Özel İdare’nin son 10 yıllık satın almalarını, doğrudan teminlerinin incelenmesi şart.
Özel İdare’nin nasıl soydurulduğunu bazı tedarikçilerin- ihalecilerin nasıl ‘özel idare’ edildiğini o zaman daha iyi göreceğiz sanırım.
Asfalt satanından pense satanına, lamba satanından ampül satanına, betonu yanlış yere dökeninden boruyu döşeyenlere kimler hangi ürünü kaç liraya satmış?
Ahmet Karayılmaz döneminde tüm bu dosyalar açılabilir mi?

Zeki Tosun – Ömer Selim Alan – Yavuz Erkmen!
Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’ın İYİ Parti İl başkanı Yavuz Erkmen’i sert dille eleştirdiği açıklamalarında Ak Parti İl Başkanı Zeki Tosun’u işaret etmesi farklı yorumlara neden oldu. 
Geçmişte ikili arasında yaşanan sorunlar nötrize olmuş diye düşünürken Alan’ın, Zeki Tosun’un Erkmen’in açıklamalarına yanıt vermemesini hatırlatması “bundan sonrası tufan” şeklinde yorumlanabilir mi? 
Henüz erken  ama bu sürecin eninde sonunda varacağı yer kaçınılmaz gibi görülebilir. 
Ancak politikada anlık refleksler çok önemlidir. 
Aynı olayla ilgili Yavuz Erkmen’in de; “Yanıt vermesi gereken kişi Zeki Tosun’dur” sözleri alevlere benzin dökmekten farksız. Yavuz Beyin işine geliyor. 
Şunu da görmek lazım. Zeki  Başkan yapı itibariyle böylesi açıklamalar karşısında masaya yumruğunu vuran bir isim değil. Yani kendisinden Celil Uzun refleksi bekleyemezsiniz. 
Ama bunca açıklama olurken tepkisiz kalması da siyasi reflekssizlik. 
Şöyle düşünün mesela. 
Meral Akşener sağlı sollu vuruyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ellerini bağlamış duruyor.
Mümkün mü! 
Zonguldak’taki tablo biraz böyle. 
Erkmen’in bu kadar gündemde olması CHP içinde; “Nerede bizim İl Başkanı?” tartışmalarını alevlendiriyor. Hep derim. İyi insan, güzel insan olmak siyaset için tek başına yetmez. 

Ciro bazında kira
Zonguldak’ın ikinci AVM’si konumundaki Westalıfe’ın kira politikasını kutluyoruz. Pandemi döneminde alınan kararla tüm şartlar zorlanarak ciro bazında kira almaları alkışlanacak bir uygulama. Bu nedenle dükkanlar iş yapamasa bile açık kalabiliyor. Zonguldak bu süreçte kan ağlarken pek çok mal sahibinin kiralar konusunda bildiğini okumaya devam ettiğini gördük. 
Şu zor günlerde iş yapamaz duruma gelmiş, kilit vurmak zorunda kalmış işletmelere kira kolaylığı sağlanamaz mıydı?
“Yarısı senden, yarısı benden” denilemez miydi?
Örneğin.
Gazipaşa’da bir lokanta.
Kirası 8 bin lira.
Dükkan kapalı.
Mal sahibi kuruş indirmiyor?
Bunun gibi başka örnekler çok.
Ticari anlamda eyvallah ama insani anlamda sanırım bir kez daha sınıfta kaldık!

Önce kadınlar ve çocuklar!
Bu şehirle ilgili farklı politikalar yapılıyor.
Her siyasetçimiz kendi malını satmaya çalışıyor.
Belediye başkanlarımız kendilerine toz kondurmuyor.
Ucuz polemikler, içeriksiz muhabbetler, amaçsız çabalar.
Bu şehrin kadınları ve çocuklarına yönelik toplumsal projeler yok denecek kadar az.
Anneler, çocuklar, gençler ne çekiyor kafa yoran pek yok.
Her mahallede, her köyde ayrı dramlar var.
Kurumlar eksik, kurullar yetersiz, muhtarlar çaresiz.
Hikaye çok.
“Betona gömülmüş kafalardan bu şehrin kadınlarını ve çocuklarını anlamalarını bekleyemezsiniz!” dedi bir dostumuz.
Aynen öyle.
Acı bir durum.