Dünya coronavirüs salgınıyla boğuşuyor. İlk kez Çin'de görülen ve sadece birkaç hafta içinde tüm dünyaya yayılan Covid-19 virüsünün ne kadar kolay bulaşabildiği, ne kadar tehlikeli olduğu tüm televizyon kanallarında, internet üzerindeki haber sitelerinde ve sosyal medyada anlatılıyor. Türkiye de dahil olmak üzere, dünyanın tüm ülkelerinde her gün binlerce yeni vaka duyuruluyor, çok sayıda insan hayatını kaybediyor. Dünya tarihinde yüksek miktarlarda can kaybına neden olan çeşitli salgın vakaları mevcut ancak şu anda dünya üzerinde yaşayan hiç kimse daha önce böyle bir salgınla, bu denli büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalmadı...

Sizlere duyurulan vaka sayıları o ülkede virüse yakalanan herkesi yansıtmıyor. O sayılar sadece virüs taşıdığı tespit edilen kişileri gösteriyor. Henüz test yaptırmayan ve coronavirüs taşıyan insan sayısı, duyurulan vaka sayısının çok üzerinde olabilir! Bu ihtimali gözden kaçırmamak gerekiyor.

Bazı devletler tedbirini erkenden aldılar ve ülke çapında sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Buna rağmen salgını ancak bir ölçüde kontrol altında tutabiliyorlar. Hâlen çok sayıda yeni vaka görülmekte... Biz ise Türkiye'de biraz farklı bir uygulama yapıyoruz. 65 yaş üzerindeki insanlar için sokağa çıkma yasağı kararı alındı ancak diğer halk sadece "sokağa çıkmayın, evinizde kalın" şeklinde uyarıldı. Bu uyarıyı dikkate alan, virüs tehlikesinin ciddiyetinin farkına varabilenlerin sayısı sınırlı. 65 yaş üzerindeki insanların bile yasağa uymadıklarını görebiliyoruz...

İNSANLAR NEDEN SOKAĞA ÇIKIYOR?

Hastaneler ve eczaneler açık kalmak durumunda. Buralarda çalışanlar işlerine devam etmek zorundalar. Bankalar ve devlet daireleri için resmi kapatma kararı alınmaması nedeniyle, bu kuruluşların çalışanları da mecburen işlerine devam etmek durumunda kalıyorlar. Marketler ve gıda sektöründe hizmet veren firmalar da insanların mağduriyet yaşamamaları için; hayatlarını da tehlikeye atarak çalışmaya devam ediyorlar. Peki ya diğerleri?

İnsanların durumu ciddiye almamaları, sokağa çıkmaya devam etmelerinin en önemli sebeplerinden biri, diğer insanlar. Mağazaların açık olduğunu görüyorlar, birçok kişinin sokaklarda olduğunu görüyorlar ve "demek ki burada önemli bir tehlike yok" diye düşünüyorlar. Bu noktada sorumluluk hepimize düşüyor...

İŞYERİNİZİ BİR SÜRE AÇMASANIZ, ÖLÜR MÜSÜNÜZ?

Biz, kendi adımıza sorumluluk aldık ve mağazamızı kapattık. Virüs tehlikesi ortadan kalkana ve durum normale dönene kadar da açmayı düşünmüyoruz. Gördük ki insanlar bizim açık olduğumuzu görünce gelmeye devam ediyorlar. Diğer mağazalar da rakiplerinin açık olduğunu gördükçe, kendilerini işyerlerini açmak durumunda hissediyorlar. İşyerlerinin açık olması insanları da sokaklara çıkmaya teşvik ediyor. Durumun ciddiyetini kavramakta zorlanıyorlar...

İlk kıvılcımı biz oluşturalım, belki birileri bizden görür, bizim uygulamamızı kendileri de gerçekleştirir dedik; umarız öyle olur ve mağazalar kapanır, insanlar sokağa çıkmaktan vazgeçerler. Covid-19 virüsü şakaya alınacak bir virüs değil.

İşyerlerinizi birkaç hafta açmasanız ölür müsünüz? Belki kazanabileceğiniz bir miktar parayı kaybedersiniz, belki bir süre maddi sıkıntılar yaşayabilirsiniz ama hayatta kalırsanız bunları telafi edebilirsiniz. Ölüp giderseniz, işyerinizi bir daha hiç açamayacaksınız! Bir süre evinizde kalırsanız ölmezsiniz ama sokağa çıkmaya devam ederseniz virüse yakalanabilir, hastalanabilir, ölebilir ya da başkalarının ölümüne neden olabilirsiniz!

Günü kurtarmaya çalışmayın. Kendinizin, yakınlarınızın ve diğer tüm insanların geleceğini düşünün. Evinizde kalın. Hiçbir şey sağlığınızdan daha değerli değildir!