok güçlü bilimsel kanıtlar olmasına rağmen COVID-19 tedavisinde kullanılabilecek bir ürünün şimdiye kadar geliştirilememesinin en temel sebebinin, bu moleküllerin biyoyararlanımlarının çok düşük olması (%3-10), buna karşılık metabolizmalarının ise çok hızlı olmasıdır diyen Dr. Budak, oral yolla alınan polifenollerin mide asidinde fazla değişime uğramadan ince barsaklardan emildiğini, ancak biyoyararlanım düzeylerinin çok düşük olması nedeniyle hedeflenen etkin kan düzeyine ulaşmak için çok yüksek dozlarda alınması gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Budak, bu kadar yüksek dozlarda kullanıldığında polifenollerin sağlıklı kişilerde bile muhtelif organlar (karaciğer, tiroid, böbrek vb) ve sistemler üzerinde yan etkiler oluşturabileceğine dikkat çekti.

Buna karşılık yeni geliştirdikleri formülasyon içindeki aktif polifenol-flavonoid moleküllerin tümüyle doğal kaynaklardan izole edilip, saflaştırıldığını ve özel kimyasal yöntemlerle biyoyararlanımlarının arttırıldığını ifade eden Doç.Dr. Budak, bu sayede çok daha düşük dozlarda bile yüksek etki elde edebildiklerini ve ürünün güvenirliliğini arttırıp, yan etki risklerini azalttıklarını açıkladı.

Bağışıklık sistemini desteklemede güvenirliliği kanıtlanmış yeni bir alternatif
Viral solunum yolu hastalıklarında “bağışıklık sisteminin normal fonksiyonunu desteklemek üzere” geliştirilen bu yeni formülün Vaxomed® Plus adıyla ruhsat-marka tescilinin yapıldığını ve uluslararası patent başvuru sürecinin tamamlandığını belirten Doç. Dr. Budak şunları kaydetti: “Formüle eklenen üç değerli (ferrik) demir iyonları Vaxomed® Plus içindeki flavonoidlerin antioksidan ve bağışıklık destekleyici etkisini daha da güçlendirmektedir. Bu çoklu etkiler sayesinde Vaxomed® Plus, viral solunum yolu hastalıklarında sistemik olarak ortaya çıkan ve hastalığın seyrini kötüleştiren patolojik mekanizmaların kontrol altında tutulmasına yardımcı olmaktadır. Ürün üzerinde son 1 yıldır yürütülen pre-klinik invitro sitotoksisite-genotoksisite çalışmalarında ve deney hayvanlarında yapılan akut-tekrarlanan dozda oral toksisite çalışmalarında limit üstü dozlarda bile herhangi bir toksik etki, advers etki ya da yan etki saptanmamıştır.”

Doç. Dr. Budak, “15 yıllık bir AR-GE süreci sonucunda geliştirilen, preklinik toksisite testleri tamamlanan ve GMP-HACCP- ISO gibi yüksek kalite standartları kullanılarak üretilen Vaxomed Plus için aslında ilaç ruhsatı ön başvurusunda gereken tüm dokümanların hazır olduğunu söyleyebiliriz, ancak pandeminin yayılımı ve aciliyetini dikkate alarak, bu aşamada daha hızlı bir belgeleme süreci olan ‘Takviye Edici Gıda’ üzerinden ruhsatlandırmayı tercih ettik. Ayrıca Vaxomed Plus üretiminde kullandığımız aktif flavonoid yapıların FDA tarafından daha önce gıda takviyelerinde (dietary supplements) ‘Genel Olarak Güvenli Ürün (Generally Recognized as Safe – GRAS)’ kategorisinde değerlendirilmiş olması, bu kararı almamızda önemli bir etken olmuştur” dedi.

Vaxomed Plus’ın etkinliğini Covid-19 tanısı almış hekimler test etti
Preklinik testlerle güvenirliliği kanıtlanan Vaxomed® Plus’ın bağışıklık sistemini destekleyici etkisini klinik düzeyde tespit etmek üzere, COVID-19 tanısı almış hekimler arasında retrospektif nitelikte klinik bir gözlemsel çalışma yaptıklarını belirten Doç. Dr. Budak, bu çalışmanın ön sonuçlarını paylaştı. Buna göre bağışıklık sistemini destekleme üzere tek başına ya da mevcut tedavilere ek olarak Vaxomed Plus kullanan 219 hekimin %96’sı ürünü kullanmaya başladığı andan itibaren klinik iyileşmenin hızlandığını ve semptomların 2-3 gün içinde hafiflediğini bildirdi.

Bu hekimlerin %92’si klinik iyileşmede görülen bu etkinin Vaxomed Plus’tan kaynaklandığını ve kullandıkları dozlarda ürünün güvenilir olduğunu belirtti. Hekimlerin hiçbirisi diğer ilaçlarla herhangi bir etkileşimi beyan etmedi ve sadece 4 hekimde hafif sindirim sistemi şikayetleri ortaya çıktı. Raporlama aşamasında olan bu sonuçları desteklemek üzere, önümüzdeki aylarda geniş kapsamlı bir klinik araştırmanın başlatılacağını açıklayan Dr. Budak, Vaxomed Plus’ın 4 yaş üstü çocuklarda ve aşılı-aşısız bireylerde de güvenle kullanılabileceğine işaret etti.

Ürünün yurtdışı ruhsatlandırma hazırlıklarına başlandığını bildiren Doç. Dr. Gürer Güven Budak, Vaxomed Plus’ın üretim süreçleriyle ilgili olarak fikri mülkiyet, bilgi, teknoloji ve hammadde konusunda dışa bağımlı hiçbir unsurun bulunmadığını, bu durumun uluslararası rekabette ülkemize büyük bir avantaj sağlamanın ötesinde, COVID-19 pandemisinin kontrol altına alınması ve toplum sağlığının korunması çalışmalarına da önemli katkılar sağlayacağını söyledi

Editör: TE Bilişim